İki sene önce Kerala, Palghat’taki Plachimada adlı küçük bir köyde adivasi[[dipnot1]] kadınlar Coca-Cola’ya karşı bir hareket başlattı ve şu an, Plachimada'daki Coca-Cola fabrikası kapanmış durumda. Plachimada hareketinin zaferi, paha biçilmez su kaynaklarımızın şirketleşmiş bir halde soyulmasının önüne geçilmesinde esaslı bir adımdır. Bu zafer, Hindistan'ın diğer bölgelerinde ve dünyanın geri kalan kısmında su demokrasisini kurmak için ilham verir ve aynı zamanda hareketten dersler çıkarılmasını sağlar. 

Plachimada'daki Coca-Cola fabrikası Mart 2000'de 1.224.000 şişe Coca-Cola, Fanta, Sprite, Limca, Thums up, Kinley Soda ve Maaza üretmek üzere işe başladı. Panchayat’'a[[dipnot2]] bir su çekme motorunun tesisi için şartlı ruhsat verildi. Ancak şirket, kurduğu 6’dan fazla kuyudan milyonlarca litre temiz suyu, milyonlarca şişe meşrubat üretmek için elektrikli pompalarla yasadışı bir şekilde çekmeye başladı. 

Yerli halka göre Coca-Cola her gün 1.5 milyon litre su çekiyordu. Su seviyesi 152 metreden 45.6 metreye doğru düşmeye başladı. Coca-Cola halkın suyunu "çalmak"la kalmadı, geri kalanını da kirletti. Şirket ayrıca, katı atıktan kurtulmak için atık suyu şirket arazisi içindeki kurumuş kuyulara pompalıyor. 

Daha evvelden atıklar şirket arazisi dışındaki alanlara gönderiliyordu; zira bunlar yağışlı dönemlerde, sağlık açısından ciddi tehlike arz edecek biçimde, pirinç tarlalarına, kanallara ve kaynak sulara doğru yayılıyordu.

Bunun bir sonucu olarak, kamu görevlileri tarafından içme suyu ve tarım hizmetleri için tahsis edilen 260 kuyunun suyu çekildi. Kabileler ve çiftçilerden de şikâyetler gelmeye başlamıştı: bölgedeki ‘panchayat’ sakinlerinin yaşamları çiftçiliğe bağımlıydı. Su kuyuları zemin sularının çekilmesi için açılmıştı ancak, gelişigüzel açılan bu kuyular su depolarını ve kaynaklarını olumsuz yönde etkiliyordu. Şikâyetler geleneksel içme suyu kaynaklarının bakımı, göletlerin ve su tanklarının korunması, su yolları ve kanalların bakımı ve içme suyunun azalması gibi konular üzerineydi. ‘Panchayat’ ayrıntılı bilgi istediğinde, şirket açıklama yapmadı. 

Bunun üzerine ‘Panchayat’ hukuki bir gerekçe gösterip ruhsatı iptal etti. Coca-Cola, ‘Panchayat’ başkanı A Krishnan'a 300 milyon rupi rüşvet teklif etti; ancak o, böyle usulsüz, yoz bir şekilde seçilmeyi reddetti. 2003 yılında, bölge sağlık memuru Plachimada halkını, sularının içmeye uygun olmadığı yönünde uyardı. 

Kadınlar sularının zehirli olduğunu zaten biliyordu. Evlerindeki kuyulardan su çekebilecekken kilometrelerce yürümek zorunda kalıyorlardı. Coca-Cola su bolluğu yaşanan bir bölgede su kıtlığına yol açtı. Ve Plachimada'lı kadınlar bu "su korsanlığı"na izin vermeyeceklerdi. Coca-Cola'nın kapısında bir “dharna" (oturma eylemi) başlattılar. Beni de, 2003 Dünya Günü'nde bir yılını deviren eylemlerinin kutlamasına çağırdılar. 

21 Eylül 2003'te, Coca-Cola'ya bir ültimatom vermek üzere büyük bir toplantı düzenlendi. 21 ve 22 Ocak 2004'te gerçekleştirilen Dünya Su Konferansı, Jose Bove ve Maude Barlow gibi küresel eylemcilerin yerel eylemcileri desteklemek üzere Plachimada'ya gelmesini sağladı. 

