2006 Sonbahar döneminde Tiyatro Boğaziçi’nde yürütülen çalışmaların bir
atölye formunda toparlanması amaçlanıyordu. Bu yazının içeriği şimdiye kadar
yapılan atölye çalışmalarında çıkan sonuçlardan oluşmaktadır.Yazıda bahsi geçen
kavramların bazıları netleşmemiş ve bazı tartışmalar henüz sonlanmamıştır. 10
Aralık 2006 tarihinde BGST içinde yapılan uygulama çalışmasında oluşan tartışma
noktaları ve bu tartışmalardan çıkan sonuçlar değerlendirilip ele alındıktan
sonra yazı güncellenecektir.
Giriş
2004 yılında fiziksel aksiyon çalışmalarına teorik ve pratik bir derinlik
kazandıracak bir çerçeve oluşturma girişimi ile TB içerisinde Fiziksel
Aksiyonlar Atölyesi çalışması düzenlenmişti. Fiziksel aksiyonlar atölyesinin
amacı “temel bir oyunculuk eğitimi çalışması oluşturmak” olarak tarif
ediliyordu. Bu çalışma Stanislavski'nin fiziksel aksiyonlar yöntemini Brecht'in
dramaturjiyi merkeze alan bakışıyla yeniden ele almayı hedefliyordu.
Ancak bugünden bakıldığında, Fiziksel Aksiyonlar Atölyesinin
olanaklarının 'olay örgüsü ve dramaturji' tartışmasının yürütülmesine yeterince
izin vermediği söylenebilir. Bunu hazırlayan başlıca sebep atölyede “olay
örgüsü”nü merkeze almak yerine kesit merkezli bir çalışmanın kurgulanmasıdır. Bu
bir eksiklik olmaktan çok, tasarlanan atölyenin aksiyonlara odaklanarak
oyunculuk eğitimine katkı sunmayı amaçlamasından kaynaklanır. Bir tiyatronun
ayrılmaz bir parçası olan bütünlüklü bir olay örgüsünün ve dramaturjinin
yapılmaya çalışıldığı oyun kurma eğitimi ise bu atölyede ele alınmıyordu. Bu
değerlendirmeler ışığında yeni atölyenin amacı şu şekilde belirlendi: Önceki
atölye çalışmasında yeterince vurgu al(a)mayan dramaturjinin ve -bunu hazırlayan
başlıca sebep olan kesit merkezli bir çalışmanın yerine- olay örgüsünün merkeze
alınmasıyla, atölyenin kurgu ve dramaturji yönünde derinleştirilip kendi
dramaturjisini yapan oyuncuların oluşumuna katkıda bulunabilecek denemelerin
yapılacağı temel bir oyunculuk eğitimi çalışması oluşturmak.
“Fiziksel Aksiyonlar Atölyesi”ni yeniden ele almaya, bahsedilen eksik
noktaların giderilmesi amacıyla girişildiyse de, olay-dramaturji tartışmaları
sahne dili oluşturmaya yönelik kriterlerin yanısıra olay ve dramaturji
kriterleri oluşturmamızı da gerektirdi ve bu gelişme, atölyeyi bir önceki
atölyenin eksiklerini tamamlamaktan daha öteye, yeni bir atölye formuna taşıdı:
“Fiziksel Aksiyondan Olay Örgüsüne” atölyesi. Bu yeni atölyede, önceki atölyede
amaçlanan temel oyunculuk eğitiminden yola çıkılıyor ve bir sonraki aşamada
dramatik olay bütünlüğüne sahip aksiyon oluşturmaya yönelik çalışmalarla oyun
kurmaya katkı sağlanıyor. Dolayısıyla, Fiziksel Aksiyonlar Atölyesinde ele
alınan tarihsel arka plana bağlı kalarak ama kavramsal arka planı Aristo’nun
“Poetika”da ve Brecht’in “Küçük Organon” ve “Epik Tiyatro”da tartıştığı bazı
kavramlarla geliştirerek bunun sahne üstünde de sorgulanması da bu yeni
atölyenin amaçları arasında yer alıyor.
Kavramsal Arka
Plan
Atölyenin Stansilavski’nin eylem çalışmasını temel alan
kavramsal arka plan tartışması[1]
bize oyunculuk sanatı açısından ciddi bir çerçeve sunuyordu. Bu kavramlardan
ve bunlardan hareketle daha önceki atölyede oluşturulan kriterlerden bu atölyede
de yararlanacağız ancak bu yazıda aynı kavramları tekrar tartışmak yerine yeni
atölyenin geliştirilmesi noktasında ihtiyaç duyduğumuz ve yararlandığımız kavram
ve tartışmaları sıralamaya çalışacağız.
