Geçen yıldan beri sürdürdüğümüz kolektif oyunlaştırma başlıklı eğitim çalışmalarında, özelikle Ömer F. Kurhan'ın yazdığı Kolektif Oyunlaştırmaya Girişadlı makaleden etkilenerek, bir oyunun dramaturjisinin yapısal olarak nasıl analiz edileceği üzerinde fikir üretmeye çalışıyoruz. Yapısal analiz yapmak için, elimizde iki anahtar kavram var: Bir oyunun model analizi ve oyunun değer analizi. Özelikle model analizi konusu, bizler için oldukça yeni bir kavram. Acaba nasıl olur da, bir tiyatro yapıtını oyunsal model olarak inceleyebiliriz. Sanırım bu konuda oyun teorisi (game theory [1] ) olarak adlandırılan matematiksel modelleme biçiminden yararlanmak mümkün. Boğaziçi Üniversitesi ekonomi bölümü mezunu birisi olarak, öğrenim hayatında yoğun bir şekilde dersler aldığım bir konunun tiyatro yaparken karşıma çıkacağını hiç düşünmemiştim. Son günlerde bu konu üzerinde bazı okumalar yapıyorum ve temel kavramları not almaya çalışıyorum. Yakın zaman içinde notlarımdan bir yazı oluşturacağım. Ancak şu ana kadar yaptığım çalışmada, tiyatro teorisi ile paralellik kurulabilecek bir teorik çerçeve kurmanın kolay olmadığını düşündüm. Şu an için belirli sorular ortaya koydum ve yanıtlar üretmeye çalışıyorum:

  1. Oyun teorisinde, oyuncu kendi çıkarları doğrultusunda rasyonel davranan bir kişidir. Acaba Aristo'nun bir karakterin sahip olması gereken değerler olarak tarif ettiği tutarlılık, uygunluk, benzerlik ve iyilik kavramları ile oyun teorisindeki rasyonellik ilkesi arasında bir korelasyon kurulabilir mi?
  2. Bir oyunu oynayan oyuncunun duyguları ve coşkuları devreye girdiğinde, rasyonellikten uzaklaşılır. Akıl (bireysel çıkar ve rasyonalite) ile duygu (coşku belleği) arasında bir ikilem oluşur. Bu noktada, matematiksel bir model olan oyun teorisinin zaafları ortaya çıkmaya başlar. Oyun teorisinin bu açmazlarına çözüm oluşturmak için, game teorisi terminolojisi içinde theatre theory olarak adlandırılan (farklı bir bağlamda kullanılan tiyatro teorisi) bir kavram ortaya çıkmaktadır. Acaba bu analizler ile bizim anladığımız dram sanatı arasında bir bağ kurabilir miyiz?  
  3. Bir tiyatro oyunundaki kurguyu, acaba hangi oyun teorisi sınıflandırmasına sokabiliriz? Oyun teorisinde statik ve dinamik oyunlar, tek ve çok kişilik oyunlar, işbirlikçi ve işbirlikçi olmayan oyunlar, tümel ve tikel bilgili oyunlar türünden sınıflandırmalar bulunmaktadır.
  4. Tiyatrodaki dramatik çelişki kavramı ile oyun teorisindeki oyuncuların çıkar çatışması (işbirliği veya rekabet) kavramı arasında bir paralellik kurulabilir mi?
  5. Çok kişilik oyunlarda, kazanç matrisini oluşturmak için senaryo analizi ve olasılık hesapları kullanılmaktadır. Dramatik bir olayın inşası için de olaysal bağlam ve dolayısıyla kurgu ve senaryo gerekmektedir. Bir tiyatro metnini oluştururken bir yazar acaba hangi olasılık hesaplarını kullanmakta ve nasıl bir senaryo modeli oluşturmaktadır?
  6. Oyun teorisinde ahlaki bir yargı var mıdır? Ya da oyun teorisinin ön kabullerini politik ve etik olarak nasıl değerlendirebiliriz?

