Batı kültüründeki tüm sanatlar arasında, feminist analizden en fazla istifade edebilecek olan sanat dalı belki de danstır. [[dipnot-1-]]  Bu iki alan, kuşkusuz, büyük oranda uyumludur. [[dipnot-2-]]Dans bedenin sanatsal bir biçimidir; bedenin de toplumsal cinsiyet farklılıklarının büyük oranda kaynaklandığı yer olduğu varsayılır. Feminist analizin, bedenin hangi yollarla biçimlendirildiği ve anlam ifade ettiği üzerine araştırmaları; bedenle ilgili çalışmalar, bedenin eğitimi, öyküleri, dünyadaki varoluş ve algılanış biçimi için her şeyin ötesinde bir tür canlı laboratuvar olan dans çalışmalarına, hemen ve doğrudan uygulanabilir. Kültürümüzün en güçlü kadınlık simgelerinden bazılarını sürdüren, geleneksel olarak kadınların yoğunluklu bulunduğu (ama kadın hâkimiyetinde olması gerekmeyen) bir alan olarak Batılı teatral dans, feminist analize potansiyel olarak en zengin materyali sağlar.

Herhangi bir analiz biçimi gibi, feminist analiz de bir şeyin nasıl kurulduğunu, nasıl işlediğini belirlemek için yapılan bir soruşturmadır. Feminist analiz bir yöntembilimler çeşitlemesi kullanır: göstergebilim (sembolik sistemler çalışması) ve yapıçözüm (çok genel bir şekilde ifade edecek olursak, temelde yatan bir ideolojiyi ortaya çıkarmak için bir tür "doğasına aykırı" okuma) gibi daha yeni olanlar ile etnografi ve hareket analizi gibi daha geleneksel olanlar. Feminist analiz, herhangi belirli bir yöntembilimle tanımlanmaktan ziyade, kendi bakış açısıyla ayrışır.

Bu yüzyılın başlarında, sosyal bilimler meşruiyet girişimlerinde kendilerini hâlâ "kesin" bilimlerle özdeşleştiriyor ve tanımlıyorken, herhangi bir bakış açısını kabul etmek günah çıkarmak kadar iyi bir şeydi. Ancak bugün, bu nesnellik cilası eskitilmiş durumda. Hiçbir analiz, hiçbir yorum, hiçbir tarih, hiçbir eleştiri asla tarafsız değildir. Her araştırma -mademki belirli soruları sorup diğerlerini sormamaktadır- birtakım bakış açılarıyla yönetilir. Kabul edilsin veya edilmesin, ideoloji her yerde vardır. Beyaz, erkek, orta sınıf, yüksek modern ideolojisi uzun süredir tarafsız sanılan geleneksel sosyal bilimler, geçtiğimiz yirmi yılda diğer birçok bakış açısıyla zindelik kazanmıştır. Feministlerin bakış açılarının da dahil olduğu bu alternatif perspektifler, tarihin, antropolojinin, edebiyatın ve sanatların daha zengin bir şekilde algılanmasını sağlamıştır.

ABD'deki feminist bakış açısı yalnızca genel olarak tanımlanabilir. Sahiden de, tek ve belirli bir feminist bakış açısından hiçbir surette söz edilemez; çünkü kadınlarla ilgili bir mesele olmasının ötesinde, 90'lı yıllara adım attığımız şu anda, feminizm geniş yelpazede değişken bir olgudur. [[dipnot1]] Değişkenlik kısmen kuşaklara bağlı, kısmen kişisel, kısmen de kuramsaldır. [[dipnot2]]

Geç yirminci yüzyıl feminizmi, 1960'ların sonu-1970'lerin başında, "Kadınların Özgürlük Hareketi" olarak toplumsal ve akademik sahnelere hızla çıktı. O noktada, genel anlamda konuşulacak olursa, feminizm Kadının tarihini, kültürünü ve toplumsal gerçekliğini yüceltmekle ilgili idi. Edebiyat araştırmacıları, gerici olanı ilerici olandan ayrıştırarak kadınların imgelerine odaklanan bir tür analiz başlattılar. Performans sanatının yeni gelişmeye başlayan tarzında, orijinal Tanrıça'yı yeniden canlandıran ayinsel sahnelemeler, kadınların estetik olduğu kadar kişisel düzeyde de güçlendirilmelerine yardım etti.

Bugün, bir nesil sonra, feminist analiz için bağlam çok farklı. Feminizme karşı oluşan tepki sert ve eğer Good Housekeeping'in "Yeni Gelenekçi" reklam kampanyasına inanabilirseniz, ezici bir akım. [[dipnot3]] Sanatların feminist analiz çerçevesi de kökten bir değişime uğradı. 70'lerdeki sinema çalışmaları aracılığıyla göstergebilimin ve psikanalizin feminist söyleme girmesiyle, analiz terimleri toplumsal bir zeminden kuramsal bir zemine kaydı. Sanatlardaki çağdaş Amerikan feminist analizinin çoğunun temelini oluşturan düşüncede iki kilit değişim meydana geldi.