Aristo’nun Poetika kitabının bugün elimizde bulunan halleri onun
yayına hazırladığı bir kitap olmaktan çok kendine ya da öğrencilerine
hazırladığı notlar niteliğindedir. Bu bakımdan Poetika metninin okuyucu
açısından avantajları olduğu gibi dezavantajları da vardır. Ancak tiyatro tarihi
incelendiğinde, bir dram yapıtı oluştumanın kurallarını sıralayan
Poetika, ilk dramaturji belgesi olarak geçer. Bu da bizi temel tiyatro
kavramları tartışmasını açmak için tartışmayı bu metinle başlatmaya itti. Bunun
yanında Brecht’in Aristo’ya bir nevi cevap niteliğinde kaleme aldığı “Küçük
Organon” makalesi de tartışmanın zenginleşmesi ve toplumsal boyutun katılması
açısından oldukça açıcı oldu.
İki yazarın ortak vurguları öykünün vazgeçilmezliği üzerinedir. Her şey
öyküye bağlıdır; öykü, teatral gösterinin yüreğidir. Çünkü neyin tartışılabilir,
eleştirilebilir, değiştirilebilir olabileceği, ancak insanlar arasında olan
bitenlerden çıkarılabilir. Tiyatronun büyük girişimi olan öykü, gestusa dayanan
bütün olayları kendinde barındıran bir yapıdır, bu yapı, bundan böyle
izleyicinin eğlencesini oluşturacak bildirimleri ve itkileri içerir[2] . Benzer bir şekilde Aristo da
Poetika’da olay örgüsüne(plot) ayrı bir vurgu yapar:
“Tragedyanın en önemli bileşeni olan olay örgüsü taklit edilen eylemi
oluşturan olaylar dizisidir”.
Bu noktada sahnede sergilenecek ‘olay örgüsü’nün değerlendirilmesi için belli
kriterler saptamak çalışmanın ana hedefleri arasına girmiştir ve aşağıda genişçe
açıklanacak olan olay örgüsü ve dramaturji kriterleri saptanmıştır.
Kriterler
A. Dramaturji Kriterleri
- Dramaturjide Netlik
Diğer kriterlerde de görüleceği gibi Atölye, oyuncunun yaptığı dramaturjiyi
(gerek tartışma noktası gerekse de olayın inşası açısından) merkeze aldığı
için, sahnelenen parçanın sahnelenme amacı ya da başka bir değişle seyirciye
‘anlatılmak istenen dert’ bir ya da iki cümleyle net bir şekilde ifade
edilmelidir. Zira değerlendirme yapılırken diğer tüm kriterler belirtilen
dramaturji çerçevesinde ele alınacaktır.
- Dramaturjinin toplumsal değeri
Sahnelenen parçanın toplumsal bir değer taşıyıp taşımadığı ele alınır.
Brecht’in Köşebaşı Tiyatrosu makalesinde dile getirdiği ‘Anlatının pratik bir
değer taşıması’- toplumsal problemlerin aşılmasına yardımcı olması vurgusu- her
örnek için zorunlu olarak göz önünde bulundurulmayacak ama böyle bir etki
hedefleniyorsa değerlendirilecektir.
Benzer bir şekilde sahnelenen parçanın seyircide varolan bir yanılsamanın
kırılmasına yönelik ise tasarlanan etkinin oluşup oluşmadığı tartışılır.
Yanılsamanın kırılması noktasında başvurabileceğimiz yöntemlerden başlıcası,
olay yapısına nüfuz etmiş bir yabancılaştırmadır. (sergilenen eylem(ler)in,
durum(lar)ın ya da olayın kendisinin gündelik yaşamdaki doğallığından
sıyrılması) Sergilenen parçada böyle bir yabancılaştırma varsa analiz edilecek
ve seyircinin neye, nasıl yabancılaştırıldığı netleştirilecektir.
