Körper (Bedenler), yapılalı on yıldan fazla olmuş bir eser; ancak, onu 2011 yılının sonunda izleyen biri olarak günümüz meselelerine değen çağdaş bir eser olarak görüyorum. Bu yazıda, koreograflığını Sasha Waltz’in üstlendiği eserin sorunsallaştırdığı konular, yapısı ve hareket dili üzerine fikirlerimi paylaşacağım.

Eser hakkında yazılmış birkaç yazıya ulaştığımda, genelde aynı fikirlere rastladım. Eserin bedenin makineleşmesinden, beden parçalarının birer makine parçası gibi birbirinden ayrılabilir/ sökülebilir olmasından, beden üzerinde 'bilimsel' keşifler yapan 2. Dünya Savaşı Soykırım tarihine yaptığı göndermelerden bahsediyordu. Bu, bir okuma tarzı ve belki de belli imajlar doğrultusunda gösteriden çıkabilecek en altı çizili okumalardan biri olabilir. Ben de bu noktalarda belli çıkarımlar yapmış olsam dahi eseri queer bir bakış üzerinden okumayı tercih edeceğim, daha doğrusu böyle bir bakış geliştirmeyi deneyeceğim. Bu sıralar düşünsel ve bedensel olarak yaşadığım gerçeklik bu olduğu için, böylesi bir denemenin beni daha çok besleyeceğini düşünüyorum.
  


Eserin girişi, bu anlamda en çok konuşulabilecek yerlerden biri. Dar bir alanda çıplak bedenlerin birbiriyle ilişkilenme biçimleri, farklı bedenlerin belli noktalarda birbirine karışması ve öznel bedenlerin  keskin sınırlarının kaybolarak morfoz hale gelmesi; alışılagelmiş, homojen tanımlanmış kadın/erkek beden algısını kıran bir yerde duruyor. Yan yana duran meme ve penis, illa bunların farklı bedenlerde olması şartını ortadan kaldırıyor. Böyle bir gözle bakıldığında morfoz bedenlerin birbirine teması, birleşim yaşamaları ve yavaşlıktan dolayı izleyenlerin bu birleşime an ve an tanıklık etme durumu cinsiyet kalıplarını ve heteroseksist-ikili cinsiyet bakışını kırma potansiyelini içinde barındırıyor.

Bunun yanı sıra, eserin ilk bölümünde yapılan taşımaların (liftlerin) büyük bir kısmında dansçılar birbirlerini etlerinden tutuyor, çekiyor ve taşıyorlar. Dansçıların fiziksel aksiyonlarından, 'man in black' karakterlerinden dolayı burada bedeni değersizleştiren davranış biçimine; bir başka açıdan baktığımızda farklı bir değerlendirmeye ulaşabiliriz. Etten birbirini taşıma, göbek bağından sıkıştırma, farklı beden parçalarından su çıkarma gibi imgeler BDSM'den (bondage discipline sadism masochism) oldukça alışık olduğumuz sahnelerdir. BDSM pornolarının bir kısmında benzer kurgulara rastlamak mümkün. Dolayısıyla Körper'i izleyen bir BDSM master'ının (sahibinin) gösteri sırasında tüm bunlar olurken erekte olması/ıslanması oldukça muhtemeldir. Bir köle'nin de 'man in black' karakterlerine... Hele ki dansçıların bedenleri ve bedenlerini kullanış biçimi bu kadar estetikken… Eserin sonundaki tebeşirle çizilmiş bedenler ise bende oluş halinde, tamamlanamayan beden imgesi yarattığı için oldukça mutlu ve 'cuk' diye yerine oturan bir final oldu.
 


Eserin yapısındaki performativite, teatrallik ve dans birleşimi oldukça ilgimi çekti. Kullanılan metinlerin icrasında dansçıların metinleri iyi icra etmediğini düşündüğüm anlar oldu. İfadelerinin yabancılaştırma yaratabilecek mesafede olmadığını, dansçıların metinle kendileri arasına çok mesafe koyarak izleyenin, metnin ve metinde anlatılanın içine girmesini engellediğini düşündüm çoğu zaman. Performatif kısımlardaki sertlik, telaşla icra edildiği için istenilen etkiyi bırakamıyordu. Metnin içeriği zaten sert olduğu için daha soğukkanlı bir icra tercih edilebilirdi. Kontakt dans kısımlarının başarılı olduğunu düşünüyorum ancak bir iki yerde icraların yumuşaması -mış gibi bir hisse neden oldu bende. Hareketlerin, davranışların keskin, kaba olduğu bir eserde yumuşak ve akışkan dans tavırlarına dönüşmesi içimde 'ah'lara sebep verdi.

Sasha Waltz, kuşkusuz müthiş bir imgeleme sahip, bulduğu imgeler ve bunları kompoze ediş tarzına hayran oldum. Benim açımdan böyle bir okumaya zemin hazırlayan bir eser yaratmış olmasının yanında tüm imgeleri hakkını vererek kullanması oldukça etkileyiciydi. Bu esere iyi ki bu zamanda, bunları yaşarken rastlamışım.