BGST'de profesyonel tiyatro bölgesi inisiyatifi içinde yer alıyorum ve bir süredir Bertolt Brecht'in Cesaret Ana ve Çocukları oyunu üzerinde projelendirme ve ön hazırlık çalışması yürütüyorum. Brecht'in ünlü oyununu model analizi bağlamında nasıl değerlendirebileceğimi düşünürken, kumar metaforu üzerinden hareket edebileceğimi düşündüm. Ve bir soyutlama yaparak Cesaret Ana karakterini savaş alanında rulet [2] oynayan bir kumarbaz olarak hayal ettim. Değişik kazanma seçenekleri sunulan rulet oyunundaki amaç, en iyi tahmini yapmak ve mümkün olan en az kayıpla, kar elde ederek oyunu bitirmektir. Oyuncunun kaybetme ve kazanma ihtimali şans ve strateji faktörüne bağlıdır. Bu varsayımıma göre oyunun model analizi ile ilgili bazı sonuçlara ulaşılabilir:


Cesaret Ana iyi bir tüccar olarak kendince akıllı oyun stratejileri (savaşın koyduğu kurallara karşı) kurmaya çalışır, çoğu zaman şansı yaver bile gitse, elindeki oyuna giriş sermayesi oyun boyunca azalır. Ancak hiçbir zaman sıfırı tüketmez. Oyunda ciddi kayıplara uğramasına rağmen, kazanma ihtimali hiçbir zaman bitmez, olay örgüsünün kuruluşu ve ilerleyişi bu şekilde süregider. Bu karaktere dair eleştirel bir tavır almak isteyen Brecht'in oyun yazımındaki bilinçli bir tercihidir. Bana göre Brecht oyun modelini bu şekilde kurmuştur. Nice yenilgilere ve çöküşlere rağmen orta sınıf ideolojisinin kolaylıkla dönüşüme uğramaması, Brecht tarafından altı çizilen bir noktadır. Bu yüzden de Brecht kazanma ihtimalinin bitirilmediği bir oyun modeli kurarak eleştirel bir yapı oluşturmayı denemiştir. Savaşın onbeş yıllık seyri içinde, Cesaret Ana'nın ekonomik durumu giderek kötüleşir. Ancak lineer bir şekilde birden bire ekonomik çöküş yaşamaz. İnişli çıkışlı bir seyir vardır. Sıfırı tüketmediği için de oyuna devam eder. Benim yorumuma göre de oyunun sonunda Amerikan ruleti giderek Rus ruletine (ya 1 ya da 0 olan oyun modeline) dönüşecektir.


Olay örgüsüne bakacak olursak, oyunun en başında Cesaret Ana, üç çocuğunu da riske ederek savaş ruletine baştan girmiştir. Biz seyirci olarak, karakterin neden oyuna girdiğini sorgulayamayız. O zaten oyundadır ve bu seyirci için verili durumdur. Seyirci oyun kurgusunun ilerleyen bölümlerinde, kuralların eşitsiz bir şekilde sürdüğünü ve Cesaret Ana'nın kaybettiğini fark etmeye başlar. Bana kalırsa Brecht seyirci için şöyle bir oyun modeli kurar:

  1. Kurduğu ikili yapı (çift zamansallık) ile kumar oyununun kurallarını sorgulamaya olanak sağlar. Seyirci açısından kazançları ve kayıpları birarada gösterir.
  2. Lineer olmayan, diyalektik bir oyun yapısı vardır. Cesaret Ana oyunda tam kaybetti derken kazanır, tam kazandı derken kaybeder. Seyirci açısından oyunun sürdürülmesi yönünde bir beklenti yaratılır. Seyircinin empati kurduğu karakterin oyunu sürdürmesine izin verir.

Bu çerçeveden sahnelere bakacak olursak:
1.Sahne: Bir satranç oyunu misali sürekli bir strateji savaşı yaşanan giriş sahnesinde, Cesaret Ana bir oğlunu kaybeder. Ticaret yaparak katıldığı kumar oyununda kazandığı tek şey yarım gulden paradır. Cesaret Ana, Yazıcı ve Çavuş'un taleplerini duyunca iki oğlunu da kaybedeceğini hisseder ve karşı hamleler (mal satmaya çalışma, sözel ikna, bıçak çekerek korkutma, fal bakma gibi “mistik” güçlerini kullanma vs.) yapar ve tam oyundan geçici çıkma (gitmeye yeltenirken) kararı alacakken, karşı tarafın hamlesiyle oyuna devam etmeye karar verir. Ve bu stratejisi yüzünden büyük oğlundan olur.