Birincisi, feminist araştırmacılar Kadın olarak bilinen bir İnsanlık kategorisini artık körü körüne kabul etmiyordu. Feministlerin daha önceki kuşağı, kadınlarla erkekler arasındaki temel farklılıklar mefhumunda kadınları güçlendiren bir taraf bulup onu benimsemiş olsalar da, çağdaş feminist araştırmacı kuşağının açıksözlü bir kesimi (tüm alanlardaki postmodernistlerle birlikte), "farklılık" kavramının kendisine şüpheyle yaklaştı. Monique Wittig 1982'de, farklılığın ister istemez üstünlüğü ima ettiğini yazdı. Bu kavram, dünyayı, "biz" ve "onlar" olarak ikiye böler; "biz" her zaman ölçüyü elinde tutandır, "onlar" ise kaçınılmaz olarak ölçmekte başarısız olan. Modern Batı kültüründe, Kadın her zaman erkeklerin fantezilerine ve iktidar yapılarına göre tanımlanan Öteki olmuştur.

İkinci olarak, analiz nesnesi, yalıtılmış bir şekilde ele alınan imgenin kendisinden izleyiciyi ve onun yorum sürecini de içeren sunum sürecinin bütününe kaydı. İzleyicinin temsili inşa etmedeki gücü "eril bakış"ı ortaya çıkardı (Mulvey 1975 ve Kaplan 1983). Bu terim, hem feministler hem de feminist olmayanlar için benzer bir şekilde algılanması itibarı ile bıktırıcı olmasına rağmen temel bir kavram olarak kalır: Modern Batı kültüründe, izleyen ve izlenen, gerçek cinsiyetlerine rağmen, toplumsal olarak cinsiyetlendirilmiş konumlardadır. İzlenen (sahnede kendisini izleyici için teşhir eden), pasif bir konumda, geleneksel olarak kadın konumundadır. İzleyen ise, gene gerçek cinsiyetinden bağımsız olarak, sergilenen imgeye bakan, onu tüketen, ona sahip olandır. İzleyen, geleneksel olarak erkek konumu olan iktidar konumundadır. Bundan dolayı, terimin adı "eril bakış"tır. [[dipnot4]]

Çağdaş entelektüel iklim parçalanmış –yapıçözüm, göstergebilim, postmodernizm, etnografi vs.- görünse de, tüm bu tartışmalar temsil/sunum meselesi etrafında dönmektedir. Bir temsil nasıl yaratılır? Kimin bakış açısını içerir? İzleyicinin gündelik gerçeklik inşasında ne rolü vardır? Bugün feminist araştırmacılar, "Kadın"ın kültürel veya estetik temsilleri ile gerçek kadınların yaşamları arasındaki bölünmeyle ilgilenmektedir. (Ataerkil olan) kültürümüz, kadınların genellikle ince ve zarif veya afiş kızları gibi olmadığı gündelik yaşamdaki standartlarımızı, bir şekilde belirleme noktasına gelen Kadın temsillerini nasıl inşa eder? Kadınlar, sahnede eril bakışın alışageldiği düzene ve beklentilerine hapsolmadan kendilerini nasıl temsil ederler? Kadınlar açısından, eril arzunun nesnesi haline gelmeye ihtiyaç duymayan, kendilerine ait güzellik standartlarını yeniden inşa etmek mümkün müdür?

Eril bakış kuramının dans için açık imaları, dansın da bu kuramın gelişimi için önereceği çok şeyi vardır. Eril bakış kavramının çıkış noktası olan film sektöründe, icracı bir film şeridinde donmuş haldedir, dansta ise canlıdır. Bu durum, eril bakışın dinamiklerini nasıl etkiler? İcracı canlı olduğunda, eril bakış yok olmaya karşı daha mı savunmasızdır öyleyse? Bir dansçı -ki temelde izleyici için kendi bedenini sergiler- nesneleştirilmekten nasıl kaçınır? Bazı danslar, birinin diğeri için kendisini sunmasındansa, izleyici ve icracının eşit şartlarda beraberce dansı paylaşabildiği gerçek ve mecazi bir alan yaratabilir mi? Bunu başarabilmiş olan dansçılar var mı?