B. Olay Kriterleri
Dramaturji ve olay örgüsü konusunda, Aristo olayın kuruluş biçimine dair
sunduğu bilgilerle, dram yapıtının nasıl kurulması gerektiğine dair öneriler
sunarken, Brecht sahne ve metni, dramaturji kavramı ile içiçe görüyordu. Bu
noktada bizim tercihimiz Aristo’nun dramatik olay bütünlüğü analizlerini
dışlamadan ama Brecht’in sunduğu çerçeveyi de sahiplenerek olayın yapısının ve
içerdiği bütün öğelerin dramaturji ile beraber ele alınması gerektiği yönünde
olmuştur. Bu bakış açısı ışığında, Aristotales’in olay örgüsüne dair ana
kavramlarını toplumsal dertlerin ifade edilebilmesi yönünde yeniden yorumlamaya
çalışacağız. Bu kavramları iki başlık altında ele alabiliriz:
- Birlik ve Bütünlük
a. Birlik: Aristotales, birlik’i, öykünün tek bir eylemden
oluşması olarak tanımlar. Buradaki ‘eylem’i, dramaturji olarak değiştirecek
olursak şu sonuca ulaşırız: Sahnede sergilenmekte olan eylemler/olay, tek bir
dramaturjik vurgu içermelidir. Brecht’in birlik kavramına yaklaşımı ise şu
tümceden çıkarılabilir:
”Olayda sergilenecek eylemlerdeki ayrıntıyı, olayın anlatılmasında
güdülen amaç belirler”[3] .
Bu açıdan bakıldığında birlik kavramının dramaturjiden ayrı olarak
tartışılamayacağı söylenebilir. Çünkü olay örgüsünün birliği seyircide
yaratılmaya çalışılan etkiye göre olayların örülmesi olarak da yorumlanabilir.
Dolayısıyla Aristo ve Brecht’in görüşlerinin ışığında çıkarsadığımız sonuç
olayın kapsadığı her türlü jest, hareket ve tavır vb.nin dramaturjiye hizmet
etmesi gerektiğidir. Kısaca, olay, seyirciye iletmek istediğimiz dramaturjik
vurguyu engelleyecek ya da doğrudan engellemese de dramaturjinin anlaşılmasına
hizmet etmeyen eylemlerden arındırılmalıdır.
b. Bütünlük: Aristo ‘bütünlük’ kavramını, sergilenen olayın
başı, ortası ve sonu olması olarak tanımlar. Baş, kendisinden önce bir şey
gerçekleşmesi zorunlu olmayan(sebep); orta, kendisinden önce ve sonra bir
şeylerin gerçekleşmesi zorunlu olan(hem bir sebep, hem de bir sonuç); son da
kendisinden sonra bir şey gerçekleşmesi zorunlu olmayan
olay-bölümleridir(sonuç). Bizse, bütünlük kavramını Aristo’nun dediği gibi
sahnedeki eylemin başı, ortası, sonu olmasından öte yapılan dramaturjinin
tamamıyla tasarlanmış olması, bu dramaturjiye göre bütünlüklü bir olay örgüsünün
kurulmuş olması olarak yorumluyoruz. Olay örgüsünün bütünlüğü, seyircide
yaratılmaya çalışılan etkiye göre olayların örülmesi olarak da ifade edilebilir.
Bu açıdan bakıldığında bütünlük kavramının dramaturjiden ayrı olarak
tartışılamadığı söylenebilir.
Bu doğrultuda olayların başı, ortası, sonu
olmasından ziyade dramaturjinin ve olay örgüsünün bütünlüklü ve net olarak
tasarlanmış olup olmadığı değerlendirilir.
Nedensellik
Aristo
nedensellik olarak olayın olasılık ve zorunluluk ilkesi doğrultusunda inşa
edilmesini kasteder[4] yani bir
eylemin, kendinden önce gelen başka bir eylemin olası ya da zorunlu bir sonucu
olmasıdır. Brecht, bu tarz bir mantık zincirini yadsımamakla beraber, toplumsal
şartların eylemler arasında kurulacak sebep-sonuç ilişkileri üzerindeki
etkisinin vurgulanması gerektiğini belirtir. Brecht şöyle der:
“Yeni oyun sanatında nedensellik ilkesi, ancak büyük insan toplulukları,
yani toplumsal sınıflar ele alınırken uyulması zorunlu nitelik taşıyor. Tek bir
kişiye yöneldi mi, ancak toplumun bir üyesi olduğu için yapıyor
bunu(…)”
Yani kısaca olayın kendisi ve olay içerisinde varolan eylemler, içinde
bulunduğu tasarlanılan toplumsal yapı içerisinde gerçekleşebilir olmalıdır. Bu
anlamda, gösterilen eylemlerin, içinde bulundukları toplumsal yapı içerisinde
gerçekleşebilir olup olmadığı değerlendirilir.