Yerli adivasi kadınların başlattığı bir hareket, halkların ulusal ve küresel boyutta gerçekleşen desteğinin yarattığı bir enerji dalgasını açığa çıkardı. 17 Şubat 2004'te Kerala Başvekili, gelişen hareketin ve kuraklık yüzünden baş gösteren su krizi meselesinin baskısıyla kola fabrikasının kapatılmasını emretti. Plachimada'daki hareketin zaferi, geniş ittifaklar yaratmanın ve çoğul stratejiler kullanmanın bir sonucuydu.

Plachimada, yerli kadınlar ve Coca-Cola karşıtı görev kuvvetinin çağırıcısı Veloor Swaminthan gibi eylemcilerin başlattığı gökkuşağı ittifakları, yerel Gram[[dipnot3]]

Panchayat’ı ve üyeleri Girija Devi, Geetha Mohandas, Sheeba Radhakrishnan, Aruchamy K, Sivakam, Subbayyan, MK Arumugham, K Varathara, Başkan A Krishnan, K Parthan, Presitha Mohandas, M Shanmugham, G Ponnukkuttam, N Chellankutty, C Murughan’ı da içine alarak genişledi. 

Yerel panchayat Coca-Cola'yı hizmet dışı bırakmak için anayasal haklarını kullandı. Perumatty Panchayat’ı, aynı zamanda, Kerala Yüksek Mahkemesi'ne Coca-Cola aleyhinde kamu davası açtı. Mahkemeler kadınların taleplerinin arkasında duruyor. Hâkim Balakrishnana Nair, 16 Ekim 2003'te verilen bir emirle, Coca-Cola'yı Plachimada'nın suyunu çalmaktan men etti. Sayın Hâkim şunları söyledi:

‘‘Kamu Yararı Doktrini esas olarak, tümü insanlar için son derece önemli olan hava, deniz suyu ve ormanlar gibi belli kaynakların özel mülkiyete devredilmesinin kesinlikle onaylanamaz olduğu ilkesine dayanır. Sözü edilen kaynaklar doğanın bir armağanı olduklarından, hayattaki konumlarına bakılmaksızın tüm insanlar için özgürce ulaşılabilir hale getirilmelidir. Doktrin hükümetten, kaynakların özel mülkiyet veya ticari amaçlar için kullanılmasına izin vermesinden ziyade, bunları tüm halkın tasarrufu için kullanmasını talep eder.

Kamu Yararı Doktrini, İngiliz töre hukukuna dayanan hukuk sistemimizin bir parçasıdır. Devlet, kullanımı ve tasarrufu doğal olarak kamuya açık olması gereken tüm doğal kaynakların vasisidir. Halk sahiller, akarsular, hava, ormanlar ve ekolojik olarak nazik arazilerden en üst düzeyde faydalanandır. Doğal kaynakları korumak Devlet’in bir vasi olarak yasal yükümlülüğüdür. Kamuya ait bu kaynaklar özel mülkiyete devredilemez.’’

Yüce Mahkeme’nin yukarıdaki yetkili demecinin ışığında, yeraltı sularının kamuya ait olduğunu çekinmeden söyleyebiliriz. Devlet ve araçları bu büyük servetin vasileri gibi hareket etmelidir. Devlet’in aşırı sömürü karşısında yeraltı sularını koruma yükümlülüğü vardır ve Devlet’in bu husustaki ataleti, insanların Hindistan Anayasası’nın 21. maddesiyle koruma altına alınmış olan yaşama hakkının çiğnenmesi demek olacaktır. 

Apex Mahkemesi, temiz hava ve kirletilmemiş su hakkının Anayasa’nın 21. maddesindeki yaşama hakkıyla aynı şey olduğunu defalarca belirtti. Dolayısıyla yeraltı sularının kullanımını düzenleyen bir yasa olmasa bile Panchayat’ın ve Devlet’in yeraltı sularını korumak için tek kuvvet olacaklarını biliyorum. Diğer bir deyişle, 2. davalının arazisi altındaki su, ona ait değildir.

Uzmanların belirttiği gibi 2. davalının şu anki tüketim seviyesinin zararsız olduğunu varsayacak olsak bile, aşağıdaki nedenlerle buna izin verilmemelidir:

Yeraltı suları halkın tümüne aittir ve 2. davalının ondan muazzam bir pay talep etmeye hakkı yoktur ve Hükümetin, kendisinin denetimde tuttuğu bir mülk olan bu denli büyük oranda yeraltı suyunu, özel bir kurumun çıkarmasına izin verme yetkisi yoktur.

