Amerikan Pediyatri Akademisi, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) için Ritalin verilen 10 yaşın altındaki 282 çocuk üzerinde yapılan ve kısa süre önce Pediatrics dergisinde yayınlanan, sanayi tarafından finanse edilmiş üniversitelerarası bir çalışmayı temel alarak ilacın kullanımını desteklediğini açıkladı. Akademi, bu açıklamasıyla, anne-babaların, öğretmenlerin, okul hemşirelerinin ve pek çok çocuk doktoru ve psikiyatristin hakkında hiçbir şey bilmedikleri bu ilacın kanser riskleri ile ilgili açık kanıtları yok saymış oldu.

Çok uzun bir süreden beri raflarda yer alan Ritalin, Ciba-Geigy tarafından pazarlanmaya başlandıktan kırk yıl kadar sonra, Ulusal Toksikoloji Programı çerçevesinde (vergi ödeyenlerin paralarıyla) kanserojenlik testlerine tabi tutulmuş ve bu testlerin sonuçları 1995’de yayınlanmıştır. Yetişkin farelere iki yıl boyunca, çocuklara reçete edilen dozlara yakın dozlarda Ritalin verilmiş ve farelerde, istatistiksel açıdan önemli oranlarda hepatoblastoma olarak bilinen ve az görülen agresif kanserler de dahil olmak üzere karaciğer anomalileri ve tümörleri görülmüştür. Testlerde, kanserojenik etkilere çok daha duyarlı olması beklenen genç fareler yerine yetişkin farelerin kullanılmış olması bu sonuçları daha da endişe verici kılmaktadır. Ulusal Toksikoloji Programı, Ritalin’in ‘muhtemel bir insan kanserojeni’ olduğu kararına varmış ve daha fazla araştırmanın gerektiği tavsiyesinde bulunmuştur. Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), ilacın güvenli olduğunda ısrar etmesine rağmen bu bulguların ‘potansiyel kanserojen’ bir maddeye işaret ettiğini kabul etmiş ve ilacın prospektüsünde bu etkiye dair bir açıklama yapılmasını istemiştir. Fakat ne anne babalar ne de hemşireler bu açıklamaları görmektedirler.

Physicians' Desk Reference’da (Doktorun Başvuru Kitabı), artık Novartis tarafında üretilen Ritalin’in kanserojen olduğuna dair kanıtlar kabul edilmekte ama diğer taraftan da “bu sonuçların önemi bilinmemektedir” denilerek bu durumun endişe verici olduğu reddedilmektedir. Kanser risklerinden başka, Ritalinle tedavi edilen çocuklarda ilacın kan hücrelerinde genetik tahribata neden olduğunu düşündüren kanıtlar da vardır.

Her yıl binlerce çocuğun bu ilaç ile tedavi edildiği ve yetişkinlerde gecikmeli olarak ortaya çıkan kanser vakaları bir tarafa bırakıldığında, çocuk kanserlerinin çok fazla arttığı (son on-yirmi yılda yaklaşık yüzde 35 artmıştır) düşünüldüğünde, Ritalin’in yarattığı kanser riskiyle ilgili kaygılar daha da önem kazanmaktadır. Özellikle davranış modifikasyonu ve biofeedback (biyogeribildirim) gibi güvenli ve etkili alternatif tedavi yöntemlerinin varlığı, bu riskleri tümüyle anlamsızlaştırmaktadır.

Anne-babalar ilacın kanser riskleri hakkında açıkça bilgilendirilmediği sürece, bu ilacın alanında son derece uzmanlaşmış doktorlar ve psikiyatristler tarafından yazılması dahi kesinlikle kabul edilemez. Bu bilgilendirme yapılmadığı halde Ritalin yazmak, tartışmasız bir tıbbi yanlış uygulama oluşturacaktır.

Notlar

- Bu bildiri, Kanser Önleme Koalisyonu’nun ( www.preventcancer.com  ) 10 Nisan 2001 tarihli basın açıklamasıdır.