Yazıma koyduğum başlık bana ait değil. Bu başlık bundan yaklaşık bir ay önce YouTube sitesine yerleştirilmiş bir video görüntüsüne ait. Bu yazıyı da bu görüntüleri izledikten sonra kaleme almaya karar verdim. Ve ben bu kararı verdiğimde bu video tam 3267 kez izlenmişti. Bir YouTube müdavimi olmadığım için bu rakam diğer görüntülerle kıyaslandığında az mıdır, çok mudur bilemem. Ama bir tiyatrocu olarak şunu söyleyebilirim, bu bir tiyatro oyunu olsaydı ve bir ay içinde 3267 seyirci ile buluşsaydı, bu hiç de fena olmayan bir rakam olurdu. Bu kıyaslama nereden çıktı diye sormayın. Bir tiyatrocu bu tür toplumsal bir vakayı gözlemlediğinde, konuya ilişkin bir oyun yazma isteği baş gösterir. Ben şöyle düşündüm ben oturup bu sahneyi oyunlaştırana kadar aylar geçecek, o sürede bu video görüntülerinin ulaştığı seyirci sayısı kat be kat artacak ve ben ne kadar çok organizasyon yapsam da oyunum bu seyirci rakamına ulaşamayacak. Bu sebeple öncelikle konuya ilişkin bir yazı yazıp internette yayınlamak daha doğru göründü. Aynı zamanda bir feminist olarak, “seks turizmi” konusunun tiyatroda yorumlanmasının çok yararlı bir çalışma olacağını düşündüğümü de belirtmeliyim.   

Tiyatro camiasında “televizyon tiyatroyu öldürdü” şeklinde neredeyse klasikleşmiş bir  tekerleme vardır. Ben bu inanışta değilim ama buna inansaydım, geleceğe ilişkin şöyle bir “kehanette” bulunabilirdim: “internet televizyonu öldürecek”. Sanat genel olarak gerçek hayatla doğrudan ilişkilidir. Sanatçının hayatla bir derdi vardır. Bazen öykülerini doğrudan gerçek hayattan alır. Ama inanıyorum ki biz bu video görüntülerini aynen tiyatro sahnesinde oynasaydık, seyirci “amma abartmışsınız” diyebilirdi. Ve hatta biz de biraz abarttığımızı düşünebilirdik. Ama kurgusal olan öyküler abartma konusunda bazen gerçek hayatın eline su bile dökemez. Gerçek hayattan sahnelerin sansürsüz ve yorumsuz bir biçimde internet aracılığıyla çok geniş kitlelere açılması ise devrim niteliğinde bir gelişme. Bence sanatçılar bu gelişmelerden iyi bir şekilde yararlanabilir ya da karşısında naçar kalır ve ölebilirler.

Video görüntülerinde ne var? Yaklaşık yedi dakika süren görüntü kaydı bir otobüsün içinde yapılmış. Bir turizm şirketinin düzenlediği bir Kiev turu. Otobüste Kayseri’den Kiev’e gitmek için yola çıkmış erkekler var. Ve gidilecek şehre ilişkin bilgiler veren bir tur rehberi. Bu bütün turların, standart olarak turist müşterilerine sunduğu bir hizmettir. Ancak bu kez, hizmet kapsamında olan Kiev’in kültürel ve tarihsel dokusu ya da ekonomik yapısı ve alışveriş merkezlerinin tanıtımı değil, ama Kiev’in kadınları ve turistlerin bu kadınlara ulaşabilmeleri için varolan yöntemlerin sunumu oluyor. Elimden geldiğince zarif bir özet yapmaya çalıştım. Ama az sonra okuyacağınız üzere tur rehberinin sunumu asla böyle bir zerafet arayışı içinde olmuyor. Bu video arka sıralardan çekildiği için otobüstekilerin yüzleri görünmüyor. Bu sebeple kişilerin fiziksel tarifini yaparak bir yoruma ulaşmak zor. Görüntülerde sadece tur rehberinin yolculara yaptığı konuşma var. Ben de bu konuşmayı bir tiyatro tiradı gibi ele alıp, belli repliklerin dramaturjisini yapmaya çalışacağım.  Ve elbette burada belirleyici olan feminist dramaturji olacaktır.

