Bu yazı Ağustos 2004-Mart 2005 arasında BGST Dansçıları tarafından yürütülen Newroz (Yeni Gün) Atölye Çalışması ile Fiziksel Aksiyon Eğitim çalışmalarının süreç, yöntem ve sonuçlarını aktarmak üzere kaleme alındı. Yaklaşık 8 aya yayılan bir çalışma sürecinde elde edilen sonuçlar ve yöntem, Mayıs ve Temmuz aylarında İstanbul Alternatif Tiyatrolar Platformu (İATP), Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü (BÜFK) ve Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları (BÜO) ile gerçekleştirilen "Fiziksel Aksiyondan Dansa" başlıklı atölye çalışmalarıyla farklı gruplarla paylaşıldı. Atölye, fiziksel aksiyondan dansa evrilen bir sahneleme yönteminin, kolektif sahne çalışması yoluyla incelenmesini ve tartışılmasını hedeflemekteydi.

SÜREÇ 

2004 yılının yaz aylarında, BGST Dansçıları içerisinde yürütülen tartışmalarda, grubun yapılanmasında ve dans algılamasında modern dans/halk dansları ayrışmasının eksen alındığı sonucuna varıldı. Birim, çalışmalarını suni bir ayrım (modern-geleneksel) üzerinden devam ettirme eğilimindeydi. Oysa BGST içinde yapılan -gerek halk dansları gerekse modern dans merkezli- tüm dans gösterileri halk dansları ve modern dans unsurlarını birlikte barındıran, ancak nihai olarak teatral unsurlarla şekillendirilen dans tiyatrosu örnekleri olarak değerlendirilmekteydi. Ayrıca modern dans olarak tanımlanan dans biçimiyle geleneksel dans olarak tanımlanan biçimlerin arasında ciddi bir geçişkenliğin bulunduğu da gözardı edilmişti. Tartışmalar sonucunda, temel bilgi ve yaklaşım yanlışlarının dans alanında uzun süredir yürütülmeyen eğitim ve okuma çalışmalarının, sahne ve araştırma çalışmaları arasında geri besleme ilişkisi kuracak bir model içerisinde yeniden örgütlenmesiyle aşılabileceği üzerinde uzlaşıldı.

BGST Dansçıları'nın içinden çıktığı BÜFK geleneğinde yer alan temel oyunculuk ve fiziksel aksiyon çalışmalarından ve bunlar sonucunda gerçekleştirilen dans tiyatrosu prodüksiyonlarından edinilen deneyimin unutulmaya yüz tutması da aşılması gereken bir sorun olarak önümüzde durmaktaydı. Yeni dans tiyatrosu projelerinin gündeme gelebilmesi için eğitim çalışmalarının fiziksel aksiyon çalışmalarını kapsayacak şekilde organize edilmesi hedefi kondu. Bu çalışmaların bir hedefi de fiziksel aksiyondan dansa evrilen ve geçmiş dönemde uygulanan bir yöntemin daha sistematik biçimde tasarlanıp uygulanmasıydı.

Newroz Atölye Çalışması yukarıda bahsedilen sorunların aşılması yönünde model bir çalışma olarak kurgulandı. Mitolojik, tarihsel, folklorik ve politik arka planıyla Newroz teması farklı açılımlar sağlayabileceği düşünülerek seçildi. Bu seçimde, BGST Müzik Biriminde de benzer temalı bir çalışmaya başlanmış olması etkili oldu.

1. Ağustos 2004 Newroz Atölye Çalışması

Newroz Atölye Çalışması süreci iki farklı döneme ayrılabilir. Bunlardan ilki BGST Dansçıları, Müzik Birimi[[dipnot1]] ve Tiyatro Boğaziçi'nin bir arada yürüttüğü Ağustos 2004 çalışmalarıydı. Üç okuma ve sekiz sahne çalışmasının yapıldığı Ağustos döneminin temel hedefleri şunlardı:

  1. Okuma-araştırma ve sahne ayaklarının bir arada yürütüleceği bir çalışma yönteminin oluşturulması.
  2. Bu yöntemin sahne ayağında, fiziksel aksiyon merkezli bir modelin kurulması.
  3. Bu çalışmada oluşacak birikimin geliştirilerek diğer BGST birimlerine taşınması.

İlk dönem sahne çalışmaları BGST Dansçıları ve Tiyatro Boğaziçi tarafından tamamlandı. BGST Müzik Birimi ilk birkaç çalışma sonrasında çalışmanın dışında kaldı. Bu nedenle atölye çalışması süresince sahne üstü çalışmalarda kayıt müzik kullanıldı. 

1.1. Ağustos 2005 Dönemi Okuma-Araştırma Çalışmaları

Okuma-araştırma çalışmalarının temel hedefi, "Yeni Gün" temasına uygun bir dramaturjik yönelimin belirlenmesiydi. Bu doğrultuda, ilişkili olduğu düşünülen doğanın yeniden canlanışı, üretkenlik, doğurganlık, direniş, uyanış gibi temaların hangi tarihsel dönemde ve hangi koşullarda (avcı-toplayıcı topluluklar, yerleşik tarım toplulukları, vb.) ortaya çıktığının araştırılması kararlaştırıldı. Bunun için antropoloji ve söylence çalışmasına başlandı. Bir sonraki aşamada mitolojik temaların gerek dini gerekse ilk devlet yapılarının ortaya çıktığı bağlamlarda nasıl biçim değiştirdiği araştırıldı. Modern devletin inşası ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte halk kültürünün tepeden müdahaleyle şekillendirilmesinin incelenmesine ve son olarak, Türkiyeli Kürtler için Newroz'un ulusal bir sembol haline gelmesi ve buna karşı devletçi bir hamle olarak da Newroz'un Türkleştirilmeye çalışılmasının araştırılmasına karar verildi.

