Enstrüman olarak beden
Ne zaman bedeni bir “müzik enstrümanı” olarak adlandırsak, onu muhtemelen diğer müzik enstrümanlarıyla aynı evrene dahil ediyoruz, ancak beden sadece bu enstrümanlardan biri midir?
Terimleri ve kelimeleri nasıl kullandığımıza bağlı olarak, sonunda farklı değerleri seçeriz. Örneğin, “alet” kelimesi yerine “kaynak” kelimesini kullanırsak, bedenin gerisindeki anlamı ve kavrayışı dönüştürmüş olacağız.
Biz kendi bedenimiziz ve onu bir “nesne” veya “alet” anlamında bir “enstrüman” olarak varsaydığımız anda kendimize de aynı değeri atfediyoruz. Farklı bir şekilde, bedenin “köken” ya da “memba” anlamında bir “kaynak” olduğunu söylediğimizde başka bir algılamayı icra ediyoruz; beden üzerinden müzik ürettigimizde kendimiz üzerinden müzik üretiyoruz. Bu fark, kökenlerimizden beri hep bizimle olan bir pratiğin, beden sesleriyle müzik üretmeni, anlamını kavramamız açısından çok önemlidir.
Ses ve müzik kökeni
Doğduğumuz anda bizi çevreleyen dünyayla iletişim olanaklarını keşfetmeye başlıyoruz ve o andan itibaren, hayatlarımızın sonuna kadar, beden çevremizle olan diyalog ve algılama sürecinde öncelik verilen bir unsur haline geliyor.
Çevremizde olanla diyalog kurmak için kendimizde bir seri farklı becerileri geliştirmek mümkün ve ses bunun için en etkili kaynaklardan biri.
İnsanoğlunun müziği yarattığı spesifik anla ilgili bazı farklı teoriler mevcut. Hatta kimileri insanın konuşmadan önce şarkı söylemeye başladığını söylüyor. Öyle ya da böyle, kabul etmeliyiz ki beden sesleri insanın araştırdıgı ilk ses kaynaklarının parçasıydı.
Ses kaynağı olarak bedenin her parçasının müziksel olarak araştırılan yolu (ritim, melodi, armoni) etkileyen kendine has özellikleri vardır. Örneğin insan sesinin uzun notalar üretme kapasitesi vardır, bu nedenle onu melodik olarak inceleriz. Öte yandan, eller birbirine vurulduğunda kısa notalar üretme kapasitesi vardır, sonuç olarak onları daha çok ritmik açıdan inceleriz. Bununla beraber hiçbir şey, bizi vücut parçalarının daha az belirgin müzikal imkanlarını araştırmaktan alıkoyamaz, örneğin el çırpmanın melodisi ve sesin ritmi gibi…
Beden ve teknoloji
İnsanın ‘evriminde’ büyük teknolojik gelişmeler sağlamış olsak da, günümüzde insan vücudu ana müzik aletlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Başlangıçta müzik üretme sanatı, insan bedenindeki seslerle çok bağlantılıydı. Eldeki tek kaynak bu olduğundan neredeyse ikisi birbirine bağımlıydı. Ancak insanlığın yolculuğu esnasında bu ilişki dönüşmeye başladı.
Her ne kadar beden ses konusunda büyük bir çeşitliliğe sahip olsa da sesin yüksekliği gibi sınırlarımız da var. Çevreye bağlı olarak insan bedeninin sesi belli miktarların üzerine ulaşamaz ve bu sınırdan ötürü insanlık, çoğunlukla daha yükses sese sahip olan objelerin seslerini araştırmaya başladı. Yine de insanlık tarihinde insan bedeninin sesleri, müzik aktivitelerinde kullanılmaya devam etti.
http://www.youtube.com/v/Xo97ztKppIw