Althusser, "çift zamansallık" kavramının tanımını El Nost Milan oyunu üzerinden yapar ve oyunda var olan iki farklı zamansallık tanımlar: Kroniğin zamansallığı ve Dramın zamansallığı.

Kroniğin [2] zamansallığı, oyunda durağan olarak akan ve oyunun merkezindeki dramla belirgin bir ilişkisi olmaya fonun, 1890 Milano'sunun zamansallığıdır. Dramın zamansallığı ise içinde diyalektik olayların gerçekleştiği Nina, babası ve Togasso etrafına gelişen olayların zamansallığıdır. Bu iki zamansallık sadece birbirleriyle farklı zamansal özeliklere sahip oldukları için değil, aynı zamanda farklı bilinçlilikleri barındırdıkları için farklıdırlar.

Özetlemek gerekirse; Kroniğin zamansallığının barındırdığı bilinçlilik Bertolazzi'nin ve Strehler'in bakış açısından 1890 Milano'sunun materyalist bir betimlemesidir. İnsanların bir rutin içinde birbirine dokunmadan, kendi âlemlerinde yaşamaya devam etmeleri, toplumsal yaşama dışarıdan bir bakış, bir yorumdur ve bu durum sahnelemenin de yardımı ile vurgulanınca, toplumsal ve ekonomik statülerin değişmeyeceği bir Milano tasviri çıkar ortaya. Diyalektik olmayan bir bilinçlilik. "Bu, hiçbir şeyin vuku bulmadığı bir zamandır: ne umuda ne de geleceğe sahip olmayan bir zaman, geçmişin bile bir tekrarlanış içinde (Yaşlı Garibaldiciyi hatırlayın) sabitlendiği, geleceğin ise kendisini fabrika inşa etmekte olan duvar işçilerinin kem kümlerinde, beceriksizce yaptıkları siyasal muhabbette ancak arayabildiği bir zaman; jestlerin ne arkasının geldiği ne de etkisinin olduğu dolayısıyla hepsi hepsi, hayat, "gündelik hayat" düzeyinde yer alan birkaç diyalogda, veya güdük kalan yada beyhudeliklerinin bilinci tarafından hiçliğe geri itilen münakaşa veya kavgada özetlenebilen bir zaman." [3]

Dramın zamansallığının barındırdığı bilinçlilik ise melodramatik bilinçliliktir ve zaten bir bireyin ideolijisi üzerinden tanımlandığı için tanımı gereği diyalektiktir. Bu bilinçliliğe sahip olan bireyler, kroniğin zamansallığında ve onun barındırdığı bilinçlilikle ifade edilen koşullarda yaşamaktadırlar. Diyalektiği yaratan da bu koşullarla kurdukları hayali ilişki, ideolojileridir. Bir yanılsama içerisindedirler ve bu yanılsama nedeniyle çatışma oluşur ve olaylar meydana gelir. Bu zamansallığın dramatik olarak tanımlanmasının nedeni de budur. Aristoteles'in tanımına göre tiyatronun temeli olan olaylar bu zamansallıkta, melodramatik bilinçliliğin, Nina ve babasının ideolojilerinin yarattığı diyalektik sayesinde vuku bulur.

Başa dönersek; kroniğin zamansallığı ve dramın zamansallığı temelde, diyalektiği vurgulamak için vardır aslında. Diyalektiğin bir tarafı koşullar, diğer tarafı da bu koşullarla kurulan hayali ilişkidir. Bu iki öğe arasındaki aykırılık, tanımı gereği yanılsamaya dayanan ideolojiden kaynaklı bir diyalektik oluşturur.

Tabi ki Althusser bu tanımları yaparken sadece El Nost Milan oyunu üzerinden hareket etmekte ve "çift zamansallık" tanımının yanında, diyalektiğin gecikmesi, asimetrik – merkezsiz – gizil – eleştirel oyun yapısı gibi bir çok kavramı da ortaya atmaktadır. Ancak bu oyun üzerinden kurduğu Materyalist Tiyatro yaklaşımının, Brecht'in büyük oyunları için de geçerli olduğunu iddia etmiştir.
Dolayısıyla, "çift zamansallık" kavramını, Althusser'in Materyalist Tiyatro'yu tanımlarken kullandığı diğer kavramlardan bağımsız ele almak bir soyutlama olacaktır. Bu nedenle, bir oyunu Althusseryan anlamda "çift zamansallı" olarak değerlendirmek için öncelikle oyunu bir Materyalist Tiyatro örneği olarak değerlendirmek gerekir.

Althusser'in tanımı üzerinde ilerliyorsak ve bu tanımlara göre değerlendirme yapacaksak, her bireyin bir ideolojiye sahip olduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu da bir oyundaki karakterlerin birer ideolojisi olduğu ve bu ideolojilerin bir yanılsama yarattığı ve kuvvetle muhtemel olarak bu yanılsamaların bir çok diyalektik doğuracağını da kabul etmemiz gerekir. Öyleyse bu durumu açıkça seyirciye anlatabilen bir oyunun bir Materyalist Tiyatro örneği olduğunu da rahatça söyleyebiliriz. Althusser'in farklı kavramlarla ifade etmeye çalıştığı da budur. Öyleyse, Materyalist Tiyatro örneği olarak gördüğümüz oyunların hepsine Althusser'in kavramlarını yerleştirebilir miyiz?

