BGST'li tiyatrocuların bahar döneminde yürüttüğü 'Kolektif Oyunlaştırma'
çalışması sonucunda çıkan 'Kamber Ateş, Nasılsın?' sahnesinin, yaz döneminde
BGST'li bir grup çalışan tiyatrocu tarafından tekrar ele alınarak
derinleştirilmesi hedeflenmektedir. Toplu çalışmalar sonucu çıkan sahnenin
'Kolektif Oyunlaştırma' kriterlerine göre değerlendirmesine İlker Aslan ve Fırat
Güllü'nün kaleme aldığı "Yapmak
İsteyen Herkes İçin Tiyatro" Yaklaşımına Dair Bazı Düşünceler - 2
yazısında
yer verilmiştir.

'Kamber Ateş, Nasılsın?' sahnesi üç episoddan
oluşmaktadır. Bu üç episod da kendi içinde bütünlüklü dramatik bir olay olarak
değerlendirilebilmektedir. Sahneyi tekrar çalışırken, yapılan genel
değerlendirmenin dışında, her üç episodun ayrı ayrı 'Kolektif Oyunlaştırma'
kriterlerine göre ele alınmasının faydalı olacağı düşünülmüştür. Bu sebeple,
dramatik olay içinde öznelerin eylemlerinin bilimsel, etik, politik ve estetik
değer analizi her episod için ayrı ayrı yapılmıştır.

'Kamber Ateş,
Nasılsın?' Sahnesi 1. Episod:


Öykü akışı: Polis memurları
mahkum yakını olan iki köylüyü (baba ve oğlunu) gecenin bir yarısı yataklarından
kaldırıp karakola getirmişlerdir. Amaçları köylülerin Türkçe konuştuklarını
kanıtlamaktır. Yasalara göre mahkum görüşmelerinde, 'ancak yakınlarının Türkçe
bilmediklerinin ispatı' durumunda görüşme mahkumun anadilinde yapılabilir.
Yakınlarının Türkçe bildikleri ispatlandığı takdirde görüşmenin 'güvenlik
gerekçeleriyle' Türkçe yapılması zorunludur. Bu sebeple polisler mahkum yakını
köylülerin Türkçe konuştuklarını kanıtlamaya çalışırlar. Oğul Türkçe
bilmektedir, fakat bildiği halde politik bir tavır olarak Türkçe konuşmayı
tercih etmez. Babaysa Türkçe bilmemektedir, anadili olan Kürtçe konuşur.
Polisler Türkçe bildiklerini kanıtlamak için çeşitli yöntemlere başvururlar ve
gülünç bir şekilde köylülerin ağızlarından çıkan her Türkçe kelimeyi kaydederek
zabıt tutarlar.

Sahnenin dramaturjisi bilimsel, etik, politik ve estetik
değerlere referansla aşağıda belirtilen noktalar üzerinden tartışılmıştır.


Bilimsel Varsayım: Yasaklar ve baskılar yoluyla bir dilin yok
sayılması, o dilin pratik anlamda var olmadığı anlamına gelmez. Bu durumun
yarattığı çelişkiyi görmezden gelen bir sistem de rasyonellik kurmakta zorlanır,
irrasyonelleşir. Polislerin bu yöntemlerle sorgulama yapmaları akıldışı (saçma)
bir tutumdur.

Etik Varsayım: Türkçe bildiklerini kanıtlamak için
köylülere yapılan baskı ve tacizler insan haklarına aykırı ve etik dışıdır.


Politik Varsayım: Polisler köylülere Türkçe konuşmaları yönünde
baskı uygulamaktadır, oğul bu baskı ve tacizle karşılaştığında boyun eğmek
yerine Türkçe bildiğini saklar. Mahkum olan kardeşiyle anadilinde görüşme yapma
hakkında ısrarcıdır. Kendi dillerinde konuşmaları yönündeki baskıya karşı
gösterdikleri bu tepki, sahiplenilmesi gereken politik bir tercihtir.


Estetik Varsayım: Bu baskının devlet adına uygulayıcıları olan
polislerin tavırları iticidir. Farklı şekillerde olsa da baba ve oğlunun
gösterdikleri tepki empati kurulacak biçimde sergilenir.

