Kadın Müziği Çalışması
Çalışma Nasıl Başladı?
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu Müzik Birimi’ndeki kadın müziği çalışmasına 2013 yılında, Feryal Öney’in “Geleneksel Müzikler İçerisinde Kadınların Müziği, Kadın Ağzı Türküler” sunumu için yaptığımız icra çalışması ile başladık. Bu çalışmanın amacı, sözü edilen şarkıların, türkülerin sunum sırasında canlı olarak icra edilmesiydi. Çalışma kadrosu olarak, sunum repertuarının geliştirilmesi kararını aldık. Bu sırada kadro içerisinde, kadın müziği çalışmasının daha geniş çerçeve ile kurulması, geliştirilmesi ve popüler müzik alanında da ürünler ortaya konması tartışmalarına başladık. Bundan sonraki süreçte, sunum repertuarının korunmasına, ancak bunun yanı sıra “Türkiye’nin kadın müziği tarihi” konulu müzikal bir çalışma başlatmaya karar verdik. Buradan hareketle, kadro içerisinde daha geniş bir yelpazede sunum ve icra çalışmaları yapıldı. Ancak, müzikal tarzlardaki bu çeşitlilik, özellikle enstrüman çeşitliliği bakımından daha geniş kadro ihtiyacını doğurdu. Diğer yandan, her bir müzik tarzını derinlikli incelemeye çalışmak, süreci zorlaştırıyor, aksi de çalışmanın çok yüzeysel kalmasına neden oluyordu. Müzikal anlamda, bir tarz ya da dönem sınırı konulmadığı takdirde, çalışmanın ilerlemesi mümkün görünmüyordu.
Çalışma Kadrosu
Çalışma sürecinde yaşadığımız birinci sorun; çalışma hedefinin bir türlü net olarak ortaya konamaması oldu. Bunun en önemli sebeplerinden biri, kadronun oldukça karma olan yapısı idi. Çalışma üçü profesyonel, ikisi çalışan, biri de profesyonel adayı, altı kişiden oluşuyordu. Kadroda bas gitarist, elektrik gitarist, renk enstrümancısı, perküsyon icracıları ve iki vokalist vardı. Ancak profesyonel ve çalışan kadronun birbirine uymayan programları, çalışma ayarlanmasını -çoğunlukla- zorlaştırdı. Diğer yandan, kadronun müzikal birikim ve yönelimlerinde de farklılıklar vardı. Bu da uzun vadeli hedefler konulmasını zorlaştırıyordu.
Müzikal Arayışlar
Müzikal yönelim açısından kadroda Kafkas - İran müziği, ‘rock’ müzik, Balkan müziği önerileri vardı. Nihayetinde hedef, kadronun yapısı da göz önünde bulundurulduğunda, popüler müzik alanında ürünler ortaya koymak, besteler yapmak olduğu için; Türkiye’de özellikle 70’ler popüler müziğini de etkileyen, besleyen Azerbaycan popüler müziği ile ilerleme kararı aldık. Bu çalışma sürecinde, İran / Azerî müziğini nasıl çalışmamız gerektiği konusunda bir yol haritası oluşturmak amacıyla Cavit Mürtezaoğlu ile görüştük. Cavit Mürtezaoğlu’nun bize dinlettiği kadın yorumcular, çok farklı makamlardaki besteler, ciddi bir makam çalışması içerisine girmemiz gerektiğini, yoksa elimizdeki enstrümanlarla özgün çalışmalar, düzenlemeler yapma konusunda zorlanacağımızı hissettirdi. Bu çalışma içerisinde öyle bir yönelime girmek, o dönem için çok gerçekçi bir hedef gibi durmuyordu. Bu da bizi yeni bir yol ayrımına getirdi.
Çalışmanın Yön Değiştirmesi: 90’lar Türkçe Pop & Rock Kadın Müziği
2014 Mayıs ayında, çalışmanın ağırlıklı olarak çalışanlardan oluşan bir icra kadrosuyla devam etmesine, profesyonellerle çalışanların takvimini ortaklaştıramama sebebiyle profesyonel kadronun -çalışmada dramaturji ve okuma araştırma konusunda- destekçi pozisyonda yer almasına karar verdik. Çalışmaya, halihazırda kadroda bulunan basgitarist, elektrik gitarist ve renk enstrümancısının yanı sıra, yeni mezun iki vokalist de eklendi.