Dans Birimi bahar bayramlarının farklı bölgelerde nasıl kutlandığını merkeze alan, Newroz'la ilk elden ilişkisi olduğu düşünülen makalelerden ve görsel malzemelerden oluşan bir arşiv oluşturmaya başladı. Newroz, Hıdrellez ve Hampartsum gibi bahar bayramlarının farklı bölgelerde nasıl kutlandığına dair bir liste oluşturuldu. Mem û Zin filminin başındaki Newroz sahnesi, Ermenilerin Anuş Operası'nın Hampartsum şenliği bölümü, ateş çevresinde yapıldığı bilinen Simsim (Adıyaman) dansının farklı versiyonları, yakın dönemde eylemlerde, konserlerde ve Newroz şenliklerinde icra edilen Hakkâri ve Van yörelerinden popüler halaylar seyredildi.

1.2. Ağustos 2004 Dönemi Sahne Çalışmaları

Sahne çalışmalarında, fiziksel aksiyondan dansa evrilen bir yöntemin oluşturulması hedeflendi. İlk aşamada verili bir durumda tanımlanan bir fiziksel aksiyon cümlesinin, sonrasında ise bu fiziksel aksiyon cümlesinden hareketle basit bir dans cümlesinin oluşturulmasına çalışıldı. Karanlıktan aydınlığa geçişin bahar bayramlarını imleyen evrensel bir tema olması nedeniyle "İlerlemek" eylemi "Karanlıkta korku içinde ilerlenmektedir" verili koşuluyla doğaçlanacak ilk cümle olarak belirlendi. Dansçı-oyunculardan tek kişilik, tek aşamalı basit bir fiziksel eylem hazırlamaları istendi. Bu aşamada müzik kullanılmadı. Denemelerden biri seçilip üzerine çalışıldı: "Elinde bıçakla duvarı yoklayarak karanlıkta ilerler, duyduğu sesle irkilip arkasına bakar." Sonra bu çalışma, biri önde, öteki arkada bulunan iki grup tarafından topluca icra edildi. Bir sonraki aşamada hareketler büyütülüp stilize edilerek "İrkilip arkaya bakma" bölümüne bir dönüş eklendi ve böylece fiziksel aksiyondan hareketle basit bir dans cümlesi oluşturuldu. Çalışmanın ikinci aşamasında, arkadaki dörtlüden, doğaçlamayla öndeki dörtlüyü sararak tehdit etmesi, öndekilerin ise buna tepki olarak korku içinde birbirlerine yaklaşması istendi. Dış grup etrafı kuşatan gecenin sembolik baskı güçleri olarak düşünüldü ve kollar geleneksel danslardan da hareket edilerek kartal benzeri ve asimetrik bir formda kullanılmaya çalışıldı. Bu aşamada hareketlerin daha önce seçilen ve belirlenen cümleye atmosfer olarak uygun bir müzik (Trainspotting Soundtrack - Primal Scream/Trainspotting) eşliğinde icra edilmesi de devreye girdi.

Son iki sahne çalışmasında yeni bir cümlenin doğaçlanması ve uygulanmasına geçildi. Birçok Newroz ve bahar bayramı efsanesinde karşımıza çıkan temalardan biri de "yasak aşk"tı. Bu nedenle yeni eylem cümlesi "Sevgililer birbirine kavuşur", verili koşul ise "Çiftler belirli bir buluşamama (engellenme) aşamasından sonra birbirlerine kavuşurlar" olarak belirlendi. Çiftlerden kurgulanan atmosfere uygun olduğu düşünülen bir müzik (Trainspotting Soundtrack - Blur/Sing) eşliğinde çalışmaları istendi. Bir çiftin yaptığı doğaçlama (tereddütle birbirlerine yaklaşarak sarılma, sonrasında ayrılma) artan şiddetle tekrar edildiğinde izlenebilir-anlamlı bir figür akışının oluştuğu görüldü. Bu dans cümlesinin bir koreografiye dönüştürülmesi için diğer çiftlerden de aynı cümleyi tekrarlamaları istendi ve tüm çiftlerin sahne üzerinde yer aldığı bir düzenleme yapıldı. Koreografinin de devreye girmesiyle bir öncekinin ardına eklenebilecek yeni bir sahne ortaya çıkmış oldu. Aksiyonların ve atmosferin bunalımlı olması yerine lirik bir yönelimde (hüzün ve umudun biraradalığı) olmasının karanlıktan aydınlığa çıkış için daha uygun olacağı eleştiri olarak kaydedildi. Ayrıca koreografi, müzikle ilişki ve dansçı-oyuncu aksiyon çizgilerinin daha detaylı çalışılması gerektiği not edildi. Atölye sürecinde üretilen iki dans sahnesinin imgesel bir buluşla (tehdit edenler ayakta, tehdit edilenler yerde donarak fotoğraf verirler, ardından yerdekiler sırayla takla atarak ayağa kalkarlar ve sahneye dağınık olarak yerleşirler) bir araya getirilerek montajlanması son çalışma gününde gerçekleştirildi.

Atölyenin ilk dönemi sonunda çıkan sorunlar ve temel noktalar şu şekilde özetlenebilir:

  1. Fiziksel Aksiyon çalışmalarının dansa evrilecek şekilde kurgulanması atölyenin en önemli yönelimi oldu.
  2. Dans Biriminde doğaçlama yönelimli çalışmalar uzun süredir terk edildiği için, doğaçlama çalışmalarında dansçıların kendilerini riske atmaması ve "kilitlenmesi" sorunu gündeme geldi.
  3. Deneysel atölye çalışmalarında reji faaliyeti eğilimi oluşmaması; sahne düzenlemesinin, malzeme oluşturmak ve sorun ve yöntemleri not ederek yeni formlar denemenin önüne geçmemesi gerektiği üzerinde mutabık kalındı.
  4. Çalışma ortamının teknik ve fiziki altyapısı, yaratıcılığın önünü açacak ve farklı ihtiyaçlara hızlı cevap verecek şekilde hazır olmalı. Ayrıca, çalışmanın sürekliliği açısından katılımcı kadro sabit olmalı.
  5. Dansçılar hareket analizi aşamalarında zorlandılar. Fiziksel Aksiyon ve Dans çalışmalarının en önemli aşamasının hareket analizi olduğu not edildi.
  6. Dans çalışması yapılırken grubun ve bireylerin kapasiteleri dikkate alınmalı ve yapılamayacak ya da yapıldığında anestetik-zorlama görünecek figürler tercih edilmemeli.
  7. Hareket icrası ve iç aksiyon sorunları çalışmanın önünü zaman zaman tıkayabildi; eğitim ve vücut çalışmaları bu sorunu aşmak için kullanılmalı.
  8. Çıkan sorunlar eğitim-araştırma çalışmalarının hızını negatif yönde etkiledi. İki hafta olarak planlanan atölye çalışması üç haftada tamamlandı.
  9. Sahne çalışmasıyla okuma-araştırma çalışması arasında bir geri besleme ilişkisinin kurulmasının, her iki çalışmanın verimli ve sağlıklı yürütülmesinin ön koşulu olduğu anlaşıldı.

2. Aralık 2004-Mart 2005 Dönemi 

BGST Dansçıları Ekim 2004'ten itibaren, bir önceki atölye dönemi sonuçlarından hareketle eğitim çalışmalarını iki farklı başlıkta sürdürmeye karar verdi:

  1. Tüm performans kadrosunun katıldığı Fiziksel Aksiyon Eğitim Çalışmaları.
  2. Okuma-araştırma çalışması tüm topluluk üyeleri, sahne çalışmaları ise 8 kişilik daha dar bir kadro tarafından gerçekleştirilen ikinci dönem Newroz Atölye Çalışması.

Bu çalışmaların hedefleri şu şekilde belirlenmişti:

  1. Dans bölgesinde uzun süredir yapılmayan fiziksel aksiyon çalışmalarının, birim programının organik bir parçası haline getirilmesi.
  2. Fiziksel aksiyondan dansa evrilen bir yöntemin sistematik hale getirilmesi.
  3. Fiziksel aksiyon eğitimi verebilecek bir düzeyin ve kadronun oluşması.
  4. Hazırlanacak bir atölyenin farklı gruplarla her an paylaşılabilecek hale getirilmesi.
  5. BÜFK'ün 2005 Dans-Müzik gösterisindeki belirli sahnelerle kesişen dans episodlarının denenmesi.
  6. Fiziksel Aksiyon Eğitim çalışmalarının ve atölye sürecinin, çalışma yönteminin ve sonuçların aktarıldığı bir yazının Folklora Doğru 66'da yayımlanması. 

2.1. Fiziksel Aksiyon Eğitim Çalışmaları

Fiziksel Aksiyon Eğitim çalışmaları Ağustos dönemi Newroz Atölye Çalışmasında gündeme gelen fiziksel aksiyon merkezli dans yönteminin tüm kadro tarafından denendiği bir eğitim çalışması olarak kurgulandı. 18 Ekim 2004'ten "Fiziksel Aksiyon'dan Dansa Atölye Çalışması"nın İATP ile paylaşıldığı 30 Nisan 2005'e kadar toplam 34 sahne çalışması yapıldı. Sahne çalışmalarının yanı sıra fiziksel aksiyonun temel kavramları üzerine üç makale de bu çalışmalar içinde okundu.[[dipnot2]] Sonia Moore'un "Eylemin Öğeleri" makalesinin aktarımı Fiziksel Aksiyon Eğitim Çalışmalarına Tiyatro Boğaziçi'nden danışman-çalıştırıcı olarak katılan Cüneyt Yalaz tarafından yapıldı.

Sahne üstü çalışmaları kaçma-kovalama, saklanma, sevişme, teselli, karşılama ve dilek tutma-martifal[[dipnot3]] eylemlerini içerdi. Bu çalışmalar tekli, ikili ve toplu gruplar halinde gerçekleştirildi ve çalışmalarda oluşturulan fiziksel aksiyon cümleleri yöntem çerçevesinde işlenerek öncelikle dans cümlelerine ardından da dans koreografilerine dönüştürüldü. Atölye ve eğitim çalışması süreçlerindeki deneyimin kulüp kadrolarıyla paylaşılması hedeflendiği için, karşılama ve dilek tutma-martifal cümleleri üzerinden yapılan çalışmalara BÜFK Dans Birimi üyelerinin bir kısmı da katıldı. Bu çalışmalarda hazırlanan sahneler BÜFK'ün 2005 Mayıs ayında sergilediği "Şenlik" gösterisinde kullanıldı.

2.2. Aralık 2004-Mart 2005 Dönemi Okuma-Araştırma Çalışmaları

Aralık 2004-Mart 2005 döneminde yapılan okuma-araştırma çalışmalarında asıl olarak farklı coğrafya, farklı tarihsel dönemler ve farklı toplulukların bahar bayramları -bahar bayramı adetleri araştırıldı. Bu çalışmaların temel amacı genelde bahar bayramlarının, özelde ise Newroz'un çok kültürlü karakterini araştırmak ve aynı zamanda sahne-üstü çalışmalarıyla belirli şekillerde etkileşecek bir bilgi altyapısı oluşturmaktı.

Tüm katılımcıların birer başlık üstlenerek araştırdıkları konuları, kısa aktarımlarla grupla paylaşmaları bir yöntem olarak benimsendi. Bu dönemde toplam 15 aktarım yapıldı. Aktarım yapılan başlıklar şöyle: Alevilerde Ateş Kültü, Alevilerde Nevruz, Anadolu'da Nevruz Adetleri, Azerbaycan ve İran'da Nevruz, Boğaziçi Üniversitesi'nde Çalışan Kars'lı Kürt İşçilerle Röportaj, Dionisos ve Antik Yunan'da Bahar Ritüelleri, Hıristiyan İnancında Bahar Bayramları, İslamcı ve Türkçü Bakış Açısıyla Nevruz, Kültler (Toprak ve Su) ve Newroz, Mevsim Döngüleri ve Mitolojik Takvimlerde Bahar Bayramları, Mitoloji ve Bahar Bayramları-Mevsim Döngüleri ve Baharla İlgili Mitoslar, Newroz'un Siyasallaşması ve Kürtlerde Newroz, Nusayriler'de Hızır İnancı ve Hıdrellez, Orta Asya'da Nevruz, Yezidilerde Bayramlar. Aktarımların bir araya getirilmesiyle farklı gruplarla paylaşılabilecek bir seminer hazırlandı.

Etimolojik olarak "Yeni Gün" anlamını karşılayan ve gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart tarihine denk gelen Newroz, kutlandığı bölgenin dinsel ve dilsel farklılıklarına bağlı olarak Novruz, Noruz, Navruz, Növroz, Nevruz, Naras, Nauras, Paskalya, AlbanEilir, Eostar, Lady Day, NawRuz, No Ruz gibi isimlerle anılmaktadır. Güneşin balık burcundan koç burcuna döndüğü 21 Mart'tan sonra gündüzler uzamaya, geceler ise kısalmaya başlar. "Yeni Gün"ün, baharın ve (İran hükümdarı Melikşah'ın düzenlediği takvime göre) yeni yılın başlangıcı olarak kabul edilmesinin; toprağın canlanmasının, doğanın yeniden dirilişinin, bolluğun ve bereketli günlerin tekrar başlamasının kutlandığı bir bahar bayramı olmasının temel sebebi, gece-gündüz ve mevsim döngüsündeki bu önemli değişimdir.

Newroz'un mitoslarda ve söylencelerde temsil edilme biçimi bu dönemde incelenen konulardan biriydi. Çeşitli halkların yeni yılın, baharın gelişini kutladıkları newroz/nevruz gibi bahar bayramları ile ilgili araştırma yapıldığında, farklı bölgelerde benzer ritüellerin tekrarlandığı, bunun da bu bayramlarla bağlantılı farklı mitoslarla/söylencelerle ilişkili olduğu görüldü. Kutlamalarda ortak olan temalar "bereket, bolluk, canlanış ve yeniden diriliş"ti. Kutlama biçimlerinin yörelerin coğrafi, tarihsel, toplumsal, ekonomik ve siyasal koşulları, yöreye hakim mitoslarıyla bağlantılı olarak farklılıklar gösterdiği saptandı. Bu çalışmalarda Yunan, Hitit, Sümer, Babil, İbrani ve Mısır mitolojilerinin ilgili mit ve söylenceleri (Demeter ve Persephone, Dionysos, Attis ve Kybele, Adonis, Telepinu, Tammuz ve İştar, Osiris, vb.) incelendi. Antik Yunan'daki Dionisos Şenlikleri de bu bağlamda ele alındı. Ortadoğu ve çevresindeki dini inançların ve tek tanrılı dinlerin bu mitlerle kurduğu yakın ilişki ve dinlerin pagan köklerinin bahar bayramlarıyla ilişkisi de benzer bir başlığı oluşturdu. Alevi-Bektaşi Newroz inançları da Newroz'un dinsel kökleri başlığı altında gündeme geldi.