'Kamber
Ateş, Nasılsın?' Sahnesi 2. Episod:


Öykü akışı: Kamber Ateş
11 yıldır ceza evindedir. Sahne, Kamber Ateş'in bu süre zarfında mahkum
görüşmelerinde Türkçe ve Kürtçe konuşulmasıyla ilgili bilgilendirici bir
anlatısıyla başlar. Kamber Ateş mahkum görüşmelerinin anadilde yapılması
konusunda anayasa ve tüzüğün çeliştiğini görmüş, annesiyle yapacağı görüşmeyi
anadiliyle yapma hakkı konusunda dilekçeyle başvurmuştur. Savcıyla dilekçe,
anayasa ve tüzük maddeleri üzerine tartışırlar. Savcı, Kamber Ateş'in ancak
ailesinin Türkçe bilmediğinin kanıtlanması durumunda ana dilinde görüşme
yapabileceğini, bunun için de farklı bir dilekçeyle başvurması gerektiğini
belirtir. Ancak Kamber Ateş, bu kanıtlanma süresinde ailesinin gece yarısı
karakola çağrılarak taciz edileceğini bildiğinden bu yönde bir dilekçe vermek
istememektedir. Zaten anayasal hakkı olan anadiliyle görüşme yapmak konusunda
ısrar eder. Tartışma sürer ve savcı Kamber Ateş'i kovar.

Bilimsel
Varsayım:
Kendisini demokratik hukuk devleti olarak tanımlayan bir devlette
anayasal bir hakkın, tüzüklerle yasaklanması çelişkili bir durumdur.


Etik Varsayım: Temel sorun sistemden kaynaklanıyor olsa da
savcının hukuki çelişkiyi görmesine rağmen yasaklama eylemini devam ettirmesi
ahlaksız bir tavırdır.

Politik Varsayım: Kamber Ateş'in kendi
anadilinde (görüşeceği kişi Türkçe bilsin ya da bilmesin) görüşme yapma hakkı
vardır. Kamber Ateş'in anayasal hakkını aramaya çalışması ve kendisinden istenen
dilekçeyi vermemesindeki ısrarı politik ve haklı bir tavırdır. Savcının sistemik
baskı organlarının yürütücülüğünü üstlenmesi ise sistemin çelişkisinin devamına
yönelik baskıcı bir tavırdır.

Estetik Varsayım: Savcının
çelişkili bir durumun içine düşmüştür. Kamber Ateş'in talebine tatmin edici bir
cevabı yoktur, öte yandan düzeni korumak için Kamber Ateş'in karşısında yer
alması gerekmektedir. Bu sebeple saçma argümanlar öne sürer, yer yer komik
duruma düşer. Savcının bu çelişkiyi açığa çıkaracak bir üslupla sahnelemesi
gerekir. Savcının çok sert, baskıcı çizilmesi tercih edilmemiştir, savcı
baskının uygulayıcısıdır, çelişkisi asıl olarak sistemin çelişkisidir. Kamber
Ateş'in eylemleri ise kendisine uygulanan baskıya karşı haklı bir talepte
bulunduğundan empati kurulacak tutarlı bir üslupla sergilenir.


'Kamber Ateş, Nasılsın?' Sahnesi 3. Episod:

Öykü
akışı:
Kamber Ateş kendisinden istenen dilekçeyi vermemiştir. Gardiyan
gözetiminde annesiyle telefon görüşmesi yapar. Türkçe konuşmaları gerekmektedir.
Annesi yalnızca 'Kamber Ateş, nasılsın?' demeyi öğrenmiştir. Annesinin yalnızca
o kelimeyi bildiğini anlayan Kamber Ateş, annesinin söylediklerini
anlamayacağını bile bile Türkçe konuşmaya devam eder. Görüşme esnasında
anne-oğul farklı bir düzleme geçerler. Ana dillerinde konuşmalarına izin
verilmemesine rağmen anne ve oğlunun birbirlerini anlayabildiklerini görürüz.
Görüşme, gardiyanın sürenin bittiğini haber verip telefon görüşmesini kesmesiyle
sona erer.

Bilimsel: Aynı dili konuşmayan iki kişinin telefonda
birbirlerinin ne dediğini anlamasını beklemek akıldışıdır. Ancak sahnede
kurulmaya çalışılan atmosferle bu durum tersyüz edilir.

Etik:
Anne-oğula uygulanan bu uygulama insan haklarına aykırı ve etik dışıdır.


Politik: Sistemin varsaydığının aksine, Kamber Ateş ve annesi ana
dillerinde konuşmasalar da anlaşabilirler. Bu durumun sahnede bu şekilde
gösterilmesi politik bir tercihtir. Bir kültürün bu tip yasaklarla yok
edilemeyeceğine ve mücadelenin devam edeceğine dair umutlu ve güçlü bir tavır
sergilenir.

Estetik: Bekçi köpekliğine soyunan gardiyan iticidir
ve grotesk bir üslupla sergilenir. Anne-oğulun buluşmasında ise dramatik bir
etki yaratılmaya çalışılır.

<!--ICERIK END-->