Uygulama
Genel olarak:
- Tüm aşamalarda sergilemelerden sonra sergilemeyi yapan oyuncu(lar)ın
öncelikli söz hakkı vardır, tasarladıklarını ve dramaturjik cümlelerini seyirci
ile paylaşırlar. Oyuncunun sunduğu öneri üzerine kriterler doğrultusunda
tartışmaya açık bir çalışma götürülür. - Oyuncunun çalışma başlıkları esnasında hazırlığını yazılı bir şekilde
yapması, oyuncuların segileyecekleri parçaya dair ayrıntılı düşünmelerini
sağlar. Ancak oyuncudan genel olarak beklenen sahne üzerine çıkmadan yaptığının
bütünlüğünü, dramaturjisini, amacını sorgulamasıdır. Bu anlamda hazırlığın
yazılı yapılıp yapılmamasından çok iyi düşünülmüş ve tasarlanmış olması
önemlidir. - Dramaturji tartışmasının aslolarak tasarlanan dramaturjinin anlaşılıp
anlaşılmaması üzerinden yürütülmesi ama bunun yanında sahne üzerinde
sergilenmeye çalışılan tavrın incelenmesi ve deşifre edilmesi önerilmektedir. - Vokal ağırlıklı bir sahne eylemi ikinci plana atma tehlikesi doğurduğundan
sözün kullanılmaması değil, mümkün olduğunca az kullanılması önerilmektedir.
1.Aşama - Fiziksel Aksiyon ( Eylem )
Bu çalışmada oyuncuya fiziksel bir aksiyon(eylem) ve bir verili durum
verilir. Oyuncudan beklenen eylemi verili duruma uygun olarak icra etmesidir. Bu
aşamadaki temel vurgu noktası bir sahne dili oluşturmaya yöneliktir ve bir
olayın kesitine odaklanılır. Bu aşamada oyunculara çalışmaları için verilen süre
15 dakikayı geçmez. Bu çalışma sırasında oyunculara neyi nasıl yapması gerektiği
konusunda formüller, reçeteler vermekten çok, ne yapmaması gerektiği yönünde
uyarılar yapılır. Oyuncuların tasarladığı verili durumlardaki eksiklikler,
icrada başvurduğu fazlalıklar, klişeler, organizasyonel sorunlar tespit edilmeye
ve üstesinden gelinmeye çalışılır.
Bu aşamada elde edilen imgesel
tasarım netliği, oluşturulan iç aksiyon ve uslüba dair netleşme sayesinde oyuncu
ikinci aşamada bir olay kurgulama noktasında rahatlatılmış ve rotası belirlenmiş
olur.
Bu aşamanın değerlendirme kriterleri yukarıda bahsi geçen sahne kesitine dair
olan kriterlerdir:
- Oyunculuk icrasına yönelik kriterler
- İmgesel Tasarım ve İç Aksiyon
- Ekonomi ve bedensel kullanım
- Skor ve organizasyon
- Üslup – Dramaturji
2. Aşama – Olay Örgüsü İnşa Etme
Oyuncudan ilk aşamada sergilediği kesitten hareketle başka bir verili durum
tasarlaması ve bu iki verili durum arasındaki eylemleri icra edip bütünlüklü bir
olay örgüsü inşa etmesi istenir. Oyuncular olayları ve toplumsal vurgu
noktalarını belirlerler. Bu aşamadaki vurgu artık kurgu yapabilmeye kaymıştır.
Ve 20 dakikalık bir hazırlık süresinden sonra oyuncular bize sahne üzerinde bir
öneri sunarlar. Oyuncuların tasarladığı verili durumlardaki eksiklikler, icrada
başvurduğu fazlalıklar, klişeler, organizasyonel sorunlar, kurgu ve dramaturji
sorunları, olayın inşasında yaşanan sorunlar tespit edilmeye ve üstesinden
gelinmeye çalışılır.
Bu aşamanın vurgu noktası olay ve dramaturji
kriterleri üzerinedir.
