Birisi öldüğü zaman dökülen gözyaşları her zaman bana biraz sıkıntı verir.  Neden bu kişi hayattayken aynı tutku ile aynı duyguları ifade etmeyiz? Neden yaş gününde değil de cenazesinde bu duyguları ifade ederiz?

Ancak kendim gibi acı içinde olan pek çok insan biliyorum. Chavez’in “mirası” üzerine kimi bilgece ve derin görüşlü, ancak çoğu rezilce ve değersiz pek çok yorum okuyorum ve biraz değişik bir şeyler söylemenin önemli olduğunu görüyorum.

Çok basitleştirecek olursak her yaşamın iki boyutu vardır. Bir yanda o kişinin eylemleri vardı. Bu kamusal boyuttur. Diğer yanda bu eylemlerin arkasındaki kişi vardır. Bu özel boyuttur. O kişiyi bir arkadaş olarak addetmeye karar verebilirsiniz.

Chavez’in kamusal eylemlerini değerlendirme için Chavez’in etrafındaki dünyaya, yalnızca onun çalışma arkadaşlarına değil, bir zaman kesiti boyunca Venezüella’ya, sonra Latin Amerika’ya, hatta tüm dünyaya bakarsınız.

Üzücüdür ki “iyiler erken ölür” özdeyişi genellikle doğru çıkar. “İktidar yozlaştırır” özdeyişi de genellikle doğru çıkar. Ancak bu sefer doğru çıkmadı.

Chavez’i kaideyi bozan istisna olarak değerlendirebilirsiniz. İktidarı, örneğin Küba devriminin seçimleri ile karşılaştırıldığında kendisine gem vurmuş durumdaydı ve tipik örneklerle karşılaştırıldığında çok daha kısıtlıydı. Chavez yorulmak bilmeden iktidarın yayılmasını ve halktan aldığı güçle elinde tuttuğu iktidarın yerini alacak yeni bir üstyapı yaratılmasını savundu.

En çok ilişki içinde olduğum politik çevreler, çok büyük bir iktidara sahip bir kişinin genellikle  iktidar halka aktarmak için hiçbir zaman samimi bir şekilde çalışmayacağına inanıyor. Onlara söyleyebileceğim tek şey şudur: Milyonlarca Venezüellalının hayatını değiştiren konseylere, meclislere ve komünlere bakın, bunların çok açık olan amaçlarını dikkate alın ve Chavez’i tüm bu kanıtların ışığında değerlendirin.

Bir insan yapması gereken şeyleri onurlu bir şekilde, ancak sorumlulukları ve konumuna uygun bir şekilde yapıyorsa bu iyi bir şeydir. Ancak bir insan kendisini kuşatan güçlerin hayatta onu ittikleri konumdan kaçarak çok daha iyi bir yerde duruyorsa bu ancak takdir edilir.

Öyleyse kamusal seçeneklerin ardındaki adam hakkında ne söyleyebiliriz? Birlikte geçirdiğimiz kısa zamana dayanarak bir fikir belirtmek küstahça gelebilir, ancak yine de bir fikrim var.

Chomsky ile dünya meselelerini tartıştıkları ve geri kalanımızın da bunu dinlediği bir toplantıdan sonra Miaflores olarak adlandırılan Venezüella başkanlık sarayından ayrılırken Noam’a döndüm ve sordum: Ona inanıyor musun?

Noam, Chavez’le yakın tarihimizdeki her türlü olay üzerine konuşmuştu ve Chavez’in Amerikalı ve Latin Amerikalı diplomatlarla yaptığı toplantılara ilişkin değerlendirmelerini dinlemişti.  Ancak Noam benim, “Chavez’in verdiği cevaplara inanıyor musun?” sorusunu kastetmediğimi biliyordu. Aslında “Chavez’in göründüğü gibi olduğuna, yani kişiliğine inanıyor musun?” diye sorduğumu biliyordu.

Hayatım boyunca karşılaştığım en hoşsohbet insanla tanışmıştım. İlk buluşmamızda son derece özenli davranıyordu. Birkaç saat içinde örnek teşkil edecek bir dayanışma ve anlayış gösterdi, aynı zamanda çok iyi bir mizah duygusuna sahipti, çok samimi idi ve bu duygular etrafındaki herkese yayılıyordu. Yani tek kelime ile hoş bir insandı. Noam benim sorumu şu şekilde yanıtladı: Böyle hissedeceğini hiç beklemiyordu, ama evet, gördüğümüz ve tecrübe ettiğimizin ötesinde temelde gördüğümüz ve tecrübe ettiğimiz her neyse ondan daha da fazlası olduğuna inanıyordu.

Şu bir gerçek ki bir politikacı, içinde bulunduğu koşulların şartlandırması sonucunda insanların iyi hissetmesi, özellikle de kendisi hakkında iyi düşünmesi için tasarlanmış bir takım yöntemlerle her durumda iş yapmayı öğrenmiş bir yaratıktır. Ancak bunun ardında politikacının neye benzediği gözlerden uzak kalır. Görünüm ve öz birbirine karşılık gelmez. Noam verdiği yanıtta, bu durumda Chavez ile birlikte geçirdiğimiz zaman içinde gördüğümüz şeyin yüzeysel bir görüntü olmadığını, Chavez’in kendisi olduğunu düşündüğünü söyledi –ki ben de öyle düşünüyordum.

Daha sonra bir arkadaşımız Noam’a yolculuk ve Chavez hakkında ne düşündüğünü sormuş, Noam da bir başkanla tanışmayı beklediğini, ancak onun yerine çok hoş, zeki ve açık fikirli bir insanla tanıştığını söylemiş. Mükemmel bir özet.

Bir insanın, başkaları ile rekabetçi piyasalar dolayımıyla ilişki kurması, başkalarına ücretli kölelik ile baş eğmesi ve büyük ölçüde susturulması, ya da başkaları üzerinde tahakküm kuran ve yüksek perdeden konuşan bir işveren olması ve genellikle başkalarını itip kaktığı ya da başkaları tarafından itilip kakıldığı bir bağlamda çalışması türünden modern toplumların yozlaştırıcı ve bozucu yollarından geçip de çok hoş bir insan olarak kalabilmek yeterince şaşırtıcı bir şey değil mi? Tüm bunlara rağmen, ama aynı zamanda tahtta otururken, etrafındaki insanlar ne istersen yapacak durumdayken hoş bir insan olarak kalabilmek oldukça istisnai bir durumdur.

Saflarımızda Chavez gibi çok da fazla insan olmadan daha iyi bir dünyaya doğru yol almak zorundayız.  Bu durumda şunu önereceğim: Hiç birimiz son derece istisnai bir insan olan Chavez’i taklit etmeyi düşünmeden, sıradan insanların karşılıklı olarak birbirlerini desteklediği koşullar sayesinde yaşamaya ve kutlamaya değer yaşamlara kavuştukları, ama aynı zamanda da hoş insanlar olarak kaldıkları ortamı ve koşulları yaratmaya çalışmalıyız.