Rehber: “Mümkün olduğu kadar yalnız gezmeyin. İki iki gezin. Üç üç gezin. Yalnızları kolluyorlar. Bu bizim grubun, Kayserili kardeşlerimizin başına geldi. Üç kişi geziyorlar. Tabii bizimki tecrübeli, lisanı da var. Adama iki tane çekiyor. “Siktir git” diyor. Adam çekiliyor. Bunlar yollarına devam ediyor. Kurtuluyorlar. Ertesi gün maalesef bizim Vanlı kardeşimizi çarpıyor. Adamda beş kuruş para kalmadı.”

Video görüntüsünde rehberin konuşması gidilecek olan yabancı şehirdeki, Kiev’deki hırsızlık ve gasp olaylarına dair bir uyarı ile başlıyor. Bu, benim katıldığım neredeyse bütün yurt dışı turlarında dinlemiş olduğum bir uyarıdır. Gidilen her yabancı şehrin kendine özgü hırsızlık yöntemleri vardır. Ve tur rehberi de bu tür tatsız vakalardan korunmanın yollarını anlatır. Bu konuşmada farklı olarak, Kayserili ve Vanlı erkek nüansı var. Konuya ilişkin verilen örneğe göre, uyarıyı almış olan “Kurnaz ve gözüpek” Kayserili erkek parasını kaptırmazken, “saf” Vanlı erkek beş kuruşsuz kalmıştır. Örnek verilen bölgelerden birinin Güney Doğu bölgesi olması tesadüfi bir seçim değildir görüşündeyim. Buna rağmen bu anlatım kardeşlik söylemi ile kurulur. Vanlı erkek, Vanlı kardeşimiz şeklinde ifade edilir. Kayserili erkek gibi davranamayan Vanlı erkek, erkek cemaatinden dışlanmaz ama esef edilir. Feminist kuram kadın kardeşliği (sisterhood) üzerine bolca çalışma üretmiştir. Ama benim için erkek kardeşliğini tanımlamak çok kolay değil. Öyleyse bu konuyu bir soru olarak not edelim ve rehberin konuşmasını analiz etmeye devam edelim.

Erkek kardeşliği nasıl bir kardeşliktir?

Rehber: “Şimdi kadın bulmada, burada üç çeşit kadın bulma sistemi var. Önce belden aşağıları anlatalım. Bunlar önemli. Kültüre geleceğiz hiç korkmayın. Öyle bir kültürleneceksiniz ki kafanız şişecek. Beni tanıyanlar bilir. Acele etmeyin. Şimdi arkadaşlar üç çeşit kadın bulma metodu var.”

Bu bölümdeki ilk cümleden bu tiratta rehberin yolculara Kiev’de var olan üç çeşit kadın bulma sistemini anlatacağını ve buradan da Kiev’e seyahate çıkan bu erkeklerin yolculuk amacını öğreniyoruz: “kadın bulmak”. Bu amaçla yapılan seyahatler medyada “seks turizmi” olarak adlandırılmaktadır. Rehberin bu turda belden aşağı olanların önemini vurgulaması da bunu doğruluyor. Ayrıca turistlerin kültürleneceğini öğreniyoruz. Rehberi tanıyanlar bunun ne anlama geldiğini biliyorlarmış ama biz tanımadığımız için bilemiyoruz. Dolayısıyla bir soru işaretiyle analize devam edelim.

Kiev’e giden erkekler nasıl kültürlenecek?

Rehber: “Birinci metot, kadınlar otelin lobisinde zaten. Onlar 150 dolar istiyorlar 45 dakikasına. Kadın bir saat diyorsa inanmayın, zaten diyor ki bir saat de olsa bir vuruş. Dolayısıyla bir vuruştan sonra yarım saatte mi vurdun, başlıyor giyinmeye çünkü ona göre mesaisi bitti. Onun için bir saat deseler bile 45 dakikadır. Birinci tip kadın bulma bu, onlar otelin kadınları. 150 dolar istiyorlar 45 dakikalığına bir vuruş için, alıp gidiyorsun.

İkinci tip kadın bulma: escort dergiler var, otelde bavulcu, concierge çocuklar var ya, bavul taşıyan, concierge dediğimiz, onlarda escort dergileri var.  Telefon ediyorsun, oradan beş tane, altı tane kadın istiyorsun. Kızları gönderiyorlar bakıyorsun, beğeniyorsun, yatıyorsun. Onların da saati 100 dolar. Bazısı sen hoşuna gidersen falan ertesi gün sana iki saatliğine 100 Euroya gelebiliyor. O senle onun arasında kişisel olan anlaşma, ben sadece normal prosedürü anlatıyorum size. Bu escort dergisine telefon ediyorsunuz kadın geliyor.