Eğer 2. davalının bu kadar çok yeraltı suyunu çıkarmasına izin verilirse, aynı şekilde diğer arazi sahiplerinden gelen benzer talepler de karşılanmak zorunda kalacaktır. Yeraltı su rezervlerinin tamamen kuruması da kaçınılmaz olacaktır. 

Buna göre şu kararlar alınmıştır:

‘‘2. davalı bugünden itibaren bir ay içerisinde yeraltı suyunu kullanmayı durduracaktır. 

Panchayat ve Devlet, 2. davalının adı geçen tarihten sonra yeraltı suyu çıkarmayacağının teminatını verecektir. Bu süre 2. davalının alternatif su kaynakları bulması için verilmiştir.”

İttifak, beni ve Mathrubhumi gazetesinden Veeranda Kumar gibi insanları da içine alarak genişledi. Ve biz de yerel harekete tüm desteğimizi sunabilmek için bütün bağlantılarımızı seferber ettik. Ocak’taki konferans yerel panchayat ile beraber düzenlenmişti. Tüm siyasi partileri ve Kerala Kongresi’nde mahkeme kararının hayata geçirilmemesi yönünde baskı uygulayan muhalefet lideri V. S. Achuthanandan’ı, aynı platformda bir araya getirmişti. 

Dr. Sukumar Azhikode sayesinde yazınsal hareket bir liderlik sağladı. Ve Jose Bove, Maude Barlow, Avrupalı parlamenterler ve dünyanın dört bir tarafındaki eylemcilerden küresel destek geldi. Hareketin yüreği ve ruhu olan kadınların protestosu; yasal faaliyetler, meclis kanalıyla yapılan işler ve bilimsel araştırmalar aracılığıyla destek kazandı. Plachimada halkının Kola’ya karşı kazandığı zaferin sırrı, yerel çalışmalar yoluyla kazanılan bu çoğulculuk ve çeşitlilikteydi.

Bu zafer, Coca-Cola ve Pepsi’nin insanların su kaynaklarını çektiği ve çaldığı Hindistan’ın diğer bölgelerinde de harekete geçirmemiz gereken çeşitliliğimizin ve tamamlayıcılığımızın gücüdür. 21-23 Ocak 2004’te Dünya Su Konferansı’nda yayımlanan Plachimada Beyannamesi şöyle diyor: 

Plachimada Beyannamesi

Su yaşamın temelidir, doğanın bir armağanıdır, dünya üzerinde yaşayan tüm varlıklara aittir.

Su özel bir mülk değildir. Herkesin beslenmesi için ortak bir kaynaktır.

Su insanın temel hakkıdır. Korunmalıdır. Muhafaza ve idare edilmelidir. Su kıtlığını ve kirlenmesini önlemek ve onu nesiller boyu korumak asli yükümlülüğümüzdür. 

Su bir meta değildir. Suyu pazarlamaya, özelleştirmeye ve şirketleştirmeye çalışan canice girişimlere direnmeliyiz. Ancak bu yollarla dünyadaki tüm insanlar için temel ve vazgeçilmez olan su hakkını güvence altına alabiliriz. 

Su Politikası bu bakış temelinde şekillendirilmelidir. 

Suyu koruma, kullanma ve idare etme hakkı konusunda yerli halk tam yetkilidir. Bu, su demokrasisinin ana ilkesidir. Bu hakkı kısmaya veya inkâra kalkışmak suçtur. 

Coca-Cola, Pepsi Cola şirketlerinin zehirli ürünlerinin üretimi ve pazarlanması topyekün tahribata ve kirliliğe yol açar ve ayrıca yerli halkın yaşamını da tehlikeye atar. 

Plachimada’da, Pududdery’de ve dünyanın çeşitli bölgelerinde yükselen direniş, suyumuzu çalan birleşik iblis çetesi karşısında verdiğimiz cesur mücadelemizin simgesidir. 

Savaş alanında Adivasi’lerle tam dayanışma içinde, Plachimada’daki korkunç ticari güçlerin işkencelerine karşı direniş örgütleyen bizler, dünyanın dört bir yanındaki insanları Coca-Cola ve Pepsi Cola ürünlerini boykot etmeye çağırıyoruz. 

Coca-Cola – Pepsi Cola “Hindistan’dan defol”.