Şimdilerde, feminist dans analizlerinin çoğu, konferanslarda olduğu kadar, tartışma gruplarında, bireyler arasındaki fikir teatilerinde ve sınıflarda gayri resmi olarak hazırlanıyor. [[dipnot5]] Bu etkinliklerin bazıları çeşitli biçimlerde yayımlanma yoluna gitti: eleştiri [[dipnot6]], tarih, yaşamöyküsü, resmi analiz, etnografi, görüşmeler ve yuvarlak masa tartışmaları. [[dipnot7]]Konular 19. yy. travesti [[dipnot-3-]] dansından pas de deux ve dans eleştirisine, George Balanchine'den Pooh Kaye ve Martha Graham'a kadar çeşitlilik arz etmektedir.

Yıllar önce, Women & Performance: A Journal of Feminist Theory (Goldberg 1987/88) dergisinin bir sayısı tamamen dansa ayrılmıştı. Sayının adı "Söylem Olarak Beden"di. Bu özel sayıdaki makalelerin çeşitliliği, feminist dans alanındaki içeriğin, yöntembilimin ve bakış açısının genişliğine işaret eder. Sayı editörü Marianne Goldberg'in yazısı, danstaki kadın bedeninin kuramsal temellerini ve kültürel çağrışımlarını inceleyen şiirsel bir metindi. Carol Martin, hem kendi gündemini başka bir kültüre dayatmanın sömürgeci tehlikelerine hem de toplumsal cinsiyet hakkında yeni düşünme yolları bulmanın olası yararlarına işaret ederek, toplumsal cinsiyeti her kültürde analiz etmenin karmaşıklığını derinlemesine tartışmıştı. Goldberg ve Ann Cooper Albright, postmodern koreograflar Wendy Perron, Johanna Boyce ve Pooh Kaye ile, sahnede kadın olmanın zorlukları ve olanakları üzerine bakış açılarını yazmak üzere bir yuvarlak masa tartışması yapmışlardı. Benim kendi yazım, farklılık ve klasik baledeki erkek üstünlüğü mefhumunu muhafaza etmek için komplo kuran bazı eleştirel retoriklerin yapıçözümünü amaçlayan bir denemeydi. Diğer iki yazar, ana akım tarih ve eleştiri tarafından dışlanan kadın sanatçılara odaklanmıştı: Ann Gavere Kilkelly, step dansçısı Brenda Bufalino'ya, Lynn Garafola ise çoğu zaman Vaslav Nijinsky'nin kız kardeşi olarak atıfta bulunulan koreograf Bronislava Nijinska'ya.

Feminist analiz tarafından yönlendirilme ihtimali olan bu türden sorular hakkında düşünmeye başladığınız anda, liste sonsuz görünebilir: Niçin modern dansı icat edenlerin neredeyse tamamı kadınlardı? Bir evrensel duygunun dansı mümkün müdür, yoksa icracının cinsiyetine bağlı olarak, dansa her zaman toplumsal cinsiyet beklentilerinin rengi mi bulaştırılır? Marie Sallé'nin ballet d'action kuramı ve pratiği neydi? Delsartizm 19. yy. sonunda, kadınların yaratıcılığı için özgürleştirici bir çıkış noktası mıydı, yoksa kadınların potansiyel histerik "duygusallığı" için kısıtlayıcı, onaylanmış bir çıkış noktası mı? Isadora Duncan'ın dans geleneklerini radikal olarak yeniden biçimlendirmesi, onun sahne temsilinde "cinsiyet" meselesini etkisiz hale getirmesine nasıl izin verdi? Dansta kadın ve erkek beden imgelerinin inşasında anatominin, eğitimin ve kültürel koşullanmanın göreli önemi nedir? Modern dans veya balenin kadın ve erkek beden imgesi son yüz yıl boyunca nasıl değişmiştir? Bu değişiklikler bize kültürdeki değişimler hakkında neler söyler? Eğitim süreci aynayla olan dans biçimleriyle olmayanlar arasındaki farklar nelerdir? Yvonne Rainer'ın "inkâr dansları"nın feminist imaları nelerdi? Dans dünyasının toplumsal hiyerarşisi cinsiyetçi tutumları nasıl somutlaştırır? Pina Bausch'un tanztheater'ı uygulamada toplumsal cinsiyet mücadelesini mahkûm mu eder, göklere mi çıkartır?

Dans çalışmalarında feminist analizin değeri, ne var ki, sadece feministler için önemli değildir. Genel anlamda alanın gelişimine katkıda bulunmayı, en azından dört yolla, vaat etmektedir. Birincisi, temsil sürecine yapılan vurgu, dansın anlam üretme yollarına yeni bakışlar getirmektedir. İkincisi, genel kabul gören akımın (alanımızın genel olarak en önemliler oldukları konusunda uzlaştığı danslar, koreograflar ve dansçılardan oluşan liste) göz ardı ettiği dans figürleri hakkındaki araştırmalar, bizim dans tarihi anlayışımızı zenginleştirmekte ve genişletmektedir. Üçüncü olarak, diğer disiplinlerden kuramların ve fikirlerin alana girmesi, tüm anlayışların dans araştırmacılarına potansiyel bir uyarıcı olmaktadır. Son olarak, dansın salt estetik bir olgu değil, kültürel bir pratik olarak da genişletilmiş algısı, dansı sosyal bilimler içinde daha da belirgin bir yere götürecektir. Bu bağlamda, feminist analiz disiplinimiz içinde, önemli toplumsal, politik ve kültürel ilişkilerin bir alanı olarak dans çalışmalarının genişletilmiş bir kavramına yönelen, daha büyük bir akımın parçasıdır. [[dipnot8]]