2.Sahne: Cesaret Ana, ordu mutfağında çalışan Aşçı'ya mal satışı yapar. Açlığın kol gezdiği ortamda, Aşçı ile pazarlığa tutuşur. Oyunda baştan avantajlıdır. Ancak Aşçı pazarlık gücünü kullanmaya çalışır ve Cesaret Ana'yı oldukça zorlar. Cesaret Ana mal satışı ve pazarlık esnasında tesadüfî olarak oğluyla karşılaşır. Komutan öküzleri çalarak kahraman olan Eliff'e ödül olarak öğle yemeği verir. Ancak kahraman konuğa sunulacak bir yemek yoktur. Aşçı mecburen Cesaret Ana'nın teklifini kabul eder. Cesaret Ana bu durumu bir avantaja çevirir ve satıştan beklediğinden daha karlı çıkar.

3.Sahne: Katolik baskınından sonra alay kasası İsviçre Peyniri'nin elinde kalır. İsviçre Peyniri rakip güçlerin eline geçince, onun hayatı ve kasa üzerine üçlü bir savaş ruleti oynanır. Bu oyunda Cesaret Ana ikili bir oyun stratejisi izler.

Cesaret Ana'nın amacı: Arabayı Yvette'in sevgilisi Albay'a rehine vererek 200 gulden toplamak ve bu parayı Çavuş'a vermektir. Bu sayede hem İsviçre Peyniri'ni kurtarmak, hem de arabadan olmamak ister. Ancak 200 guldenlik teklifi çok bulur ve Yvette aracılığı ile Gözü sargılı Çavuş ile pazarlığa tutuşur. Cesaret Ana'nın repliklerde biraz karışık olan bir diğer amacı ise şu şekilde düşünülebilir: Çavuş ile pazarlık yapmak, oğlunun hayatı için örneğin 120 gulden vermek ve oğlunu kurtarınca kasanın içindeki 200'ü almak ve 80 gulden karlı çıkmak.

Yvette'in amacı: Arabayı satın almak ve geleceğini değiştirmektir.

Rakip güçlerin amacı: Kasanın yerini öğrenmek ve içindeki parayı almaktır.

Sonuç: İsviçre Peyniri kasanın yerini söylemez. Dürüstlüğü yüzünden kurşuna dizilir. Oyuncuların amaçları açısından bakarsak, bu üçlü oyunda kazanan olmamıştır. Herkes kaybeder. Cesaret Ana bir oğlundan olur. Yvette, fahişelik yapmaya devam edecektir. Rakip güçler ise, kasayı ele geçiremez. Ancak arabanın kaybedilmemiş olması, yine Brecht'in oyun modeline uygun bir şekilde gerçekleşir. Kazanma ihtimali sürdürülür.

4.Sahne: Cesaret Ana'nın 3.sahnedeki oyun stratejisi başarısız olunca, olumsuz sonuçlarla karşılaşır. Kaybetmeye devam eder. Cesaret Ana'ya bazı kısıtlamalar yapılır ve cezalar verilir. Bu durumu kendi lehine çevirmek için şikâyet hamlesini yapar. Ancak şikâyetinden vazgeçer. Çünkü Brecht'in deyimiyle “şeytanla masaya oturacak kadar kaşığı uzun ve öfkesi yeterli değildir.” Oyunda kaybetmeye devam eder.

5.Sahne: Cesaret Ana savaş alanında, “her koyun kendi bacağından asılır” düşüncesiyle, elindeki malları yaralı köylülere vermek istemez. Ancak kızı Kattrin'in merhameti dört subay gömleğini kaybetmesine neden olur. Kazanan yaralı köylüler olmuştur.

6.Sahne: Yüksek rütbeli bir kumandan ölmüş ve savaşa geçici bir süre ara verilmiştir. Ancak Cesaret Ana oyuna ara vermez. Savaşın uzayacağı öngörüsünden hareket ederek, mal stoklaması yapmaya karar verir. Yani, oyunda ileriye dönük risk alır. Kızı Kattrin'i de bu riske ortak eder ve mal satın alması için şehre gönderirir. Kattrin yolda askerlerin saldırısına uğrar ve yüzünden feci bir şekilde yaralanır. Kaybeden Kattrin olmuştur.