Sezuan'ın İyi İnsanı oyununu örnek alırsak; Oyun, var olan toplumsal koşullarda "iyi insan" olabilme olasılığı tartışılmaktadır. Bu ideolojilerde var olan salt "iyi" ve "kötü" algılarının toplumsal koşullar göz önüne alındığında bir yanılsama olduğunu açığa çıkarma denemesidir aslında. Dolayısıyla Materyalist bir Oyun olarak değerlendirilebilir, ama zamansallık açısından bir ikilik söz konusu değildir. Diyalektik zaten bir karakterin ikiye bölünüp kendi içinde çatışması ile gösterilir. Yani çift olan zamansallık değil karakterdir.


Mutfaktakiler oyununu örnek alırsak; İdeolojilerde savaşın varlığının reddedilmesinin gerçeklikle bağdaşmadığını konu alır. İdeolojilerdeki diyalektik çatışma deşifre etme çabası içerisindedir. Materyalist bir Tiyatro örneği olarak değerlendirilebilir. Peki çifte zamansallık? Mutfaktaki erlerin zamansallığı ile dışarıda yaşanan savaşın zamansallığı bir ikilik barındırır. Çünkü erler farklı bir bilinçlilikte yaşamakta ve savaş mutfağa kadar sızmasına rağmen savaşı görmezden gelmektedir. Öyleyse oyunda bir "çift zamansallık" olduğundan söz edilebilir.

Cesaret Ana oyununu örnek alacak olursak; Althusser'in de bu şekilde tanımlamasının da rahatlığıyla oyunun bir Materyalist Tiyatro örneği olduğunu kabul edebiliriz. Öyleyse oyun çift zamansallığa sahiptir denilebilir mi? Küçük insanların savaştan kar elde edebileceği yanılsamasının oluşturduğu bilinçlilik, tüm oyunda yaşanan kazanç ve kayıpların bir arada verilmesini sağlar. Ama aynı zamanda, kar elde etme ya da kazanma olasılığını doğuran savaşın küçük insanlar tarafından başlatılmadığı, bitirilemeyeceği, bittiğinde de yeniden başlatılamayacağı da anlatılır. Çünkü savaşı başlatan, yürüten ve bu durumdan esas kar sağlayanlar farklı bir bilinçliliktedirler. Bu durumun zamansallıkla ne ilgisi var denebilir. Ama oyunun akışına baktığımızda Cesaret Ana savaşın gidişatından etkilenmektedir ve bu gidişat onun tarafından değil, savaşan askerlerin tarafından bile değil; "büyük" adamlar tarafından daha uzun vadeli amaçlar için (100 yıl savaşlarının seçilmesi tesadüf değildir) belirlenmektedir. Ancak yaşanan değişimler Cesaret Ana'nın zamansallığında hızlı değişimlere sebep olmaktadır. Yani savaşı başlatan, yürüten ve sonunda bitirecek olanlar ve aslında bu durumdan esas kar sağlayanlar farklı bir bilinçlilikte ve aynı zamanda farklı bir zamansallıktadırlar. Cesaret Ana'nın ideolojisindeki diyalektiği yaratan da budur. Cesaret Ana kendi zamansallığında bile olmayan bir fırsatın ya da olasılığın peşinde koşmaktadır. Oyun teorisi çerçevesinde tanımlamak gerekirse, Cesaret Ana kendisi gibiler için tasarlanmamış bir oyunu oynamaktadır. Bülent Sezgin'in rulet örneği üzerinden açıklamak gerekirse; 1 milyon $ değerinde fiş alınarak girilebilen bir gazinoya personel girişinden girip, elindeki tüm parayla rulet oynayıp, kumarhanedeki en zengin adamlarla aşık atabileceğini sanmaktır Cesaret Ana'nı yaptığı (ki kumarhanedeki oyunlar da olasılık hesaplarına göre oynayanın değil kasanın kazanacağı şekilde düzenlenmiştir). Kazanma şansı sıfırdır.


Sonuç olarak, Althusser'in Materyalist Tiyatro tanımı yaparken kullandığı kavramları kullanırken, Althusser'in bu kavramları bir oyunun Materyalist Tiyatro olması için olmazsa olmazları olarak ileri sürdüğünü düşünmek yanlış olacaktır. Neticede hepsi birer soyutlama olan bu kavramlar, Althusseryan anlamda materyalizmi gerçekleştirmek için Althusser'in bir örnek üzerinde ortaya çıkardığı kavramlardır. Materyalist olduğunu düşündüğümüz her oyuna bu kavramları adapte etmeye çalışmak yanıltıcı ve kafa karıştırıcı olacaktır. Ancak, yine de bu kavramlar üzerinden tartışma yürütmenin yol gösterici olduğunu da kabul etmek gerekir.


Tartışmalara faydası olması umuduyla…

[1] Bu yazı, Bülent Sezgin'in kaleme aldığı Cesaret Ana ve Çocukları: Oyun Modeli ve Olay Örgüsü Hakkında Düşünceler makalesi üzerine Uluç Esen'in Althusser'in "çift zamansallık" kavramı üzerine açtığı tartışmaya katkı sunmak amacıyla yazılmıştır.

[2] Kronik (günü gününe tutulmuş bir tarihi olaylar güncesini, bir vakyiname)

[3] Louis Althusser, Materyalist Tiyatro Üzerine Notlar