Dans ortamları:

Irene Loutzaki 1985 tarihli “The Traditional Dance in Greece” adlı makalesinde; Rum danslarının icra edildiği geleneksel ortamlar, kullanılan koreografik formlar hakkında önemli bilgiler verir. Dans ortamlarındaki toplumsal cinsiyet rollerini inceleyen yazar; araştırmasında dansı tarihsel ve toplumsal bir bağlamda ele alır.[[dipnot1]] Bahsi geçen makaleye göre; en temel dans ortamları olan düğünler, paskalya, karnaval, panayia gibi eğlenceler, ailevi ve sosyal toplantılardır. Ayrıca, başka belli günlerde ve ayinlerde de dans edilir ancak icracılar bunu “dans” olarak nitelendirmezler: toprağın sürülmesi, hasat ve kuraklıkla ilgili ritüel hareketler, karnaval kutlamaları, Noel ile St. John günü arasında yapılan bereket ritüelleri, yağmur duaları…vs.

Kapalı ortamlarda dansçılar şarkı söyleyerek oynarken, açıkhavadaki eğlencelerde müzisyenler eşlik eder. Müzisyenler yetenekli dansçıların hareketlerini izler ve onlara ayak uydururlar. Seyirciler de alkış tutarak, nida atarak, şakalar yaparak, müzisyenlerin ayaklarına para atarak…vs ortama katılırlar.

Yaygın dans koreografileri:

Arkeolojik bulgulara göre dansçıların el ele tutuştuğu daire formu en eski dans formudur. Örneğin Epaminondas 1. yüzyıl ortalarında sirto benzeri bir dans tasvir eder. Sirtonun, günümüze kadar gelen tek Rum dans formu olduğu söylenir.[[dipnot2]]

Dansların çoğu toplu olarak icra edilir. En temel dans formu yarım dairedir. Ekip başı, dairenin ilerleyiş yönüne göre, baştaki ya da sondaki kişidir; bazen toplu adımların dışına çıkarak doğaçlama yapar.

Bir başka form da tam dairedir. Ayrıca toplu dans içinde ya da bağımsız olarak icra edilen ikili danslar da bulunur. Bu ikili danslarda ve tek kişilik-solo danslarda bireysel özgürlük söz konusudur.

Kaynak: http://www.annaswebart.com/culture/dancehistory/history

Danslardaki değişim:

Kültürel ve insani ilişkilerdeki, iklim koşullarındaki değişimler; göçler, evlilikler, mevsimlik iş için yapılan yolculuklar…vs. danslarda değişime yol açar. Ortodoks kilisesi -Anastenaria (Trakya’daki ateş üstünde yürüme dansı), Noel karnavalı gibi-bazı ritüelleri putperestlikle bağlantılandırır ve yasaklar. “”Folklor” Yunanistan’da 19. yüzyılda bir disiplin haline geldiğinde ise, ideolojik söylemin merkezinde kültürel birlik ve “milli kültür” yer alır. (Herzfeld 1982: 9) Zamanla yaşanan teknolojik gelişmeler, geleneksel bereket ritüellerinin yerini kimyasal uygulamaların, modern sulama biçimleri almasını sağlar ve danslarda değişime yol açar.

2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan yıkım ve siyasi gelişmeler sonrasında köylüler topraklarını terk etmeye zorlanır ve dansların birçoğu unutulur. Atina’da 40’lı yıllardan itibaren, geleneksel dansları koruma amaçlı bir hareket başlar. 1911’de kurulan LyceumYunanKadınları Kulübü ve 1950’de kurulan DoraStratouRumDansları Topluluğu gibi dans gruplarının faaliyetleri, bu dansların yayılmasını sağlar. Geleneksel danslar sahneye taşınır; spontanlığın yerine stilizasyon, daire formunun yerine yarım daire formu, “oyuncu”nun yerine “dansçı” geçer.

80’li yıllara kadar geleneksel danslarla ilgili çalışmalar genellikle eğitim ve icra amaçlıdır. 80’li yıllarla birlikte dans eğitiminde köklü değişiklikler olur: üniversite bünyesinde beden eğitimi bölümleri açılır; bu bölümlerde “Rum dansı uzmanlığı” kategorisi oluşturulur. Dans konulu ilk akademik tezler yazılır…vs. Sistematik dans çalışması yapanlar genellikle müzisyenler, folklorcüler, dans eğitmenleridir; hepsi de dansı kendi ilgi alanları üzerinden incelerler; dansa yönelik bütünlüklü bir bakış geliştirilmez.[[dipnot3]]

Kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Image:Megaraatikisdance.jpg

Rebetika kültürü ve günümüzün popüler dans formları:

Yvonne Hunt, “Rebetika ya da Rembetika” adlı makalesinde[[dipnot4]] , günümüzün popüler müzik türlerinden biriolan rebetika’yı; zeybekiko, kasap ve çiftetelli dansları ile manga ya da rebet olarak bilinen şehirli alt sınıfın etkilerini taşıyan bir Yunan müzik türü olarak tanımlar. Kültür, 19. yüzyılın ikinci yarısında gelişmeye başlar; 1,5 milyon mübadilin 4 milyonluk Yunanistan’a yerleşmesiyle birlikte Atina, Selanik ve Pire’de yaygınlık kazanır. Başlıca temaları, yerinden edilme, kaçakçılık, kumar, genelev işletmeciliği, haşhaş ticaretiyle ayakta durma çabası, hayal kırıklığı, hüsran ve acıdır. Taşralılıktan yarı şehirliliğe henüz geçmiş bir ülkede, şehirli halk sanatının ilk ifadelerinden biridir. (Faturos, s.241)

Rebetikanın gelişiminde, halk şarkıları, Bizans dini müziği, Doğu’nun popüler müziği, (Midilli…vb.) adaların müziği, İzmir ve Türk müziği etkili olmuştur. Önceleri keman, santur, gitar, ud kullanılırken; zamanla buzuki ve bağlama temel enstrümanlar olarak ön plana çıkmıştır. Günümüzde elektronik buzuki, bateri ve org da kullanılmaktadır.

