Mayıs 2011

Madrid’de Puerta del Sol’da, Barcelona’nın Catalunya Meydanı’nda ya da diğer yerlerde her ne olursa olsun tüm inisiyatifler, talepler ve duyarlılıklar için bir yer vardır. Ama özellikle de zorlukların ve meydan okumaların üstesinden gelmek için yeni yanıtlar oluşturulmasını kolaylaştıran bir ortam vardır.

Bunun bir örneğini geçtiğimiz Perşembe günü; Puerta Del Sol’da üzerinde “Devrim ya feminist bir devrim olacak ya da hiç olmayacak.” yazan bez pankartı bir kişi söktüğünde gördük. Feminist militanların buna tepkisi pek çok kişinin katıldığı “Yeni Başlayanlar İçin Feminizm” tarzında bir atölye organize etmek oldu. Atölyede insanlara feminizmden ne anladıkları soruldu ve güncel olaylar içinde feminizmin ne anlama geldiğine her yönüyle açıklık getirildi.

Puerta Del Sol’daki ve Catalunya Meydanı’ndaki feministler 15 Mayıs Hareketi’ne katılma ve hareketi destekleme nedenlerini açıklayan bir manifesto hazırladılar.

Feminist Manifesto

Bizler meydandayız çünkü:

  • Her şeyin merkezine pazarların değil insanların yerleştirildiği bir toplum istiyoruz. Bu nedenle sosyal bütçe kesintileri, yeni istihdam ve ücret kanunundaki reformlar karşısında bizler eğitim, 3 yaşına kadar çocukların bakımı, bakıma muhtaç kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması gibi kamusal ve temel hizmetlerin ücretsiz olmasını istiyoruz.

  • Bizler, kadın erkek herkesin; erkek egemen şiddetin ekonomide, estetikte, çalışma hayatında, kurumlarda, dinde vd… gerçekleşen tüm biçimlerine, şiddetin fiziksel veya psikolojik biçimlerine ve aynı zamanda emek sömürüsü veya cinsel sömürü şeklinde karşımıza çıkan biçimlerine hiçbir şekilde yer vermeyecek bir toplum inşa etmekten yana taraf olmasını istiyoruz.

  • Kendi bedenlerimiz hakkında özgürce karar verebilmeyi, bedenlerimizden istediğimiz gibi ve istediğimizle haz almayı ve bunun tasarrufunun bize ait olmasını istiyoruz.

  • Kürtajın serbest ve ücretsiz olmasını istiyoruz. Duygusal ve cinsel eğitim istiyoruz.

  • Cinsiyetin ve cinselliğin -lezbiyenler, geyler, interseksler, biseksüeller, transseksüeller ve translar olarak- çok çeşitli biçimde yaşanmasına saygı duyan çoğulcu bir toplum istiyoruz. Hayatın her evresinde cinsellik hakkını tanıyan bir toplum istiyoruz. Trans kimliklerin hastalık olarak tanımlanmasından vazgeçilmesini talep ediyoruz.

  • Devletin ve Kilise’nin hayatlarımıza karışmaya son vermesini talep ediyoruz

  • Toplumda gerçek bir değişim olabilmesi için kararların uzlaşı üzerinden alınması ve kadınların karar alma süreçlerine katılması gerekmektedir.  

  • Ekonomik ve toplumsal sistemi dönüştürmek ve bu sistemi kamusal hizmetlerde, toprakların yönetimi ve başka bir şehir modeli tasavvurunda, çevre ve gıda ile ilgili politikalarda insanların ve gezegenin hizmetine sunmak için feminist perspektifle hareket etmek hayati öneme sahiptir.

  • Toplumsal, politik ve ekonomik dönüşüm süreçlerinde, bunu gerçekleştirmek için alınan kararlarda ve ayrıca bu politikaların ayrıntılandırılması, uygulanması ve değerlendirilmesinde kadınların öncü rol almaları gerekmektedir.

  • Kadınları etkileyen sorunlar tüm toplumu ilgilendirmektedir. Bizler bu sorunların siyasi, ekonomik ve toplumsal gündemin merkezinde olmasını istiyoruz.

  • Ev işlerinde çalışan kadınların, sistemin geneline dahil edilmesini ve kolektif müzakere haklarının olmasını talep ediyoruz.

  • Ev işlerinin ülke ekonomisinin zenginliğinin bir parçası olarak kayda alınmasını talep ediyoruz.

  • Ev içi ve dışındaki bakım işlerinin tanınmasını ve bunların bütünüyle toplumsallaşmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda yetiştirme ve bakım işlerini isteyip istemediğimize özgürce karar verme hakkını, kendi bakım hakkımızı kısacası yurttaşlık hakkını talep ediyoruz.

  • Servetin ve işlerin yeniden paylaştırılmasını talep ediyoruz. Tüm kadın ve erkeklerin çalışabilmesi için daha az çalışmayı, kaliteli ve profesyonel çalışma koşulları talep ediyoruz. Üretici ve yeniden üretici işlerin eşitlikçi bir biçimde yeniden paylaşımını, işlerin kadın ve erkek arasında eşit bir şekilde tanınmasını ve eşit bir şekilde ücretlendirilmesini istiyoruz. Ve zenginliğin halk sınıflarının hizmetine sunulmasını talep ediyoruz.

  • Bizler savaşa karşıyız. Kadın bedeninin savaş silahı veya ganimeti olarak kullanılmasını reddediyoruz ve hiçbir askeri müdahalenin barış getirmeyeceğine inanıyoruz. Toplumun askerileştirilmesine, silah üretimine ve silah ticaretine hayır diyoruz. Bu nedenle herkesi vergi ödememeye çağırıyoruz.

  • Seks işçilerinin haklarının tanınmasını talep ediyoruz.

  • Göçmen kadınların haklarından istifade edebilmeleri için herkese resmi statü tanınmasını istiyoruz. Yasal koşul ve kurallara sahip olmayanların yurttaşlık haklarının tanınmasını, Yabancılar Kanunu’nun yürürlükten kaldırılmasını ve Yabancı Gözaltı Merkezleri’nin kapatılmasını talep ediyoruz.

  • Homofobiden, erkek egemenliğinden, sınıfçılık ve ırkçılıktan kurtulmuş, her kesimi tanımlayan bir dil kullanılmasını istiyoruz

  • Kadınların bilgi ve deneyimlerinin, kültür aktarımındaki temel işlevlerinin tanınmasını ve bunlara değer verilmesini talep ediyoruz.

  • Karma eğitim veren bir okul istiyoruz.

  • Tüm aile ve/veya ortak yaşam grupları çeşitlerinin var olabileceği bir toplum istiyoruz.

  • Heteronormativiteyi ve zorunlu kadınlığı reddediyoruz. 

  • Dünyayı değiştirebilmek için araç olarak ulus aşırı feminist dayanışma talep ediyoruz. Öfkeli feministlerin bulunduğu her meydanda onların dile getirdiği taleplerin altına imzamızı atıyoruz ve onlara tüm desteğimizi sunuyoruz.

Kadınlar olmadan devrim olmaz.

Devrim ya feminist bir devrim olacak ya da hiç olmayacak!