- Dramaturji Kriterleri
- Dramaturjide Netlik
- Dramaturjinin toplumsal değeri
- Olay Kriterleri
- Birlik ve Bütünlük
- Nedensellik
- Oyunculuk icrasına yönelik kriterler
- İmgesel Tasarım ve İç Aksiyon
- Ekonomi ve bedensel kullanım
- Skor ve organizasyon
- Üslup
3. Aşama - İkili Fiziksel Aksiyon
Bu aşama 1. aşamanın devamı niteliğindedir ve aralarındaki tek fark 2
oyuncuyu içeren bir eylem ve verili durum verilmesidir. Bu aşamanın ayrı bir
aşama olarak koyuılmasındaki hedef iki oyuncunun birlikte bir kurgu
yapmalarıdır. Ayrıca bu aşamada karakterlerin arasındaki ilişkinin kurulması
gibi ek bir hedef olduğundan dolayı ayrı bir aşama olarak konulmuştur. Çalışma
süresi olarak yine 15 dakika verilir. Değerlendirme kriterleri 1. Aşamadaki
kriterlerdir.
- Oyunculuk icrasına yönelik kriterler
- İmgesel Tasarım ve İç Aksiyon
- Ekonomi ve bedensel kullanım
- Skor ve organizasyon
- Üslup – Dramaturji
4. Aşama – Olay Örgüsü inşa etme ( İki oyuncu )
Bu aşamada, 2. aşamanın 1.aşamanın sonrasına eklendiği gibi, 3. Aşamadaki
kesitten hareketle oyuncuların yeni bir verili durum tasarlamaları ve bu iki
verili durum arasındaki eylemleri icra edip bütünlüklü bir olay örgüsü inşa
etmeleri istenir. Bu aşamayı 2. Aşamadan ayıran ilk özellik 2 oyuncunun birlikte
bir olay oluşturması, ikinci özellik ise karakterler arasındaki ilişkinin tarif
edilmesi açısından yapılacak vurgudur. Oyunculara bu aşama için 20 dakika
verilir. Değerlendirme kriterleri 2. Aşama ile aynıdır:
- Dramaturji Kriterleri
- Dramaturjide Netlik
- Dramaturjinin toplumsal değeri
- Olay Kriterleri
- Birlik ve Bütünlük
- Nedensellik
- Oyunculuk icrasına yönelik kriterler
- İmgesel Tasarım ve İç Aksiyon
- Ekonomi ve bedensel kullanım
- Skor ve organizasyon
- Üslup
Kriterlerin Uygulanmasına dair İzlek
Değerlendirme esnasında sırasıyla şu sorular algoritmik bir şekilde
cevaplandırılmaya çalışılır:
- Dramaturji net bir şekilde tanımlanmış mı?
- Evet ->Anlatı toplumsal açıdan bir değer taşıyor mu?
- Hayır ->Net bir dramaturji belirlemeleri için;
- Ek süre verilir
- Talep edilirse öneri(ler) yapılır
- Anlatı toplumsal açıdan bir değer taşıyor mu?
- Evet -> Sahnelemede yabancılaştırma amacı güdülmüşse analizi
yapılarak dramaturjik netlik tamamlanır. Birlik ve bütünlük kriterlerine
geçilir. - Hayır -> Sahnelenen parçanın dramaturjisi deşifre edilerek
birlik ve bütünlük kriterlerine geçilir.
- Evet -> Sahnelemede yabancılaştırma amacı güdülmüşse analizi
- Olay birlik ilkesine uyuyor mu?
- Evet ->Bütünlük kriterine geçilir.
- Hayır -> Olayda birliğin sağlanması için, dramaturjiden
sapma/farklılık gösteren eylemler analiz edilerek;- Ek süre verilir
- Talep edilirse öneri(ler) yapılır.
- Olay bütünlük arz ediyor mu?
- Evet ->Nedensellik kriterine geçilir?
- Hayır ->Dramaturjik bütünlük analizi yapılarak;
- Fazla eylemler atılır,
- Eksik eylem varsa,
- Ek süre verilir
- Talep edilirse öneri(ler) yapılır
- Olay nedensellik ilkesine uyuyor mu?
- Evet ->Olayın inşası tamamlanmıştır, İcra kriterlerine geçilir.
- Hayır -> Nedenselliği zedeleyen noktalar analiz edilerek Olay
atölyesi tamamlanır.
[1] Bkz. a href="http://www.bgst.org/tb/egitim.asp?id=6&bn=1" target="_blank">http://www.bgst.org/tb/egitim.asp?id=6&bn=1