Üçüncü tip bulma: bu en güzel olanı, en kibar olanı. Efendice nerede olursanız olun hiç çekinmeyin ama çok efendice kızlara yaklaşın. Bu tezgahtar olabilir, bu orada çalışan garson olabilir, restoranda veya Mc Donalds’da, Fried Chicken’da olan bir kız olabilir. Efendice lisanla yaklaşıp arkadaşlığı kurarsın. İlk gece gidersiniz bir yere içmeye. İlk gece hayatta vermez. İkinci gece verir. Bu tecrübeyle sabit. Ama lisanınız olacak.”

Bu bölümde rehber tarafından oldukça metodolojik olarak Kiev’de kadın bulmanın üç yolu anlatılmaktadır. İlk ikisi Kiev’de seks işçisi kadınlara ulaşmanın üçüncüsü de sıradan işlerde çalışan kadınlara ulaşmanın yolları. İlk ikisi daha kolay görünürken üçüncüsü diğerlerine göre biraz daha emek ve vakit isteyen bir yöntem. Buna rağmen rehber tarafından en güzel ve en efendice yöntemin bu olarak gösterilmesi önemli. Demek ki erkekler kadınlarla cinsel ilişkiye girmenin sadece en kolay değil ama en güzel yolunu da tercih edebiliyorlar. Ve kendisinin de bu yöntemi tecrübe ettiğini anlıyoruz. Ama lisan bilmek yani böyle bir eğitim almış olmak ilk şart. Rehberin bolca kullandığı yabancı dildeki kelimeler de yolcu erkeklerin ona hayran kalmasını sağlıyor olabilir. Ayrıca fahişelerden farklı olarak sıradan Kiev’li kadınla sevişmek için efendi olmak gerektiği özellikle vurgulanıyor. Bu analize rağmen üçüncü kategorideki kadınların fahişe sınıflamasının dışında ele alınıp alınmadığı bu aşamada bir soru işareti olarak kalıyor.

Erkekler tüm kadınları fahişe sınıflaması içerisinde mi ele alıyorlar?

Yine bu bölümde gidilen oteldeki çalışanların da, mesela bavulcu çocukların, fuhuş sektörüne hizmet verdiğini öğreniyoruz. Bu olgu da bize Kiev’de sektörün yaygınlığı ve kapsamının genişliğini gösteriyor. Bunu doğrulamak için bilimsel çalışma sonuçlarına da bakmak doğru olacaktır.

Dünyada ve özelde de Kiev’de fuhuş sektörünün genel ekonomi içindeki oranı nedir? Yine bu sektörün tetiklediği seks turizminin genel olarak turizm içindeki yüzdesi nasıldır?

Bu bölüme dair ayrıca kullanılan dilden söz etmek gerekir. Rehber tarafından “vurmak” fiili cinsel ilişki ile eşanlamlı kullanılmaktadır. Vurmak kelimesinin açıklaması TDK Türkçe sözlükte ilk olarak elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak olarak veriliyor. Birçok anlamından biri de yaralamak, öldürmek. Kelimenin neredeyse tüm anlamları şiddet içeren belli eylemleri ifade ediyor. Erkek argosu cinsel ilişkiyi tasvir edecek kelimeyi yerine şiddet içeren bir fiili yerleştirerek karşılıyor. Rehberin konuşmasında “vurmak” cinsel ilişkide erkeğin eylemliliği olarak kullanılırken, “vermek” de kadının cinsel ilişki içindeki eylemini tarif ediyor. Biri ne kadar şiddet içeriyorsa diğeri de o kadar şiddetten uzak duran bir eylemlilik. Bu tarifleme ayrıca cinsleri ilişki esnasında etkin-edilgen olarak da gösteriyor. Bu tespit bir kadın olarak yanıt veremediğim ama cevabından şüphelendiğim bir soruyu aklıma getiriyor.

Peki erkekler gerçekten de cinsel ilişki esnasında erkek cinsini şiddet uygulayan etkin özne, kadını da şiddete rıza gösteren edilgen özne olarak düşünüyor olabilirler mi?