Kaynakça:

Benjamin, Jessica. "A Desire of One's Own: Psychoanalytic Feminism and Intersubjective Space." Feminist Studies/Critical Studies içinde. Yay. Haz. Teresa de Lauretis. Bloomington, Indiana: Indiana University Press, 1986, s. 78-101.
Boyce, Johanna, Ann Daly, Bill T. Jones ve Carol Martin. "Movement and Gender: A Roundtable Discussion." TDR: A Journal of Performance Studies, vol. 32, no.4, T120, Kış 1988, s. 82-101.
Daly, Ann. "Are Women Reclaiming or Reinforcing Sexist Imagery?" High Performance, vol. 12, no. 2, #46, Yaz 1989, s. 18-19.
________. "Classical Ballet: A Discourse of Difference." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 57-66.
________. "The Balanchine Woman: Of Hummingbirds and Channel Swimmers." The Drama Review, vol. 31, no. 1, T113, Bahar 1987, s. 8-21.
________. "Dance History and Feminist Theory: Reconsidering Isadora Duncan and the Male Gaze." Gender in Performance içinde. Yay. Haz. Laurence Senelick. Hanover, New Hampshire: University Press of New England. Yayına hazırlanıyor.
________. "Response to: 'Tanztheater: The Thrill of the Lynch Mob or the Rage of a Woman'?" The Drama Review, vol. 30, no. 2, T110, Yaz 1986, s. 54-56.
de Lauretis, Teresa. Technologies of Gender: Essays on Theory, Film, and Fiction. Bloomington ve Indianapolis: Indiana University Press, 1987.
Dolan, Jill. The Feminist Spectator as Critic. Ann Arbor, Michigan ve Londra: UMI Research Press, 1988.
Foster, Susan Leigh. Reading Dancing: Bodies and Subjects in Contemporary American Dance. Berkeley, Los Angeles, Londra: University of California Press, 1986.
Garafola, Lynn. Diaghilev's Ballets Russes. New York ve Oxford: Oxford University Press, 1989.
________. "The Travesty Dancer in Nineteenth Century Ballet." Dance Research Journal, vol. 17, no. 2, Güz 1985/vol 18, no. 1, Bahar 1986, s. 35-40.
________. "Bronislava Nijinska: A Legacy Uncovered." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 78-89.
Goldberg, Marianne (yay. haz.). "The Body as Discourse." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88.
Goldberg, Marianne. "Ballerinas and Ball Passing." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 7-31.
________. "She Who Is Possessed No Longer Exists Outside: Martha Graham's Rite of Spring." Women & Performance, vol. 3, no. 1, #5, 1986, s. 17-27.
Goldberg, Marianne ve Ann Cooper Albright. "Roundtable Interview: Post-Modernism and Feminism in Dance." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 41-56.
Jowitt, Deborah. Time and the Dancing Image. New York: William Morrow and Company, Inc., 1988.
Kaplan, E. Ann. Women and Film: Both Sides of the Camera. Londra ve New York: Methuen, 1983.
Kilkelly, Ann Gavere. "Brenda Buffalino's Too Small Blues." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 67-77.
Kristeva, Julia. Revolution in Poetic Language. Çev. Margaret Waller. New York: Columbia University Press, 1984.
________. "Gesture: Practice or Communication?" Çev. Jonathan Benthall, The Body Reader: Social Aspects of the Human Body içinde. Yay. Haz. Ted Polhemus. New York :Pantheon Books, 1978, s. 264-284.
Martin, Carol. "Feminist Analysis Across Cultures: Performing Gender in India." Women & Performance, vol. 3, no. 2, #6, 1987/88, s. 32-40.
Moi, Toril. Sexual/Textual Politics: Feminist Literary Theory. Londra ve New York: Methuen, 1985.
Mulvey, Laura. "Visual Pleasure and Narrative Cinema." Screen, vol. 16, no. 3, Güz 1975, s. 6-18.
Novack, Cynthia J. Sharing the Dance: Contact Improvisation and American Culture. Madison, Wisconsin: University of Wisconsin Press, 1990.
Wittig, Monique. "The Category of Sex." Feminist Issues, Güz 1982, s. 63-68.