“Forum, hayalini kurduğumuz dünyanın nüvesi.”
“Komşuluğu sevdik! Forumlar dağılsa da Tatavla Dayanışması sürecek”
“Hareketin bir parçasıyız; ama otonom hareket etme hakkımızı saklı tutuyoruz.”
Edindiğimiz izlenimi en baştan paylaşalım: Tatavla Dayanışması İstanbul’daki en başarılı forum örneklerinden biri. Bazı parkların sancılarla bölündüğü, hiç toplanamadığı, ya da ‘siyasetler toplantısı’na indirgendiği bir süreçten geçiyoruz. Ama Yeldeğirmeni, Tatavla, Etiler gibi birçok forum somut yerel çalışma ve eylemleri hayata geçirerek, hem mahalleleriyle yoğun bağlantılar kuruyor, hem de çoğulcu yapılarını koruyarak birlikte yürümeyi öğreniyor.
Tatavla Dayanışması 13 Kasım akşamı kendisini değerlendirdiği bir forum yaptı ve Park Gazetesi’ni de davet etti. Farklı katılımcıların görüşlerini sizlerle paylaşıyoruz: Diğer forumların da Tatavla’nın kazanım ve eksiklerinden ders çıkarabilmesi için.
Bir mahalle forumunun doğuşu
Tatavla Dayanışması, ilk forumunu yaklaşık yüz kişiyle 21 Haziran’da gerçekleştirmiş:
“Gezi’nin dağıtılmasından sonra Şişli sakinleri Maçka Parkı’nda forum yaptı; ancak çok kalabalıktı ve ilerleme sağlanamıyordu. Forum çıkışında, Kurtuluş ve Feriköy’de oturanların toplanması için çağrı yapıldı. Orada 20-30 kişi kadardık; ancak 21 Haziran’daki ilk Tatavla forumunda 100′e yakın insan biraraya geldik. Haftalarca yüzün altına düşmedik.”
O günden bugüne Tatavla Dayanışması’nın toplantı sıklığı ve katılımcı sayısında kısmen düşüş olsa da, bu diğer forumlardan geç yaşandı. Haftada üç akşam, 25-30 kişi toplanmaya devam eden Tatavla Dayanışması, mahalledeki yürüyüşlerde tekrar yüzlerce insanı biraraya getirebiliyor. Ali İsmail’in, Medeni’nin öldürülmesi sonrası eylemler, Sivas katliamı anması, 6-7 Eylül protestosu bunlara örnek.
Ayrılanlar oldu…
Çoğu forum gibi Tatavla’da da ulusalcı çizgideki bazı katılımcılarla ayrışma yaşandı. Semtin özgül karakteri de bunda etkili oldu:
“Yoğun bir ayrışma yaşadık. Bir arkadaşımız bir forumda, ‘Taksim’e önce Cumhuriyetçi kuvvetler girdi’ derken, diğer biri ‘Orduyu arkamıza almamız lazım‘ görüşündeydi. Zamanla forumun genel antifaşist eğilimi belirginleştikçe, bu tür yaklaşımlar bir ayrışmaya yol açtı. Etnik ve dini zenginlikler içeren Tatavla toplumunun ötekileştirmeye karşı bir tutumu var. Çok sayıda Afrikalı ve Uzak Asyalı göçmenin de yaşadığı bir semt burası. O yüzden, herkesin yaşam hakkına saygı duyan bir anlayıştayız.”
“Sonuçta, kimi ulusalcılar bir süre sonra forumdan uzaklaştı. Medeni Yıldırım’ın öldürülmesi üzerine yürüyüş yaptığımız için gidenler oldu. Forumu kendi anlayışları doğrultusunda evirip çevirmeyi düşünen bazı sol oluşumlar da zamanla koptu.”
…ama çoğulculuk sürdü
Tatavla Dayanışması bu ayrışmalara rağmen renkliliğini koruyor:
“Gezi’deki çoksesliliği kaybetmedik; geri dönmek isteyenlere de kapımız açık. Forumda birbirinden farklı politik görüşlerden, örgütlü-örgütsüz katılımcılar, uyumlu bir biçimde çalışmayı sürdürüyoruz.”
Bununla ilgili ilginç bir anekdot da var: Medeni Yıldırım yürüyüşüne destek vermeyen ulusalcıların bazıları yürüyüşün hemen ertesi günü, ‘forum alanında kavga var’ haberi aldıklarında koşa koşa gelmişler. Kavga forumla ilgili değilmiş gerçi; ancak bu vesileyle forum katılımcıları uzun süredir görmediği insanları görmüş. Forumda bugün de ulusalcı görüşte bazı katılımcılar var.
Şu sözler özetliyor sanki forumun iç işleyişini:
“Forumların olumsuz bir yanı, karar alamamak. Oysa biz forum dışında diyelim Stalin-Troçki, anarşizm-sosyalizm gibi hararetli tartışmalar yapsak bile, forumda birlikte iş yapmayı başarıyoruz.”
Yerelleşme adımları
Abbasağa ve Yoğurtçu Parkı gibi forumların mahalleyle yeterince bağ kuramadığı, biraz bölge toplantılarına dönüştüğü, kendi katılımcıları tarafından da dile getiriliyor. Tatavla Dayanışması ise mahalleye kök salmak için yoğun çaba sarf etti ve mesafe de kaydetti.
“Bizim forum toplanmadan önce, buradaki katılımcılardan hiçbirini tanımıyordum. Şimdimahallede birbirimizi tanıyoruz ve artık mahalle üzerine çok daha fazla bilgi ve umut sahibiyiz.”
“Forum katılımcıları zaten mahallede yaşıyor. Toplandığımız Ortanca Parkı’nda aileler çekirdek çıtlıyor, arada pasif dinleyici olarak katılıyorlar.”