Ben bir dilbilimci değilim, ama oyun yazımı pratiği içinde bir kadın ve bir feminist olarak dildeki ataerkil ve özellikle kadını aşağılayan kelimelerin kullanımı konusunda hassas olunması gerektiğinin ve bunun ne kadar zorlu bir mücadele alanı olduğunun farkındayım.  Bu sebeple de yazdığım hiçbir kadın oyununun dil olarak ataerkiden arınmış olduğu gibi safdil bir iddiaya da girmedim. Rehberin tiradına geri dönelim.

Rehber: “Kesinlikle bir taşkınlık yapmayın. Bakın söylüyorum, kesinlikle Türk halkına, Türk ulusuna ve Türk milliyetçiliğine yakışacak şekilde biz bu işleri halledeceğiz. En ufak bir leke sürmeyeceğiz.”

Rehber bu bölümde Kiev’e götürdüğü erkek kalabalığını uyarıyor. Bunu yaparken de milliyetçi söylemi temel alıyor. Uyarıya göre turistler Kiev’li kadınlara vurma eylemini Türk halkına, Türk ulusuna ve Türk milliyetçiliğine yakışacak bir şekilde yapacaklar. Bunun nasıl olacağına dair konuşmasında bir ayrıntı vermiyor.

Bu erkeklerin Kiev’de kadın bulmanın üç yönteminden herhangi biri içindeyken, bu eylemi Türk ulusuna yakışır bir şekilde halletmeleri için ne yapmaları gerekmektedir?

Feminist literatüre bakacak olursanız ataerkinin, milliyetçilikle olan bağlantısı üzerine çokça yazılıp çizilmiş olduğunu, çokça örneklendirilmiş olduğunu görürsünüz. Ama bu kadar basit, dolaysız bir örnek verilebildiğini sanmıyorum.

Yukarıda alıntılanan konuşmanın otobüsteki erkeklere dönük tehditkar bir okuması da olabilir mi? Yani rehber aslında bu erkeklerin taşkınlık yapma potansiyelini farkındadır. Bu sebeple de uyarısını tehditkar bir hava içinde yapar. Ve bunu yaparken de Türk ulusunu arkasına alır. Bu yorumu da oldukça akla yakın buluyorum. Sonuçta rehber bir profesyonel, bu işten ekmek yiyen bir erkek. Seyahat esnasında çıkabilecek rezaletleri minimuma indirmeye çalışması da bu anlamda normaldir. Analize devam edelim.

Rehber: “Bunun dışında karı bulma yöntemi yok abi. Yani bedava karı yok. Zaten orospunun bedavası olmaz biliyorsunuz. Orospuda da üç şey aramayın çok dikkatli olun: Vefa, sadakat ve sevgi. Bunların hiçbiri olmaz.”

Bu bölüm yine rehberin bir uyarısını içeriyor. Bu uyarıyı nasıl yorumlayacağımız önemli. Kiev’e giden erkeklere, oradaki seks işçisi kadınlarda üç şey aramamaları tavsiye ediliyor: vefa, sadakat ve sevgi. Hatta bu bir tavsiyenin de ötesinde erkeklerin çok dikkatli olması gereken bir husus olarak ortaya konuyor. Deneyimli rehberin bu konuşmasıyla Kiev’e giden bazı erkeklerin fahişelerde vefa, sadakat ve sevgi gibi, tek kelimeyle özetlenebilirse aşk arayabildiklerini anlıyoruz. Ve bir sapma olarak yaşanabilen bu durum erkek dünyasında ciddi bir tehlike, seks turizmi içinse ciddi bir tehdit olarak görülüyor.

Bazı erkeklerin, erkek dünyasının benimsediği şiddetin dışında konumlanıp aşk arayışına  girdiklerinde yine bu dünyanın şiddetiyle bastırıldıklarını söyleyebilir miyiz?

Kadına yönelik ataerkil şiddeti sonlandırma mücadelesi feminizmin birincil gündemidir. Ama bu gündemi “erkek şiddet uygular, kadın şiddetin mağdurudur” gibi basit bir cinsler kutuplaşması içinde ele almak makul değildir. Bir kadının kadın bilinci geliştirmeye çalıştığı ilk yıllarında haklı bir öfke içinde bu türden analizlere yönelmesi mazur görülebilir. Ama feminizmin nihai olarak bütün haksız şiddet biçimlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir hareketlilik içinde olması gerekir. Devam ediyoruz.

