Büo ve Büfk olarak 2008 yazında "Okul Yolu"nun öncesinde bir dans-tiyatrosu atölyesi gerçekleştirdik. (atölye değerlendirmesi için bkz:http://www.buo.boun.edu.tr/buo/default.asp?id=271 ) Atölye çalışmaları öncesinde Folklor Kulübü'ndeki vücut çalıştırıcıları olarak ısınma esneme ve kondisyona yönelik "teknik" ağırlıklı çalışmalar yapıyorduk. Bedenin ifade olanaklarını açığa çıkarmak istediğimizde, esneklik, kondisyon, vücudun çeşitli parçalarını birbirinden bağımsız kullanabilme (izolasyon) kapasitesini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak bir ön koşuldu. Fakat bu ön koşulu yerine getirmek için çeşitli spor dallarına yönelik yapılan teknik vücut çalışmalarının teatral anlatıma hizmet etmekte sınırlı kaldığı da ortadaydı. Bu noktada Büfk ve Büo'da daha önceki dans tiyatrosu çalışmalarında edinilmiş deneyimin aktarılamadığı ortaya çıkıyordu. Dans-tiyatrosu dönemindeki vücut çalışmaları grubu [1] olarak Jerzy Grotowski'nin sahne üzerinde beden kullanımına yönelik yapılacak çalışma sistematiğini ele aldığı metinlerin çevirilerinden [2] faydalandık ve çalışmaların öncesinde bazı örnekler hazırlayıp bunların hareket analizlerini yaparak vücut çalışmalarını belli bir imajinasyon ve fiziksel aksiyon çerçevesinde ele almaya çalıştık. Bu çerçevede herhangi bir teknik çalışmayı atlamadan (örneğin eğilerek yapılması gereken bir eylem için önce omuriliğin keşfedilmesine yönelik teknik çalışma yaparak), çalışılan bedensel hareketin bir eylem olarak adının konulması, buna yönelik bir verili durum oluşturarak da beden kullanımında iç aksiyondan alınan bir itkiyle hareket edilmesi hedefleniyordu. Örneğin sıçrama aralığını geliştirmek için yapılacak bir çalışmada eylem atlamak, verili durum da kayaların üzerinden atlamak şeklinde belirtiliyordu. Bu durumda hareketlerin icrasındaki itkiyi icracıların beden kullanımlarını geliştirmeye yaklaşımları (azim ya da yılgınlıkları) değil, eylem ve verili duruma konsantre olmaları oluşturuyordu.

Metodu daha anlaşılabilir kılmak için, dans-tiyatrosu sürecindeki vücut çalışmaları örneklerinden bahsedebiliriz. Çalışmalara en temel gündelik hareketlerden başlamak adına yürüme egzersizleriyle başladık; koşular, omurilik keşfi, izolasyon, güçlendirme, ağır çekim, yer hareketleri gibi teknik başlıklar altında sayablileceğimiz çalışmalarla devam ettik. Yürüme egzersizlerinde, bu eylemin verili durumu olarak farklı zeminler tanımladık, ve icracıların bu zeminde nasıl yürüyebileceklerine dair bir imajinasyon yaratmalarını, vücut kullanımlarında bunu yansıtmalarını hedefledik. Yerle ayakların ilişkisini keşfetmeye yönelik de bir çalışma olduğu için, çıplak ayaklarla çalışma yapmayı tercih ettik. Verili durum olarak zeminin çakıl taşlarıyla dolu olduğunu tanımladık ve imajinasyonları içerisinde ayaklarına çakıl taşları batan icracıların rahat yürüyemeyecekleri ön kabulüyle, çıkan örnekleri değerlendirdik. Yine de odak noktamız icranın nasıl gerçekleştirilmesi gerektiğinden çok, icra şeklinin haklılaşıp haklılaşmadığındaydı. Örneğin çakıl taşları üzerinde rahat yürümeye çalışan bir icracı da olabilirdi,ve eyleminin içerisindeki çelişkiyi beden kullanımında yansıtabiliyorsa, icrası haklılaşıyor demekti. Bir diğer zeminse kumdu. Kum ayakların batmasına sebep olup yürümeye engel olacağından buradaki odak noktası hangi adaptasyonun yürümeyi kolaylaştıracağıydı; ayakların kaba bölgelerini kulanmaya çalışmak, bir ayağı havaya kaldırdığında diğer ayağın batması, iki ayak yerdeyken daha sağlam basılması gibi adaptasyonlar olabilirdi. Kumda ikinci bir verili durum olarak kumun sıcak olması eklendi ve bu engel karşısında icracıların oluşturdukları iç aksiyonu bu duruma nasıl adapte ettiklerini değerlendirdik. Bir diğer verili durumsa burçak tarlalarında yürümekti. Buradaysa burçaklardan kendine yol açmaya çalışan icracıların el ayak koordinasyonunun tutarlılığını gözettik. Burçakları geçmek için ellerle önce açıp, sonra açtığı yerden geçmek için ayağını atmak tutarlı bir kullanımken, tersi ya da geçişken olmayan bir aşamalandırma tutarsızdı. Aşamalar arasında duraksamalar olup olmayacağı ya da her aşamada elleri kullanıp kullanmayacağı tabiki icracının tercihindeydi.