“Bakkal, manav bizi tanıyor; esnaf arkadaşlar ara ara soruyor ‘Bugün forum, eylem yok mu’ diye. Forum sayesinde esnafla ilişkilerimiz de politik bir ton kazandı.”
Mahalleliyle ilişkiler
Tatavla Dayanışması katılımcıları semt sakinleriyle olumlu ilişkiler kurmaya özen göstermiş:
“Mahallelinin hassasiyetlerine duyarlı olduk. Mesela forumda hiç içki içilmedi. Karar alınmadığı halde, kendiliğinden böyle bir eğilim gelişti.”
“Ortanca Parkı’nın ışıklandırılmasını sağladık. Mahalledeki kadınlar bir akşam, çocuklarının karanlık yüzünden parkta oynayamadığını dile getirdi. Biz de bunu belediyeyle görüştük ve aydınlatma getirildi.”
Semtteki Ermeni ve Rum nüfusunun gündemleri de forumca sahiplenildi. 6-7 Eylül olaylarını protesto yürüyüşünde, halkların kardeşliği ve barış talebini ifade eden çokdilli dövizler hazırlandı. Semtteki bütün halkların katıldığı bu eylemde, kitle caddeyi uzun süre trafiğe kapadı.
Kazova direnişiyle bütünleşme
Tatavla Dayanışması’nın bir diğer olumlu kazanımının, Kazova işçilerinin direnişiyle bütünleşme olduğunu söylemek lazım. Örneğin Beşiktaş ilçesi forumlarının, Darphane ya da Beltaş mücadeleleriyle yeterli kaynaşma yaşayıp yaşamadığı tartışmaya açık. Oysa Kazova direnişçileri başından itibaren Tatavla’nın aktif bileşeni oldu.
“Fabrika semtimizde; işçilerden de burada oturanlar var. Direnişçi arkadaşlar, ‘Siz buraya gelin’ tavrı almadılar. Foruma katıldılar, herkesle eşit söz aldılar. Buralı gibi davrandılar.”
“Gezi’de ‘Nerede bu işçi sınıfı?’ deniyordu sık sık. Biz gittik bulduk! Kazova’yla kurduğumuz ilişkiyle, sınıfla olan bağımızı bir tık daha yükselttik.”
“Kazova’daki gece nöbetlerine katıldık. Kazova’nın diğer forumlarla bağlantısını sağlamaya yardımcı olduk. Parklarda kazak stantları açıldı, beraber satış yaptık; defilede de satışın başında durduk.”
Tatavla örneğinin diğer forumlara, yerel mücadelelerle dayanışma konusunda değerli bir örnek sunduğu açık.
Trans bireylere sahip çıkmak
Tatavla’daki bir diğer yakıcı mesele ise trans ve LGBTİ bireylere yönelik saldırılar.
“Forumda travestileri semtten kovmayı öneren bazı kişiler zamanla uzaklaştı. Aynı şekilde foruma LGBT bireyler geldiği için gidenler oldu. Oysa translara yönelik saldırıları hep gündemleştirdi Tatavla Dayanışması.”
Ancak trans olsun olmasın tüm bireylerin sokaktaki güvenliği, forum için çözülmemiş bir mesele:
“Trans arkadaşlara mahallede onur yürüyüşü düzenlemeyi önerdik, ancak kabul etmediler, temel ihtiyacın bu olmadığını belirttiler. Mahalledeki sivil güvenlik meselesini nasıl çözeceğimizi bilmiyoruz, ama kafa yoruyoruz. Güvenlik amaçlı iletişim sistemi kurma (düdük vs.) gibi öneriler sunuldu.”
Çalışma gruplarının sürekliliği
Tatavla Dayanışması’nın kimi katılımcıları, çalışma grupları konusunda özeleştirel bir tavra sahip.
“Bir süre sonra işler aynı arkadaşların üzerinde yoğunlaşınca, net bir görev dağılımı olması gerektiğini konuştuk. Çeşitli çalışma grupları kurma denemelerimiz oldu – sosyal medya, kadın, çocuk gibi. Ancak sürekliliğini sağlayamadık. Şu an daha çok pratik işler üzerinden ilerliyoruz.”
“Örneğin çocuk atölyesi bir dönem çok aktifti. 3-4 haftalık bir program ve ardından sergi düzenlendi; ancak ikinci bir dönem gerçekleştirilemedi.”
Bir katılımcı ise bu duruma daha olumlu yaklaşıyor:
“Çalışma grupları çok konuşuldu; ama sanki bizim forum, komisyonlar ve bunların üzerinde bir yürütme oluşturmaya pek sıcak bakmadı. Arkadaşların kendi iradesiyle sorumluluk üstlenmesi üzerinden mesafe kat ettik. Dolayısıyla, atölyeler somut ihtiyaçlara dayanıyorsa kurulmalı; masa başında çalışma grubu kurmanın anlamı yok.”
Hareketin parçası, ama özerk
Özetle, Tatavla Dayanışması mahalleye ayağını sağlam bastığı için kendi iç canlılığını da korumayı başaran bir oluşum. Forum deneyimi katılımcıları gerçek anlamda dönüştüren bir etki yarattığı için, bireyler forumu ve yeni komşularını pek çok semtten daha fazla sahipleniyor diyebiliriz:
“Bizim isteğimiz, Gezi’den çıkan tüm muhalefetle birlikte hareket etmek. Ama bütün forumlar dağılsa bile biz çalışmalarımıza devam etmek istiyoruz. Bütünün bir parçasıyız, ama bütüne tabi değiliz; otonom hareket etme hakkımızı saklı tutuyoruz.”
“Forum, hayalini kurduğumuz dünyanın nüvesi.”