7.Sahne: Aldığı risk sayesinde kızının başına bela açan Cesaret Ana, kumarda kazanır. Cesaret Ana ticaret hayatının zirve noktasındadır. Savaşın bir nimet olduğundan dem vurur.

8.Sahne: Oyunda kurallar değişmiştir. Savaşın kısa süreliğine sona ermesi ve barışın gelmesi Cesaret Ana'yı ekonomik anlamda olumsuz etkiler. Bu durumu tersine çevirmek için hemen yeni bir strateji yapar. Malları elden çıkarmaya karar verir. Ancak şans faktörünün de etkisiyle savaş tekrar başlar ve hemen eski stratejiye geri döner. Strateji seçimi yapması gereken bir anda, büyük oğlu Eliff'den haber alır. Ancak mal satacak olması yüzünden, oğluyla ilgilenmeyi erteler. Tüm odak noktası elindeki mallardır.

9.Sahne: Oyundaki kurallar aleyhindedir. Ciddi ekonomik kayıplar yaşar. Tam bu sırada Aşçı'dan gelen aşevi işletmesi önerisi, kazanç getirmesi muhtemel bir tekliftir. Ancak Aşçı'nın Dilsiz Kattrin'i istememesi yüzünden, Cesaret Ana teklifi reddetmek zorunda kalır. Kızı ile birlikte arabayı çekerek oyuna devam eder.

10.Sahne: Cesaret Ana'nın Aşçı'nın önerisini kabul edememesi ve oyuna devam etmeye karar vermesi, koşullarının daha da kötüleşmesine neden olur. Savaşın yıkım etkisi giderek artar.

11.Sahne: Cesaret Ana açısından yenilgi devam eder. Kaybedecek çok fazla bir şeyi kalmayan Kattrin, kendini feda eder. Hayatı pahasına çaldığı trampetler bir yerleşim yerinin kurtulmasına neden olur. Kazanan insanlık olacaktır.

12.Sahne: Cesaret Ana Kattrin'in ölümünden sonra, ironik bir şekilde hala kumar oyunu oynamaya devam eder. Elinde kalan tek şey köhnemiş ticaret arabasıdır.

Oyundaki Olay Örgüsü: 
Brecht'in metni üzerine yapılacak bir dramaturji ve sahneleme çalışması Aristo'nun deyimiyle “oyunun ruhu ve özü” olan olay örgüsü eksen alınarak yapılmalıdır. Aşağıdaki olay örgüsü, metni basit bir şekilde algılamaya ve temel vukuatları çıkarmaya yönelik olarak hazırlanmıştır.

1.Sahne:
Uzun süreden beri devam eden bir savaşın atmosferinde, Çavuş ve Çığırtkan cepheye sürülecek asker arayışları içerisindedir. Ordunun ve savaşın propagandasını yaparak asker toplamaya çalışırlar. Ailesi ve arabasıyla savaş coğrafyasında dolaşarak mal satan bir tüccar olan Cesaret Ana'yı gören askerler arabayı durdururlar. Amaçları oğulları askere almaktır. Cesaret Ana'nın tüm çabalarına rağmen, büyük oğlu Eliff askerlerle birlikte savaşa gider. Cesaret Ana kalan diğer çocukları ile birlikte ticaret arabasını çekmeye devam eder.

Sahnenin temel vukuatı, asker bulma zorluğu çeken militer güçlerle, küçük bir aile şirketinin patronunun çıkar çatışması içinde olmasıdır. Annenin ısrarlarına rağmen büyük oğlun savaşa gitmek istemesi, militer güçlerin ekmeğine yağ sürer.

2.Sahne:
Cesaret Ana ordu mutfağında çalışan bir aşçı ile horoz pazarlığı yapar. Amacı en yüksek fiyata elindeki horozu Aşçı'ya satmaktır. Bu sırada büyük oğlu Eliff'in savaş ortamında yaptığı bir yağmalama ve adam öldürme eylemi sayesinde kahramanlaştığını görürüz. Eliff komutanından övgüler almaktadır. Komutan ödül olarak bir ziyafet hazırlanmasını ister. Cesaret Ana bu durumdan faydalanarak horozu Aşçı'ya satar. 2 yıl aradan sonra oğluyla ilk defa kucaklaşır.

Sahnenin temel vukuatı, katliam yaparak kahraman ilan edilen büyük oğlun, annesiyle iki yıl sonrasında tekrar karşılaşmasıdır.