Öncelikle, çerçeveyi ve hedefleri yeniden ele aldık. Çalışmanın “90’lar Türkiye pop ve rock kadın müziği” çerçevesinde ilerlemesini kararlaştırdık. 90’larda özel radyo ve televizyonların başlayıp çoğalmasıyla birlikte Türkçe pop ve rock müziğin yaygınlaşması; 80 Darbesi’nin yarattığı baskı ve sansür ortamından hem politik hem de müzikal anlamda bir kopuşun yaşanmaya başlanması; bu çalışmanın adının ve çerçevesinin “90’lar Türkçe Pop & Rock Kadın Müziği” olmasının öncelikli sebepleridir, diyebiliriz. 90’larda Türkçe sözlü pop ve rock müzik alanında icra yapan müzisyen, besteci ve söz yazarlarının sayısındaki büyük artış, bu dönemin kadın müziğini repertuar olarak belirlemememiz, hem çalışmanın bir müzikal çizgisinin olmasını, hem de repertuarının çeşitli ve zengin olmasını sağladı.
Enstrümantasyon Sorunları
90’ların pop ve rock müziğinde, keyboard ve davul setinin önemli bir yer tuttuğu söylenebilir. Çalışma kadrosunda bu enstrümanları icra eden kişilerin olmaması sebebiyle, BGST dışından çalışmaya bu anlamda katkı sunabilecek kadın müzisyen arayışına girdik; fakat bu enstrümanları icra eden kadın müzisyen bulamadık. Enstrümanların eril ve dişil olarak ayrıldığı müzik dünyasında, şüphesiz bu şaşırtıcı bir sonuç değildi. Davul çalan az sayıda kadına ulaştık; ancak onlar da programlarının yoğun olması sebebiyle çalışmaya katılamayacaklarını belirttiler. Keyboard çalan kadın arayışımız ise tam bir başarısızlıkla sonuçlandı. Sonuç olarak, kadro içinden insanları bu enstrümanlara yönlendirerek enstrüman sorununu çözmeye karar verdik. Bu süreçte, perküsyon çalan bir arkadaşımız da kadroya eklendi. Perküsyon ve davul setinin çeşitli parçalarından oluşan bir set oluşturdu.
Arka Plan Çalışmaları
Müzik çalışmasının yanı sıra çeşitli okuma çalışmaları ve sunumlar yaptık. Aksu Bora ve Asena Günal’ın “90’larda Türkiye’de Feminizm” kitabını okuduk ve tartıştık, 90’larda Feminist Kadın Çevresi’nde yer almış olan Mine Koçak “90’larda Kadın Hareketi” sunumunu yaptı. Nazan Öncel, Umay Umay ve Şebnem Ferah üzerine kadro içinde biyografi sunumları yaptık. Ayrıca Can Dündar’ın “Aynalar” belgeselinin Sezen Aksu ile ilgili bölümünü ve Mehmet Ali Birand’ın “Son Darbe – 28 Şubat” belgeselini izledik.
Çalışma Programı
Çalışmaya, hafta sonu bir gün icra ve sunum çalışmaları yaparak başladık. İlerleyen zamanlarda çalışma gününü ikiye çıkararak hafta içi bir güne de çalışma koyduk. Kadroda çalışanlar olması sebebiyle, hafta içi yapılan müzik çalışmalarından istediğimiz verimi alamadığımızı gördük. Durumu değerlendirdiğimizde, hafta içi günlerde yapılan çalışmaların daha kısa ve az hedefli kurulmasının çalışmanın verimini artıracağını gördük.
Çalışma arkadaşlarımızdan biri hamileydi. Çalışmanın kurulmasını ve seyrini (mekân ve zaman olarak), bu durumu gözeterek ve kadın dayanışması içinden hareket ederek gerçekleştirdik.