Bir diğer çalışma yöntemiyse hayvan taklitleri üzerineydi. İnsan jestlerinin aslında hayvan taklitlerinden beslendiğini göz önünde bulundurduğumuzda bu yöntem aynı zamanda temel bir fiziksel aksiyon çalışmasına hizmet ediyor. Bu noktada Grotowski'nin ayrımını yaptığı konuya dikkat etmek gerekiyor. Hayvan taklidi örnekleri çalıştırırken ya da icra ederken, sterotip hayvan imgelerinden kaçınmak gerekiyor (kurnaz tilki, güçlü aslan gibi). Koşuya hizmet etmesi açısından maymun ve kanguruyu tercih ettik. Maymunda eğilerek, kangurudada sıçrayarak icra edilen hızlı hareketlerin, kondisyon zorlayıcılığı açısından ritmik koşularla eşdeğerde olduğunu gördük.

Omurilik keşfi içinse omurganın baştaki omurdan kalçadaki omura kadar aşama aşama büküldüğü bir hareketi aşamalandırarak çalıştık; önce başı ve boynu aşağıya eğdik sonra torsoyu(göğüs kafesi bölgesi)  geriye iterek bele kadar eğildik ve en son üst gövdeyi bacaklara yaklaştırarak karnımızı görebilecek bir noktaya geldik.Geriye kalkarken de hareketi aynı aşamaları geri sararak (üst gövdeyi bel hizasına çıkararak,torsoyu dışarı çıkartıp boynu ve başı kaldırarak) tekrarladık. Sonrasında, eğilmeyi bir çiçeğin solması, kalkmayı da tekrar canlanması olarak yorumladık. Çiçeğin anatomisini vücudun anatomisine uyarlamak (kolları dallar, elleri yapraklar, yüzü çiçek olarak tasarlamak gibi) şeklinde bir taklit olabileceği gibi, çiçek imgesinden,solmak ve canlanmaktan gelen bir çağrışımla el, kol kullanmadan daha basit bir eğilerek bükülme ve doğrulma hareketi icra etmek de mümkün.

Güçlendirmede bacaklara yönelik olarak merdiven inme eylemini seçtik. Bu eylemi düz zeminde yürüyerek, dizlerden aşama aşama kırarak gerçekleştirdik. En altta olunan seviyeden aynı şekilde yükselerek de merdiven çıkma eylemini gerçekleştirdik. Burada iki eylemde de zorlayıcı yönler olsa da, inişte rahat, çıkarkense daha yorgun olma haline dayalı bir verili durum oluşturduk. Kollar ise kanatlarını çırpan bir kuş taklidiyle (kartal ya da martı gibi farklı aksiyonlar yükleyebilecek seçimlerle) farklı ritim çeşitlemelerinde yukarı çıkarılıp aşağı indirildi. Bu hareketin merkezi dirseklerdi, kolları omuzlardan değil, önce dirseklerden, ardından kanatlardan kaldırmak ve tersi şekilde indirmek gerekliydi.

Ağır çekim çalışmasındaysa hızla koşan bir kişinin koşusunun ağır çekimdeki görüntüsünün imajinasyonundan yola çıktık. Hareket analizinde arkadan gelen ayağın yerden temasını aşama aşama kesmesinin, bacakları havaya kaldırmanın, ayaklarla ileriye uzanmanın, ve ileri atılan adımın aynı şekilde yerle aşama aşama temas etmesinin kritik olduğunu gördük. Bu analizler üzerinden, bu noktaları güçlendirmek adına belli verili durumlarla hareketi tekrar ele aldık. Balçıklı bir yerde yürünmektedir, ve ayak yerden çekilirken zorlanılmaktadır dedik ve önümüzde uyuyan bir canavar olduğu tasarlayarak atılacak adımın onu uyandırmayacak kadar temkinli fakat üzerinden aşacak kadar büyük olması gerektiğini söyledik. Bu çalışma özellikle denge ve güçlendirme için geliştiriciydi.    

