2012 Türkiye'de Çin Kültür Yılı Etkinlikleri, İKSV Uluslararası Tiyatro Festivali kapsamında Şangay Şarkı ve Dans Topluluğu'nun ardından Çin'in kültür mirası listesinde yer alan ve önceki gece sahnelenen Pekin Operası ile devam etti.
"Pekin Jingju" ya da Pekin Başkent Operası, Çin kültürünün başlıca geleneklerinden biri. Geleneksel enstrümanlar kullanılıyor. Jingju'nun repertuvarında 1000'in üzerinde opera olduğu biliniyor. Bu operalar, geleneksel halk hikayelerinin anlatıldığı köy seyirlik oyunlarına benzetilebilir. Hikayelerde konu olarak aşk, kahramanlık, savaş gibi temalar işleniyor.
İstanbul'da sergilenen Pekin Operası da birbirinden bağımsız 4 farklı hikayenin anlatıldığı bölümlerden oluşan 90 dakikalık bir gösteriydi. Gösteride kurgusal bir bütünlük olmamasını bir eksiklik olarak değerlendirmiş olsam da, bunun "kültürü" daha fazla tanıtma kaygısı ile operaların çeşitlenmesi isteğiyle tercih edildiği anlaşılıyor.
Pekin Operası, klasik Batı sahneleme anlayışlarının dışında kostüm, oyunculuk ve müzikleri ile İstanbullu seyirci açısından farklı bir deneyim sunuyor. Tanıtım dergisinden ve gösteri öncesi gösterilen videoda şöyle ifade ediliyor: " Opera, öykü anlatmak ve karakter çizmek için oyunculuk yöntemlerini kullanarak şarkı söyleme, okuma, rol yapma, dövüşme ve dansı harmanladığı bir gösteri biçimi geliştirmiş. Pekin Operası’nda başlıca roller erkek, kadın, boyalı yüzler ve komik karakterlerdir; yardımcı roller de vardır. Rollerin kişilikleri, özellikleri ve kaderlerini sembolize etmeleri dolayısıyla makyaj ve özellikle de renkler, Pekin Operası’nın sanatının en özgün yanlarından biridir."
Gösteri başlamadan sahneye çıkan bir oyuncu yaklaşık 30 dk boyunca makyajını seyirci karşısında yapıyor ve daha sonra da abartılı ve ince ince işlenmiş, görsel açıdan oldukça zengin bir kostümü de gene seyirci karşısında giyiniyor.
Jingju'larda hazırlık çalışmaları da performansın önemli bir parçası.
Çin'de devlet destekli bir kurum olan Pekin JingJu Tiyatro Topluluğu'nun ve Qıanmen Liyuan Tiyatrosu'nun sergilediği Pekin Operası, yer yer akla Türkiye'de, özellikle de TRT'de, sıkça karşımıza çıkan köy seyirlik oyunlarını ve dolayısıyla başlı başına bir folklor geleneğini hatırlatıyor. Bu açıdan da geleneksel olanı sahneye taşırken nasıl ve ne kadar müdahale edilebilir sorularını sorduruyor. Pekin Operası'nda da dünyanın bir çok yerinde olduğu gibi "geleneksel" olan "otantik" ve "özcü" bir yaklaşımla sahneye taşınıyor. Bu hem icracıları sanatçılıktan ziyade kültür elçileri ve temsilciler konumuna sokuyor hem de hazırlık süreçlerindeki sahneleme yöntemleri ve prodüksiyon olanakları tartışmalarını sınırlandırıyor. Ortaya da yer yer seyirciyi ciddi anlamda yorabilen, yoğun bilgilendirme ve öğretme kaygılı seyirlikler çıkıyor.
Öte yandan geleneksel olanla iç içe geçmiş ve belki de geleneğin kendisi olmuş ataerki, militarizm ve kadının ikincil rolü bu performansta da sıradanlaştırılıyor ve eleştirel bir üslup takınılmadan doğal olanmışçasına aktarılıyor. Hal böyle olunca "gelenek" kendini yeniden ve yeniden üretiyor.
Bütün bunların yanında güçlü oyunculuklar, vokal kullanımları, grotesk makyaj, aksesuar ve kostümler Pekin Operası'nı izlemeye değer kılıyor. Batı ve Ortadoğu kültür performanslarının ötesinde farklı bir deneyim yaşamak isteyen her yaştan izleyici için eşsiz bir deneyim sunacağı aşikar.
Detaylar: tiyatro.iksv.org/tr/program/45