3.Sahne:
Büyük bir savaş coğrafyasında dolaşan tüccar Cesaret Ana ve kızı tutsak düşmüşlerdir. Ancak ticaret kesintiye uğramamıştır. İsviçre Peyniri'nin bağlı olduğu askeri birlik baskına uğrayınca, alay kasası elinde kalmıştır. Bu durum onun için büyük bir tehlike oluşturmaktadır. İsviçre Peyniri bir an önce kasayı güvenli bir yere saklamayı ve birliğine geri götürmeyi amaçlar. Baskın yapan askeri güçler ise kasanın peşindedir. İsviçre Peyniri kasa ile birlikte yakalanır. Cesaret Ana savaş ortamında fahişelik yapan Yvette'den yardım ister ve ortanca oğlun kurtulması için arabasını rehine bırakmak karşılığında pazarlığa başlar. Ancak Yvette- Cesaret Ana- Çavuş arasındaki üçlü pazarlık çok fazla uzayınca, İsviçre Peyniri trajik bir şekilde ölür. Cesaret Ana, Rahip ve kızı ile birlikte ticaret arabasını çekmeye devam eder.

Sahnenin temel vukuatı, dürüstlüğü yüzünden ölüme giden İsviçre Peyniri'nin hayatı üzerine oynanan üçlü kumardır.

4.Sahne:
İsviçre Peyniri'nin yol açtığı sorunlar yüzünden Cesaret Ana'ya bazı kısıtlamalar yapılır ve cezalar verilir. Bu durumu alay komutanına şikâyete gelen Cesaret Ana, haksızlığa uğradığı için son derece öfkeli olan genç bir askerle karşılaşır. Cesaret Ana öfkeli askerin öfkesini bastırıp onu sakinleştirmek isterken, bir yandan da kendi öfkesini bastırır ve şikâyet etmekten vazgeçer.

Sahnenin temel vukuatı, yeterli öfkeye sahip olamayan orta sınıf bir tüccarın başkasını sakinleştirmeye çalışırken kendini yatıştırmasıdır.

5.Sahne:
Savaş şiddetlenmiştir. Cesaret Ana, Kattrin ve Rahip çatışmalar yüzünden yaralanmış köylülerle karşılaşırlar. Yaralarını iyileştirmek için sargı bezine ihtiyaçları vardır, ancak Cesaret Ana arabasındaki malları vermek istemez. Merhametli ve cesur Kattrin ise köylülere yardım etmek için arabada bulunan subay gömleklerini yırtarak sargı bezi işlevi görmesini sağlar. Bu sırada damı çöken bir evdeki bir çocuğu kurtarır.

Sahnenin temel vukuatı, merhametli Kattrin'in annesine karşı çıkması, yaralı köylülere yardım etmesi ve bir bebeği ölümden kurtarmasıdır. 

6.Sahne:
Cesaret Ana Rahip'in savaşın uzayacağı öngörüsünden hareket ederek, kar etme arzusuyla bolca mal stoklaması yapmaya karar verir. Bu yüzden de kızı Kattrin'i mal satın alması için şehre gönderir. Kattrin yolda askerlerin saldırısına uğrar ve yüzünden feci bir şekilde yaralanır.

Sahnenin temel vukuatı, Kattrin'in trajik bir şekilde yaralanmasıdır.

7.Sahne:
Cesaret Ana ticaret hayatının zirve noktasındadır. Savaşın bir nimet olduğundan dem vurur.

Sahnenin temel vukuatı, aymazlık içinde olan Cesaret Ana'nın kısa süreli karı düşünerek savaşa övgüler düzmesidir.

8.Sahne:
Savaşın kısa süreliğine sona ermesi ve barışın gelmesi Cesaret Ana'yı ekonomik anlamda olumsuz etkiler. Rahip'in öngörüsü boşa çıkmıştır. Aşçı geri döner. Yvette ile Aşçı karşılaşır. Aşçı, nam-ı diğer pipolu Pieter, Yvette'in hayatını karartan kişidir. Büyük oğul Eiliff tutuklu olarak geri döner, barış zamanında yaptığı bir yağmalama eylemi yüzünden tutuklanmıştır ve ölüm cezası almıştır. Rahip, Eiliff ile birlikte gider. Savaş tekrar başlamıştır. Cesaret Ana bir an önce malları satmak için yola çıkmaya karar verir. Aşçı Eiliff'in durumunu Cesaret Ana'ya anlatır. Cesaret Ana nasıl olsa Eiliff'i daha sonra görürüm umuduyla çok fazla umursamaz ve Aşçı ile birlikte arabayı çekerek yoluna devam eder.

Sahnenin temel vukuatı, savaşın durması ve yeniden başlaması ile Cesaret Ana'nın strateji oluşturması ve kahraman ilan edilen büyük oğlun aynı sistem tarafından savaş suçlusu ilan edilmesidir.

9.Sahne:
Savaşın yıkıcı etkileri git gide artmıştır. Cesaret Ana'nın ekonomik durumu giderek kötüleşir, dilencilik noktasına kadar gelir. Bu arada Aşçı'ya ailesinden miras olarak bir aşevi kalmıştır ve Aşçı Cesaret Ana'ya aşevini birlikte işletme teklifinde bulunur. Ancak Kattrin'i istemez. Cesaret Ana ise Kattrin'in yalnız bırakamaz ve Aşçı'yı terk eder. Kızı ile birlikte arabayı çekmeye devam eder.

Sahnenin temel vukuatı, dilencilik noktasına kadar düşülen bir ortamda bir kurtuluş umudunun ortaya çıkması, ancak savaş kurbanı genç kızı Aşçı'nın istememesi yüzünden umudun sona ermesidir.

10.Sahne:
Cesaret Ana ve Kattrin perişan bir şekilde yollara düşerler.

Sahnenin temel vukuatı, savaşın insanlık üzerindeki yıkım etkisinin iyice artmasıdır.

11.Sahne:
Cesaret Ana ve Kattrin kuşatılmış bir şehrin yakınında arabaları harap olmuş bir şekilde mola verirler. Şehri kuşatan askerler köylülere şehre giden yolu sorarlar. Amaçları katliam ve yağma yapmaktır. Kattrin ise şehirdekileri uyarmak için bir damın tepesine çıkar ve trampet çalmaya başlar. Yaptığı kahramanlık eylemi başarı ile sonuçlanır ve şehirdekiler uyanırlar. Katrrin ise trajik bir şekilde ölür.

Sahnenin temel vukuatı, erdemli Dilsiz kızın kendini feda etmesidir.

12.Sahne:
Cesaret Ana Kattrin'in ölümünden sonra, arabasıyla beraber tek başına yollar düşer. Kazancıyla tehlikesiyle savaştan rant elde etmeye devam edecektir.

Sahnenin temel vukuatı, onca yıkıma rağmen Cesaret Ana'nın aymazlığıdır.

Brecht'in ünlü metnini sahnelemeye dönük bir çalışma söz konusu olduğunda, dram sanatı bağlamından kopmak istemiyor ve anlaşılır bir dramaturji yapmak istiyorsak, kaçınılmaz olarak olay örgüsünü ve oyun modelini incelememiz gerekir. Yukarıdaki çalışma bu niyetle hazırlanmıştır.

[1] Oyun teorisi: belirli bir hedefe yönelik karar verme gücüne sahip birimlerden (oyunculardan) oluşan sistemlerde, oyuncuların azami kazanç elde etme çabası içindeyken karar verme durumlarını inceleyen, uygulamalı matematikte ve ekonomide kullanılan bir yöntemdir. Bireylerin karşı karşıya kaldıkları ikilemleri ortadan kaldırmak ya da çözmek için kullandıkları yöntemler ve oluşturdukları stratejiler oyun teorisinin temellerini oluşturur

[2] Rulet oyunu: Rulet oyunu en çok bilinen casino oyunudur. Bu oyunun iki değişik oynama şekli vardır. Birisi Amerikan rulet oyunudur, diğeri ise Avrupa rulet oyunudur. Amerikan rulet oyununda "teker'de" 38 numara alanı vardır. Bunlar 1–36 numaraları, sıfır ve çift sıfırdır. Sayıların yarısı kırmızı diğer yarısı da siyahtır. Sıfır ve çift sıfır yeşildir. Tek bir sayıya, veya kombinasyon yaparak daha fazla sayıya veya renge aynı anda bahis yapabilirsiniz. Kaynak: http://www.casinoportalen.com.tr