Rehber: “Hamama giren terler ha. Yani ucuz karı falan yok. Vuracaksan paranı verip vuracaksın arkadaş. Yahut da lisanla efendi gibi ayarlayacaksın. O lisanla efendi gibi ayarladığına da masraf edeceksin. Karı mesela sana der ki “otelde içmeyelim. Başka bir lokantaya götür.” Orada yemek yersiniz, romantik bir yemek, ikinci gece artık bedavaya getirebilir misin o sana kalmış bir şey.”

Bu bölümde rehberin konuşması oldukça kabalaşıyor. Mesela “kadın” kelimesini kullanmak yerine “karı” kelimesini kullanmayı tercih ediyor. Bu bölümü analiz ettiğimizde ikinci sorumuza bir anlamda yanıt da bulmuş oluyoruz. Sorumuz şuydu: “Erkekler tüm kadınları fahişe sınıflaması içerisinde mi ele alıyorlar?” Burada fahişelerin ve farklı mesleklerden kadınların ortak bir özelliğinden söz ediliyor. Erkekler vurabilmek için her türlüsüne para harcamak zorundalar. Zaten rehberin tiradı boyunca anlatılanlar içinde en fazla değinilen konu harcanacak olan para konusu. Bu durumun bu otobüsün Kayserili, ticaret erbabı kurnaz erkeklerle yola çıkmış olmasıyla bir alakası var mı bilemem ama cinsel ilişkinin kadınlardan farklı olarak erkek dünyasında bir masraf kalemi olarak ele alındığını açık bir şekilde görebiliyoruz.

Rehber: “Şimdi arkadaşlar bir de kız bulmanın çok pahalı bir metodu var. Buranın en meşhur gece klübü, River Palace var. Bu River Palace zaten başlı başına pahalı bir yer. Ama gidip görülebilir. Çok güzel kızlar var. 300 dolardan başlıyor. Şimdi siz kızların 300 dolar dediğine bakmayın saat birden bir buçuktan sonra kızların fiyatları düşüyor. Biz geçen sefer fıstık gibi iki tane yavru çıkarttık, 100’er dolara çıktılar. Ama yine bu sizin dediğim gibi kıvraklığınıza bağlı, kız da biraz bakıyor beğenir mi beğenmez mi diye ondan sonra geliyor.”

Bu bölümü rehberin profesyonel tutumunu bıraktığı bölüm olarak değerlendirebiliriz çünkü görevi dahilinde olmadığı halde kendine methiye düzmesine tanık oluyoruz. Belki de bu rehberin yol boyunca diğer erkeklere anlattığı şeylerin inandırıcılığını sağlayabilmesi için kendisinin Kiev’de kadın bulma konusunda hem çok deneyimli, hem de çok becerikli bir erkek olduğunu ispatlaması gerekiyordur.

Erkekler her daim diğer erkeklere erkekliklerini ispat etmek zorunda mıdırlar?

Özetle ve kabaca metin analizini yapmaya çalıştığımız bu video görüntülerinde metinden hareketle bir dizi soru oluşturduk. Bu analiz sonrası, eğer bu metni sahnelemeyi düşünürsek soruları biraz daha ayrıntılandırmak gerekecektir. Sorulardan bazıları zaten yanıtlanmış olarak seyirci karşısına çıkılacak, bazıları ise seyircinin de sormasını istediğimiz sorular olarak sahnelenecek. Peki sahnelenecek bu oyunun türü ne olacak?

YouTube’da bu video görüntüler “komedi” türü altında sınıflanmış. Komedi kelimesi TDK Türkçe sözlükteki birinci anlamına göre güldürü olarak açıklanmış. Demek ki bu görüntüler kategorize edilirken izleyenleri güldüreceği varsayılmış. Açıkçası bir kadın olarak bu görüntülerin benim açımdan güldürü özelliği çok zayıftı. Dahası görüntüler tebessüm etmeme bile sebep olamadı. Öte yandan bu kategorizasyonun da ciddiye alınması gereken bir veri olduğunu kabul etmeliyiz. “Bu videonun hiçbir kadın için güldürü özelliği olamaz” diyemem, ama tümüyle erkek dünyasına ait olan bu görüntülerin yine tümüyle erkekler düşünülerek “komedi” olarak sınıflandırıldığını ve YouTube’da erkek egemen mizah anlayışının temel alındığını söyleyebilirim.

17.01.2007