İlk Müzikal Sergileme ve Geri Dönüşler
2014 Aralık ayında, çalışmanın ürünleri ilk kez BGST Müzik Birimi’ne sergilendi. Sezen Aksu, Şebnem Ferah, Umay Umay, Zuhal Olcay, Sertab Erener ve Nazan Öncel’den yorumladığımız şarkıların yanı sıra bir bestemizi de icra ettik.
Farklı enstrüman icralarının kadro içinde teşvik edilmesi gibi olumlu geri dönüşlerin yanı sıra, ortak görüş, repertuarın sanatsal bir kurgusunun ve bütünlüklü dramaturjisinin eksik olduğu, varsa da seyirciye yansımadığı yönündeydi. Bunun yanında müzikal icraların ve aksiyonların geliştirilmesi gerektiğine dair görüşler de sunuldu.
Atölyeler, Beste Çalışması ve Söz Yazarlığı
Sergileme sonrası geri dönüşler ışığında, BGST Müzik biriminden Feryal Öney ve Ülker Uncu, Tiyatro biriminden ise Aysel Yıldırım’ın katılımıyla müzik ve dramaturji atölyeleri ve sahne üstü icra çalışmaları yaptık. Sahne icra çalışmaları sırasında BGST Dans biriminden Banu Açıkdeniz de çalışmalara destek sundu. Bu anlamda, farklı sanat disiplinlerinde üretim yapan kadınlardan sanatsal destek almanın kadroyu epey geliştirdiğini söyleyebiliriz.
90’larda kadınların sözünü yazıp bestelerini yaptığı sayısız eserden hareketle; kendimizi zorlamayı ve geliştirmeyi hedeflerimiz arasına koymuş ve bir beste çalışmasını BGST’ye yaptığımız sunumda sergilemiştik. Bu atölyede, bestenin sözleri ve söz yazarlığı üzerine de tartışmalar yürüttük. Bu doğrultuda, bestenin sözlerini (bknz. EK-1) ve müziğini yeniden ele aldık.
8 Mart Konseri, Geri Bildirimler ve Bundan Sonrası
İlk sergilememizden bu yana, repertuardaki değişiklikler ve yapılan eklemelerle ( bknz. EK-2) birlikte, çalışmanın seyirciyle buluşacağı tarih olarak 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü tercih ettik. Kostüm ve aksesuar denemelerimizi de müzikal akışımıza ekleyerek kendi içinde bütünlüklü tematik bölümlerden oluşan “Zile Basıp Kaçanlar” (bknz.EK-3) adlı konserimizle seyirciyle buluştuk.
Konser sonrası seyircilerden aldığımız yorumlara bakınca; özellikle 90’larda çocukluğunu ya da gençliğini yaşamış olan seyircilerin repertuar seçimine olumlu baktığını, keyboard, akordeon, teremin gibi farklı renk enstrümanlarının performansa hem müzikal hem de görsel olarak enerji kattığını, şarkıların anlatısına göre şekillenen aksesuar kullanımı ve fiziksel aksiyon denemelerinin olumlu değerlendirildiğini söyleyebiliriz.
Önümüzdeki süreçte; repertuarı genişletmenin ve arka plan çalışmalarını 90’ların kadın müzisyenleriyle yapacağımız söyleşilerle yürütmenin yanı sıra, sahneleme ve dramaturji çalışmaları ile beste ve söz yazarlığı mevzusuna odaklanmanın hedeflerimiz arasında olduğunu söyleyebiliriz.
EK-1:
Ardıç
Söz: Burcu Şener
Müzik: Rümeysa Çamdereli
Uzanmış yaprakları göğe doğru gergin,
Tepesinde çığlıklar uğursuz,
Kokular, perdeler ardında keskin,
O bir taş...
Günler gecelere yetmedi,
Bu dert nasıl dertmiş bitmedi,
Güneş de hala sönmedi,
Sönmedi...
Dökemem yaprağımı öyle, kendi başıma,
Yoksa kim sahip çıkacak evlatlarıma,
Gitti haberi, “Müjde, darısı başına!”,
Daha da meyve vermem!
Günler gecelere yetmedi,
Bu dert nasıl dertmiş bitmedi,
Güneş de hala sönmedi,
Sönmedi...
EK-2:
EK-3: