Bu yazıda, BGST Dans Birimi Çalışanlar İnisiyatifi Girişimi’nin bir süredir yürüttüğü sahne çalışması sürecini özetleyecek ve arka plan çalışmalarında ortaya çıkan bazı verileri paylaşmaya çalışacağız.
Çalışma Süreci:
Bajar projesinin “Nezbe” albümündeki Heq Heq! şarkısının bir bölümüne yönelik bir sahne taslağı oluşturduk. Açıkhava gösterisine yoğunlaşacağımız için bir süre ara vereceğimiz sahne çalışmasının sürecini şöyle özetleyebiliriz:
Kasım ayında çalışanlar bölgesinde tartışılmaya başlayan çalışma içeriği, Aralık ayıyla birlikte netlik kazandı. Çalışan dansçılar arasında katılımcı bir çalışma modelinin nasıl yapılabileceği tartışılırken, çalışılacak sahnenin öne çıkan hedefleri şu şekilde kondu:
-Heq Heq şarkısının da temasında bulunan “hak taleplerini” gündeme alması ve ayrımcılıklara karşı birlikte mücadele etmeye çalışan farklı kimliklerin direniş, isyan ve dayanışma temasını içermesi,
- Geleneksel halay formları ile şehirli/çağdaş hip hop/sokak danslarını birleştiren bir hareket formu oluşturulması,
- BGST’nin içinde bulunduğu “Barış İçin Sanat Girişimi”nin eylemlerine ve olası başka etkinliklere taşınabilecek 4-5 kişilik bir kadronun icra edebileceği formatta olması,
-Çalışan bölgesinde farklı katılım biçimlerine açık bir çalışma yürütülmesi ve çalışan temposuna uygun bir süreçte sergilenebilir olması.
Çalışmaya gönüllü olan 5 kişilik bir kadro olarak bir araya geldik ve Aralık ayının sonlarında, haftada iki günlük bir tempoyla çalışma yürütmeye başladık. İlk dönemdeki 8 çalışmada, hareket doğaçlamaları ve ağırlıklı olarak sahne dramaturjisini tartıştığımız kısa toplantılar yaptık. Bu tür gönüllülük esasına dayalı dar kadrolu çalışmaların katılımcılığı kolaylaştırdığını gözlemledik. Oluşturduğumuz taslağı (Ocak ayı sonunda) Dans Birimi’ndeki diğer üyelerine sergiledik ve geri dönüşler aldık. Turne için ara vermeden önce, çalışmanın içeriğini ve yürütülüş biçimini dans birimi içinde tekrar gündeme aldık. Çalışmanın eğitim-araştırma yönünün eksik olduğuna karar vererek, çalışanlar bölgesinin çalışma organizasyonunu yeniden oluşturduk. Turneden sonra çalışmayı kısa bir süreliğine bütün çalışanlar bölgesine yaydık. Arka plan çalışmasını birlikte yürüttük ve sahnenin eksik olan ön oyun/giriş bölümü için iki grup halinde doğaçlamalar yaparak öneriler oluşturduk.
Arka plan çalışmasında, şehirlerde yaşayan Kürtlerin hak taleplerini temel alan eylem haberlerini ve görüntülerini taradık. Katıldığımız eylemlerdeki gözlemlerimizi paylaştık. Belli bir işbölümü çerçevesinde yaptıımız taramaların linklerini e-mail grupta birim üyeleriyle paylaştık ve topluca tartıştık. Taramalarda öne çıkan unsurlar şöyleydi:
-Eylem biçimleri: oturma eylemi, meşaleli yürüyüş, omuz omuza pankart taşıma, Kürtçe şarkı söyleme, taş atma, kepenk kapatma, zincirli protesto, panzere poster asma, bayrak yakma…vb.
-İmgeleme hizmet edebilecek çeşitli unsurlar: puşi, yöresel kadın ve erkek kıyafetleri, zılgıt, çift elle yapılan zafer işareti, kapalı yüzler, limon/biber gazı, tazyikli su, barikat, sapan, molotof kokteyli, havaifişek,
-Danslar: ağırlıklı olarak kolay adımlı geleneksel halaylar ve bazı halay adımlarının bireysel olarak çeşitlendiği yorumlar,
-Çocukların eylemleri: öğrencilerin eğitim-öğretim dönemi açılışında aileleriyle birlikte yaptıkları Kürtçe eğitim eylemi ve bölgede newroz eylemlerini engelleme taktiği olarak çocuklara yönelik “getir lastiği, al parayı” kampanyası.
Taramaların nasıl değerlendirileceğini, işlevlendirileceğini ve bundan sonra nasıl sürdürüleceğini tartıştıktan sonra, eylemlerde ortak olan hareket biçimlerinin, jestlerin, danslar/halayların ve eylemlerin medyadaki değerlendirilme biçiminin değerlendirilmesine karar verdik. Eylemlerin içindeki şiddet unsurunun bedensel olarak nasıl ifade edileceğini tartıştık. Özellikle ana akım medya dışındaki medya kurumlarının haberlerine bakmaya ve şu iki başlıkta değerlendirme yapmaya karar verdik:
1) Eylemlerinin medyada yer alma biçimleri,
2) Eylemlerde icra edilen halay formları, bu geleneksel dansların diğer ortamlardaki icra biçimlerinden farklılaştığı noktalar.
Nisan ayının ortalarında, hazırladığımız ön oyunu da ekleyerek, ufak kadro revizyonları yaparak çalışmaya yeniden başladık. Bu aşamada, çalışmanın pratik ayağında olmayan bir kişi sahne akışının temizlenmesine yardımcı oldu. Nisan sonunda çıkarttığımız akışı, dans biriminden ve BGST’nin diğer birimlerinden üyelere sergiledik. Şimdilik ara verdiğimiz bu çalışmanın arka plan aşamasında ulaştığımız veriler ise şöyle:
Araştırma / Veriler ve Değerlendirme:
• Eylemlerde icra edilen danslar:
Eylemlerde ağırlıklı olarak topluca icra edilebilecek, kolay adımlı geleneksel danslar icra ediliyor. Topluca icra edilmesi en kolay dans olan delilo, en çok yapılan halaylardan biri. Botan halayları, xelef halayı çeşitlemeleri, şerîzdîn ve şemâmê halaylarının daha geleneksel yorumları da yapılıyor.
Bazı genç gruplar, şemâmê halayının son yıllarda popüler olan şehirli versiyonlarını icra ediyor. Bu danslarda, hip hop/rap adımları ve beden kullanımları halay adımlarına eklenerek farklı bir form yaratılıyor. Bu tür halayları, eylem ortamında karşılaşan insanlardan çok, birlikte dans etmeye alışık olan genç gruplar icra ediyor ve coşku arttıkça bireysel çeşitlemeler de yoğunlaşıyor.
• Eylemler ve ana akım medya :
Sahnelemeyi planladığımız “eylem” fikrini desteklemesi için Kürtlerin yaptığı eylemler hakkında çeşitli gazete taramaları yaptık. Bu gazete taramalarında, güvenlik güçlerinin müdahaleleri ve bu müdahalelerde uyguladığı şiddet öne çıktı. Bu şiddet unsurunun ana akım medya tarafından ne derece objektif değerlendirildiği konusunda ise Noam Chomsky ve Edward S. Herman’ın geliştirdikleri “Propaganda Modeli [[dipnot1]]”nden yararlanabiliriz.
Bu medya analizi modelinde, Medya’nın yapısal özelliklerinden ötürü, her halükârda “kendinde” ideolojik olduğu ve bir propaganda aygıtı olarak çalıştığı savunuluyor. Böylelikle, liberal görüşe göre medyanın “objektif” olması gerektiği yönündeki görüşün imkânsızlığı vurgulanıyor. Haberler medya tarafından çeşitli yapısal süzgeçlerden geçerek kamuoyuna sunuluyorlar. Türkiyede ana akım medyada[[dipnot2]] –özellikle Milliyet/Hürriyet gazetelerinde yaptığımız taramalarda- yer alan “Kürt” eylemi haberlerini bu modeli temel alarak analiz ettiğimizde, şu tür tespitlerde bulunabiliriz:
a)Eylemlerde genellikle gösteri yapan topluluğun “devlet aleyhine slogan atması” veya “bölücübaşını öven sloganlar atması” gibi noktalar ön plana çekilerek, milliyetçi bir söylem üzerinden veya gösterinin izinsiz olmasından bahsedilerek hukuki bir söylem üzerinden polis müdahaleleri meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
b)Göstericiler genelde şiddetin başlatıcısı olarak ortaya konuyor ve hiçbir şekilde güvenlik güçlerinin müdahalesinde kullandığı şiddetin “şiddeti” hakkında yorum yapılmıyor.
Bu tip haberlerde, eylemin içeriği ve mesajından çok, yukarda bahsettiğimiz daha şeklî unsurların milliyetçi/devletçi bir retorik içinde ele alındığını söyleyebiliriz. Eylemlerde yaşanan şiddet olaylarının bu şekilde ön plana çıkartılmasıyla, Kürt aktivizminin krimanilize edilmesinin amaçlandığı söylenebilir.