Bu dönemde yapılan okuma araştırma çalışmalarının önemli bir bölümü farklı halkların ve kültürlerin Newroz ve bahar bayramlarında yerine getirdikleri adet ve gelenekler üzerineydi. Bu özel günün önemi çeşitli sembollerle vurgulanmaktadır. Örneğin Nevruz'da Azeriler yumurta boyayıp tokuştururlar; aynı gün Hristiyanlar için Paskalya başlangıcı, İsa'nın dirilerek tanrı katına eriştiği gündür; Aleviler dünyanın bugün yaratıldığına ve Hz. Ali'nin de 21 Mart'ta doğduğuna inanırlar; uzun süre Sovyet baskısıyla bayramları yasaklanan Kırgızlar Nevruz'da "sümölök" adlı yemeği hazırlayıp dağıtırlar; Nevruz gününe en yakın Pazar Manisa'da mesir bayramıdır; Antep'te Newroz "Sultan Nevruz" adıyla karşılanır. Hemen tüm halklar 21 Mart'ta sabah erken kalkar, temizlik yapar. Aynı tarihte özel sofralar kurulur, mezar ziyareti yapılır, hastalıklardan korunmak için ateş/üzerlik üzerinden atlanır; bereket getirmesi için 21 Mart'ı 22 Mart'a bağlayan gece uyunmaz. Kars köylerinde her aile evinin damında ateş yakar, Antakya'da yaşayan Nusayriler "Hırisi" pişirirler, Yezidiler ise evlerini süsleyip kaselerini şarapla doldururlar.

Newroz'un son dönemlerde, özellikle Kürt halkı için, politikleşmesi ve bu durumun kültürel yansımaları da üzerinde durulan bir diğer başlığı oluşturdu. ‘Newroz'un anlamı mitolojilerde ve söylencelerde karşıtlıklar üzerinden kurulur. Gece-gündüz ve mevsim döngüsündeki değişim, soyut/mitik düzeyde yapılandırılmış bir karşıtlıklar kümesini de beraberinde getirir: ışığın ve yaşamın karanlığı ve ölümü alt etmesi; gündüzün, aydınlığın ve iyinin geceye, karanlığa ve kötüye karşı zafer kazanması. Bu karşıtlıklar yalnızca Newroz'a özgü değildir. Kutlandığı dönem ve yer itibariyle Newroz'la örtüştürülebilecek Paskalya, Hıdrellez, Hampartsum gibi diğer bahar bayramlarında da gece-gündüz döngüsünün uzantısı olarak yapılandırılmış benzer karşıtlıklar görürüz. Çoğu halk tarafından bahar bayramı çerçevesinde kutlanan Newroz'un, Kürtler için diğer tüm halklardan daha farklı bir anlam ifade etmesinin gerekçesi burada aranmalıdır. Kürtler için Newroz, doğanın yeniden dirilişinin yanı sıra, direnişin, özgürleşmenin ve kurtuluşun sembolü olagelmiştir. Bu algılayışın, Kawa-Dahhak-Feridun-Cemşid gibi figürler arasında geçen, bir nevi "kurtuluş-direniş miti" olarak adlandırabileceğimiz ve ilk olarak Avesta, Şahname ve Şerefname gibi eserlerde karşılaştığımız mitolojik/tarihsel bir kaynağı vardır. Bu eserlerde bir yandan genç erkeklerin kafalarının kesilip beyinlerinin Dehhak'ın yarasını iyileştirmek için kullanılması nedeniyle kralın zulmünden kaçabilen gençlerin dağlara sığınıp çoğalarak Kürt halkını oluşturması; diğer yandan da oğullarının çoğunu kaybeden Kawa'nın Dehhak'a karşı çıkarak isyan bayrağını açması ve halkı etrafında toplaması anlatılır. Kürtler arasında 70'lerden önce kırsal bölgelerde ateşler yakılıp, halaylar çekilerek yerel düzeyde kutlanan Newroz, kentlerde ağır baskı koşulları nedeniyle kutlanamamıştır. 70'lerde Türkiye'de yaşanan siyasal ve toplumsal uyanışın Kürtler'i de etkilemesinin sonucunda kısmen genişleyerek kutlanmaya başlanan Newroz'un daha geniş katılımlarla kutlanmaya başlaması ve siyasi bir niteliğe bürünmesi 80'li yıllardan itibaren olmuştur. Önceleri küçük ve dağınık gruplarda kutlanan Newroz, bu dönemde Kürt halkının özgürlük, barış ve demokrasi taleplerini dile getirdiği kitlesel mitinglere dönüştü.

Politikleşmenin bir diğer tarafını oluşturan İslamcı ve Türkçü bakış açıları, bu bakış açılarına kaynaklık eden toplulukların, örneğin Orta Asya'daki Türklerin, bayram adetleriyle birlikte ele alındı. Türkiye'de devletin bazı Newroz kutlamalarına şiddetle müdahale ederken diğer taraftan Nevruz'un aslen bir Türk bayramı olduğunu ispatlama çabaları da incelendi. Nevruz'un "Türki" Cumhuriyetler'de de resmi bayram olarak kabul edilmiş olmasının da etkisiyle 1992 yılında bir genelge çıkarılması, Newroz'un "Nevruz" biçiminde sahiplenilerek ısrarla Türklerin bayramı olduğunun kanıtlanmaya çalışılması, devlet eliyle düzenlenen törenlerde çadırlar kurulup ateşler yakılması ve demirler dövülmesi süreci ele alındı. Bu arada Anadolu, Mezopotamya, Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar ve Orta Asya'yı kapsayan oldukça geniş bir bölgedeki çeşitli halklar tarafından kutlanan bir bahar bayramının çok-kültürlü niteliğinin ise yeterli vurguyu alamaması tartışıldı. Okuma-araştırma çalışmalarında karşılaşılan kültürel ortaklıklar Newroz'un, farklı kültürlere, farklı dinlere ve/veya farklı etnik kökenlere sahip halkların kardeşliğinin vurgulanması için bir fırsat teşkil ettiğinin hatırlanmasına yardımcı oldu.