Bütün bu bahsettiğimiz çalışmaların bir diğer aşaması da çalışma şeklini icracıların birbiriyle ilişki kurabileceği şekilde tasarlamak oldu. Hayvan ve çiçek taklitleri bunlar için elverişli örneklerdi, çeşitli verili durumlarla ikili ilişkiler kurulabildi, bir kuş diğerini korkutur ya da çiçekler güneş ışığına daha çok ulaşabilmek için birbiriyle yarışırlar gibi verili durumlar oluşturuldu. Karşılıklı oynamanın güçlendirilmesi amacıyla beden kontrolünün başka bir icracıya teslim edilmesi üzerine bir diğer çalışmaysa, ikili eşlerden birinin büyücü-hipnozcu diğerinin hipnotize edildiği çalışmaydı. Burada büyücü eliyle hipnotize ettiği kişiyi istediği yere çekebiliyor, eğip bükebiliyordu (dengenin zorlanması adına hipnotize edilen kişinin ayaklarını yerden kaldırmaması şartını koştuk.).

Prodüksiyon dönemine girdiğimizdeyse sahnelerdeki ihtiyaçlar üzerine çalışma yapmanın önemi arttığından, vücut çalışmalarının süresini sınırlamak zorunda kaldık, ve böylece hedeflerimizi küçültmüş olduk. Çalışmalar üzerinden bir değerlendirme yaptığımızdaysa bazı eksikliklerin ortaya çıktığını gördük. Çalışma yöntemini diğer dans çalışmaları gibi ele aldığımızda (bir çalıştırıcı bir hareketi gösterir ve kadroyu toplu olarak çalıştırır) kadroya eylem ve verili durum belirtildikten sonra düşünme zamanı verilemiyor, performansçıların verili durumları icrası yüzeysel kalıyor, ve de bedenin sınırlarını zorlayan kullanımlardan kaçınılıyor, risk alınmıyordu. Örnekler daha çok bireysel ya da ikili grupların doğaçlamalarına dayandığından, tek bir dış gözün icracı bir grubu topluca yönlendirmesi mümkün olmuyordu. Bu iki sorun eylemin ve verili durumun analizine engel oluyor, bu çalışmaların vurgusunu aksiyon ve hareket doğaçlamasına kaydırıyor böylece de bedensel gelişimi ikinci plana itiyordu. Böyle bir çalışmaya girerken ilk başta, fiziksel aksiyon çalışmasında olduğu gibi, icracıların kısada olsa düşünmesinin ve önceden tasarlanmış bir örnek çıkarmasının ve bu örnekler üzerinden çalıştırıcıların icracılarla birebir çalışma yapmasının, yöntem oturdukça toplu çalışmalara geçilmesinin daha verimli sonuçlar doğuracağına şüphe yok. Vücut çalışmaları bu şekilde kurgulanırken icracıların teknik gelişme kaydetmemesi,çalışma yöntemini işletmeye dair bir sorun olduğunun işareti olabilir. Örneğin kondisyonu artırmaya yönelik olarak yapılan hayvan taklidinde, icracılar gerekli eforu sarf edemiyorsa, en temel koşu çalışması bir aksiyonla anlamlandırılabilir (kaçma- kovalama gibi). Bir diğer noktaysa yaptığımız vücut çalışmalarında vücudun çeşitli parçalarını birbirinden bağımsız, özellikle de tersinir kullanabilme üzerine örnek çalışmaların eksikliğiydi(örneğin bir kolla vurup, diğer kolla kanat çırpmak gibi). Buna yönelik belli setlerin, bir imajinasyon çerçevesinde ele alınarak eğitim çalışmalarının birer parçası haline getirilmesi önemli bir noktada duruyor. Bundan sonraki aşamanın daha gelişkin teknik yeterlilik gerektiren hareketlerin bir imajinasyon çerçevesinde ele alınması, ve bu çalışmaların bir bütünlük oluşturan danslara evrilmesi olduğunu söyleyebiliriz.

 

[1] Artunç Yavuz, Gizem Aksu, Metin Göksel

[2] Jerzy Grotowski - Oyuncunun çalışması - Mimesis yoksul tiyatro özel sayısı