2.3. İkinci Dönem Newroz Atölye Çalışması

Newroz Atölye Çalışması 8 kişilik sabit bir kadronun katıldığı sahne üstü çalışmalarla tüm birim üyelerinin katıldığı okuma-aktarım çalışmaları çerçevesinde şekillendi. 15 Aralık 2004'te başlayan çalışmalarda toplam 18 sahne çalışması yapıldı.

Atölye Çalışması'nın asıl hedefi, detayları aşağıda yer alan yöntemi sistematik hale getirmekti. Bu yöntemin denendiği çalışmalarda temel olarak iki tema üzerinde duruldu. İlki birçok bahar bayramı söylencesinde yer alan "sevişme" eylemiydi. Eylemin danslaştırılmasında "soyutlama aşaması" olarak tabir ettiğimiz dördüncü yöntemden yararlanıldı. Çiftli bir solo dans olarak tasarlanan sahne BÜFK'ün "Bahar" gösterisinin Bitlis-Newroz sahnesinde kullanıldı.

Newroz'un son dönemlerde daha çok sosyal-politik bir buluşma (eylem-miting) olarak ön plana çıkması, sahne çalışmasında doğaçlanacak ikinci cümlenin "Newroz'u kutlamak için buluşmaktadırlar" verili koşulu eşliğinde "İnsanlar bir alanda buluşmak için ilerlerler" şeklinde belirlenmesine yol açtı. İnsanların selamlaşması, bir arada ilerleyerek meydana varması ve Newroz ateşinin üzerinden atlayarak bir kutlama halayı kurmaları bu cümlenin ardından hazırlanan diğer fiziksel aksiyon cümleleri oldu. Bu parçaların birleştirilmesiyle oluşturulan farklı dans sahneleri, BÜFK 2005 Bahar Gösterisinin Bitlis-"Newroz" sahnesinde ve 26 Haziran 2005'te Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'ndaki Kardeş Türküler konserinde sergilendi.

YÖNTEM

Aslında fiziksel aksiyondan hareketle geliştirilen dans yöntemi, BGST birimlerinin birlikte ürettiği dans tiyatrosu prodüksiyonlarında uzun yıllardır kullanılıyor. Bizim BGST Dansçıları olarak Kasım-Mart dönemindeki eğitim çalışmaları süresince yapmaya çalıştığımız şey, varolan birikimin dans vurgusunun altı çizilerek sistematik hale getirilmesi oldu. Fiziksel aksiyondan hareketle oluşturulan danslaştırma denemelerini tiyatro ve dans unsurlarının birlikteliği üzerine kurmaya çalıştık.

BGST Dansçıları'nın yaptığı Newroz Atölye Çalışması'nda vurgulanmaya çalışılan yöntem temelde deneysel bir dans yaratım süreci hedefliyor. Amaç, denenen yöntemin sahnelemede sağlayabileceği açılımların örneklerini ortaya çıkarmak oldu. Bir yandan da dansın "müzik eşliğinde icra edilen güzel hareketler serisi" biçimindeki dar tanımına, fiziksel aksiyon merkezli bir yaklaşımla ve gerektiğinde dansçılık formasyonuna sahip olmayan insanlarla birlikte oluşturulabilecek alternatifler üzerine bir çalışma yürüttük. Hareket, iç aksiyon, anlam ve üslup arasındaki ilişkileri ve bütünlüğü dengeli bir biçimde kurmak bu yöntemin temel hedeflerinden biriydi. Basit bir örnek vermek gerekirse; yaptığımız denemelerde hareket ve figürleri icra ederken sık sık iç aksiyonun tutturulması ve korunması konusunda sorunlar yaşadık. İç aksiyonunun sağlanamaması ya da korunamaması, hareketleri ve figürleri güçsüz ve anlamdan yoksun hale getirebiliyor ya da plastik hareket ve mimikler samimiyetten yoksun bir üsluba yol açıyor. Bu nedenle iç aksiyonun oluşturulması ve korunmasının çoğunlukla harekete öncelenmesi gerekiyor. Ancak hareketin organize edilmesi ve icrası da iç aksiyonun tutturulmasını ya da korunmasını sağlayabiliyor. Hareket ve iç aksiyon arasındaki bu karşılıklı ilişkiyi sahne üzerinde kurmak, icracı ve seyircinin anlam üzerinden kurduğu ilişkiyi de önemli ölçüde güçlendiriyor. Yöntemin en can alıcı noktasının fiziksel aksiyon çalışmalarında dikkatle üzerinde durulan "sahne üzerinde icra edilen her hareketin, jestin (bu atölye bağlamında aynı zamanda figürün) meşrulaştırılması (bir sebebinin ve yöneldiği anlaşılır-anlamlı bir hedefin bulunması) gerekliliği" olduğu söylenebilir.

Yöntem temel olarak 3 aşamadan oluşuyor:

I. Fiziksel Aksiyon Çalışması:

Bu aşamada, Tiyatro Boğaziçi'nin Stanislavskiyen oyunculuk yöntemi üzerine yaptığı formülasyonlardan hareket edildi. İcracılara bir fiziksel aksiyon cümlesi ve verili koşul verildi. İcracılardan bu fiziksel aksiyonu verili koşula adapte ederek icra etmeleri istendi.

Örnek:

Fiziksel Aksiyon: 1) Yürümek 2) Taş atmak 3) Ateş üstünden atlamak

Verili Koşul: 1) Karanlıkta korku içinde ilerlenmektedir. 2) Fiziksel bir tehdide karşı ve/ya onu engellemek için atılmaktadır. 3) Toplu şekilde kutlanan geleneksel bir bayramda çoşkuyla atlanmaktadır.

Kullanılan Müzikler: 1. Primal Scream/Trainspotting, 2. Massive Attack/You are my Angel,3. Kardeş Türküler/Newroz

Bu aşamada oluşturulan örnekler tek tek izlenip değerlendirildi. Değerlendirme aşamasında esas alınan kriterler:

Hareket Analizi: a. icra edilen eylemdeki tüm hareket ve jestlerin verili koşula ve alt metne uygun olarak icra edilmesi b. kasların denetiminde sorun yaşanmaması c. hareketlerin aksiyonu imlemesi yerine onun mekanik bir taklidine dönüşmemesi d. klişe hareket ve jestlere yer verilmemesi.

Anlamlandırma: a. verili durumların iyi tasarlanması ve zengin bir imgesel tasarımın oluşturulması b. bir alt metin oluşturulması c. olmayan insan ve nesnelerin sahne üzerinde doğru tasarlanması c. iç aksiyonun verili koşul ve alt metinle uyumlu olması.

Ekonomi: a. jest ve mimik ekonomisine dikkat edilmesi b. fiziksel aksiyonun vurgusunu kaydıracak şekilde buluşlara ve esprilere izin verilmemesi.

Organizasyon a. skor oluşturma ve koruma b. aşamalandırmanın doğru yapılması c. ritm-aksiyon ilişkisinde sorun yaşanmaması
d. mizansen seçiminin seyreden dikkate alınarak yapılması.

Üslup ve Dramaturji a. Cümleye ve eyleme dramaturjik bir yaklaşımın geliştirilmesi b.dramaturjik yaklaşımla sergilenen üslubun örtüşmesi c. tercih edilen üslubun cümle ve verili koşulla uyumlu olması.

Bu aşamada olabildiğince rafine ve sade fiziksel aksiyon örnekleri çıkarılmaya çalışıldı. Stilizasyona ve danslaştırmaya uygun örneklerin elde edilmesi için her hareket ve jest detaylı olarak analiz edildi ve temel kriterler bağlamında sorunsuz örneklere ulaşılmaya çalışıldı

II. Fiziksel Aksiyon Cümlelerinin Dans Cümlelerine Dönüştürülmesi:

Bu bölümde amaç, bir önceki aşamada çıkan örneklerin danslaştırılması ve toplu olarak icra edilmesi olarak belirlendi. Fiziksel aksiyon cümlelerini dans cümlelerine dönüştürmek için temel olarak dört yöntem denendi:

  1. Fiziksel aksiyon cümlesinin müziğe yerleştirilerek dans etkisinin oluşturulması. Bu yöntem müzikle ilişki kurma biçimine bağlı olarak ikiye ayrıldı: a) müzik atmosfer kurar b) eylemin aşamaları ya da vurgu noktaları, müziğin ritmik ve melodik yapısının üzerine oturtulur.
  2. Fiziksel aksiyon cümlesi tekrar, hızlandırma, ağır çekim, vb. stilizasyon teknikleri aracılığıyla müzik eşliğinde kesintisiz (tekrar edilerek) icra edildi ve bir dans etkisi oluşturuldu. Zaman zaman dansın toplu biçimde icrası sırasında yapılan mizansen ve ritm düzenlemeleri de stilizasyon tekniklerinden biri olarak not edildi.
  3. Fiziksel aksiyon cümlesindeki jestler figürleştirilerek danslaştırıldı. (Ör: taşın elden çıktığı andaki fırlatma jesti bir dönüş figürüyle yer değiştirdi.)
  4. Fiziksel aksiyon cümlesi içindeki eylem ya da eylemin yarattığı duygu soyutlanarak danslaştırıldı. Bu yöntem ağırlıklı olarak figür doğaçlaması üzerine kuruldu.

Bu yöntemler doğrultusunda ilk aşamada, toplu olarak icra edilebilir hale getirilen örnek müziğe yerleştirildi. Ardından, bu örnek ağır çekim veya normal tempoda tekrar edildi. Son olarak seçilen eylemdeki kritik jestler basit figürlere (dönüş, sıçrama, düşme, vb.) dönüştü. Bir sonraki aşamada ise, örneğin taş atılırken duyulan öfke soyutlama yöntemiyle danslaştırıldı.

Danslaştırma aşamasında esas alınan kriterler:

  1. İç aksiyonun korunması: Fiziksel aksiyon cümleleri danslaştırılırken (belirli bir figür, hareket serisi ve koreografi eklenirken) iç aksiyonun kaybedilmesi en sık yaşanılan problemdi.
  2. Stilize icra ve beden kontrolü: Bedenin tüm kaslarının verili koşul ve imgesel tasarımı destekleyecek şekilde icracının denetiminde olması gerekiyor. Hareketlerin ise stilize icranın önünü açacak şekilde düzenlenmesi temel hedefti.
  3. Dans-Müzik İlişkisi: Dans-müzik ilişkisinin korunmasında, ritim ve melodik yapıyla cümlelerin uyumlu şekilde icra edilmesi bir diğer önemli kriter olarak saptandı.

III. Fiziksel Aksiyon ve Dans Cümlelerinin Birleştirilmesi (Montajlanması):

Bu bölümde amaç,fiziksel aksiyon ve dans cümlelerinin montajlanarak basit koreografik tasarımların oluşturulmasıydı. Seçilen eylemler çerçevesinde oluşturulan cümleler montajlanarak basit koreografiler denendi. Ayrı ayrı çalışılan eylem veya dans cümlelerinin ya da bir cümlenin eylem ve dans versiyonlarının bir tasarım ve üslup çerçevesinde montajlanarak daha büyük parçaların oluşturulması hedeflendi. Bu aşamada, özellikle prodüksiyon süreçleriyle çakışmayan örneklerde, tamamen bitmiş sahneler/koreografiler kurmamaya özen gösterildi.

Yöntemin Uygulanması Sırasında Çıkan Sorunlar ve Not Edilen Noktalar

  1. Fiziksel aksiyon cümlelerinin oluşturulması aşamasında verili koşulun net olarak tanımlanması gerekiyor. Aksi takdirde anlamlandırma ve imgesel tasarımda ciddi sorunlarla karşılaşılabiliyor.
  2. Eylem cümlelerini değerlendirirken BGST Dansçıları içindeki sorunların ağırlıklı olarak ekonomi, imgesel tasarım ve iç aksiyonla ilgili noktalarda yoğunlaştığı söylenebilir. Ekonomi bağlamında karşılaşılan sorunların deneme, icra edilen örnek ve çalışma katılım sayısı arttıkça azaldığı gözlemlendi. Atölye çalışması boyunca çok karmaşık ve aşamalı cümleler seçilmediği için skor/organizasyon noktasında görece az sorunla karşılaştık. Genellikle yalın aksiyonlar ve gerçekçi üsluplar tercih edildiği için dramatürji ve üslup noktasını irdeleyebileceğimiz farklı örneklerin sayısı azdı.
  3. Yöntemde katılımcı bir grup çalışması modeli esas alındı. Bu nedenle ön hazırlık, öneri getirme ve toplu değerlendirme aşamasında öznel kriterler yerine kolektif ve sistematize edilmiş kriterlerin tüm kadro tarafından uygulanması önemli hale geldi. Demokratik katılımcı bir çalışma modelinin inşa edilmesi de yöntem kadar önem verilen bir başlık oldu. Çalışmalara belirli bir motivasyon ve ön-hazırlıkla gelinmesi tüm çalışmalar için kritik önemdeydi. Her çalışma sonunda çalışma değerlendirmesi yapıldı ve tüm çalışmalarda not tutuldu.
  4. Danslaştırma aşamasında karşılaşılan en temel iki problem iç aksiyonun korunamaması ve temel icra problemleriydi. Kondisyon ya da stilizasyon gerektiren yerlerde kontrolsüz beden kullanımları aşılmaya çalışıldı. Bu süreçte vücut çalışmaları temel adım ve dansçılık formasyonunu gündeme getirecek şekilde yeniden kurgulandı. Üzerinde çalışılan ve belli bir düzeye taşınan bazı fiziksel aksiyon parçaları dans aşamasına gelindiğinde zaman zaman teknik yetersizlik sorunu, zaman zaman da konsantrasyon ve disiplin eksikliği nedeniyle aynı(sabit) aksiyonla icra edilemedi.
  5. Sahnelere uygun ve fiziksel aksiyonu destekleyecek müzik seçiminde genel olarak (hem katılım hem de uygun içerikli müziklerin önerilmesi) zorlanıldı. Müzikle daha yakın bir ilişki yöntemin uygulanabilmesinin şartları arasında yer alıyor.
  6. Dördüncü yöntem olarak adlandırılan soyutlama aşaması yeteri kadar çalışılıp örneklenemedi. Bu yönteme bundan sonraki fiziksel aksiyon çalışmalarında daha fazla ağırlık verilmesi kararlaştırıldı.
  7. Sahne çıkarma ve yetiştirme kaygısının ön plana çıktığı kimi çalışmalarda yöntemlerin aşama aşama ve zaman gerektiren titizlikle uygulanmadığı gözlemlendi.
  8. Yöntem ve yöntem çerçevesinde geliştirilen örneklerin okuma-araştırma çalışmalarıyla birlikte yürütülmesi icracıların yöntemle daha hızlı ve güçlü ilişkilenmesini sağladı. Okunan Sonia Moore ve Stanislavski makaleleri yöntemin birinci aşamasına dair daha hızlı sonuçlar alınmasının önünü açtı. İlerleyen dönemde okuma-araştırma çalışmaları sadece Newroz temalı aktarımlar bağlamında sürdürüldü. Okuma çalışmaları sahneleme için güçlü bir arkaplan ve imgesel malzeme sunmakla birlikte, okuma çalışmalarıyla sahne çalışmalarındaki geri besleme ilişkisinin daha organize bir biçimde kurulabileceği gözlemlendi.