Bu kültürde “dans sadece kendini ifade etmenin eğlenceli bir yolu değil, ıstırap ve yoksunluktan başka hiçbir şey sunmayan bir dünyada, kimliğe ve akla sıkı sıkı sarılmanın da bir yolu” olarak yorumlanır. (Petropulos, s. 242).

2004 yazında, BÜFK’te yürüttükleri Ege alan araştırması çerçevesinde derleme çalışması yapan Deniz Demirtaş ve Ozan Say; kaleme aldıkları "İmroz (Gökçeada) Derleme Gezisi Notları"nda, katıldıkları panayia eğlencesinde gözlemledikleri dansları şu şekilde sınıflandırmışlardır:[[dipnot5]]

Daire Formundaki Batı Anadolu ve Trakya Dansları:

¨Sirto ve Kalamatyano: en popüler dans formlarıdır. Her ikisi de dairede, omuzlardan tutuşarak yapılan karma danslardır. Adımları aynıdır; iki dansı ayırt etmek genellikle zordur; genellikle belirleyici olan müziktir. Sirto daha akışkan, kalamatyano ise daha dinamik ve sekmeli olarak yorumlanır.

Sirto, “birbirini çekerek oynanan dans” anlamına gelir. 8/8’lik ya da 2/4’lük bir danstır. Batı Anadolu ve İstanbul’da 1922’ye kadar bilinir. Günümüzde Yunanistan’da ve Ege Adaları’nda da yapılır. 2/4’lük ritimdeki sirtoya genelde “düz sirto” denir. 7/8’lik sirtoya ise genelde “kalamatyano” denir. Kalamatyano’ya “anakara sirtosu” da denir. 7/8’lik ya da 2/4’lük ritimdedir. Adını “Kalamata Mendili” isimli ünlü bir şarkıdan almıştır. Trakya’da halen yaygındır.

¨Kasap Havası (Hasaposervikos): Hasapiko dansının hızlı formu, Türkiye’de yaygın olan kasap dansı formuna benzeyen dans “Sırp kasabı” anlamına gelen “hasaposervikos”tur. Bizans döneminde İstanbul’daki kasap loncası üyelerinin yaptığı bir dans olduğu ve adını da buradan aldığı söylenir. 1922’ye kadar, İstanbul, Batı Anadolu ve bazı adalarda yaygın olarak icra edilmiş; daha sonrasında da rebetika müziği içerisinde önemini korumuştur.

Batı Anadolu Kaynaklı Solo Danslar:

Kaynak: http://www.newsfinder.org/site/more/the_rebetiko_dances/

¨Zeybek/Zeybekiko: Her iki kültürün ortak dansıdır. 9/8’lik ya da 9/4’lük ritimde icra edilir. Geleneksel yorumunda, bir metrekarelik yerde hayali bir noktaya (ya da bıçak, şişe, ya da bardağa) sabitlenerek oynanır. Yoğun ve içe dönük kişisel bir aksiyonla icra edilir.

Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra zeybekler, dönemin Batılılaşma anlayışı çerçevesinde yeniden ele alınmış ve şekillendirilmiştir. Ekip formuna uyarlanmış, çeşitli koreografilere tabi tutulmuş ve “salon dansı” olması için kadın figürleri eklenmiştir. Kafalardaki ideal Türk kültürünün temsilcisi haline getirilmeye çalışılmış, icracıları abartılı bir biçimde “güçlü ve gururlu” duruşlar kullanmaya başlamıştır.

Mübadele sonrasında Atina ve Pire’de gelişen rebetika müziği ve zeybekiko birlikte bir dans-müzik kültürü oluşturmuştur. Popülerleşen müzikal alt kültür zamanla geleneksel haline göre daha hızlı ve senkoplu bir hal almıştır. Dans popülerleştikçe ve kadınlar tarafından da icra edildikçe “vakurluk, savaşçılık, görkemlilik” öğeleri azalmıştır. Zaten bu atıflar daha çok ulus-devlet ideolojisi içinden üretilen söylemlerin bir sonucudur.

Zeybekiko dans geleneğinde genellikle alkışla tempo tutanların oluşturduğu bir daire içinde sırasıyla farklı kişiler solo danslar doğaçlarlar. Daha sonra herkes kalkar, ikili-üçlü gruplar halinde toplu dans eder. Aksiyon ortaklığı yakalanır ancak hareketler bireyseldir.

Günümüzde bu dans jimnastik hareketleri…vs de katılarak yorumlanmaktadır: “zeybekiko özellikle dramatikleştirildi ve akrobatikleştirildi. Havaya sıçrayışlar ve ayak çevirmeler dansa katıldı ve yere ayak vuruşlar, izlenecek maharetler oldu. Bunlar alımlı şeylerdi ama bu, yeni bir danstı artık” (Holst s. 245)

¨Çiftetelli: Makedonya ve Trakya’daki 9/8’lik karşılama dans formuna benzer. Genellikle 4/4’lük ritimde solo olarak, bazen çiftler halinde icra edilir. Oryantal ya da göbek dansına benzetilir. Yunanistan’da kaba ve Türki bulunduğu söylenir. Günümüzde daha cüretkâr bir hal almış; ani atmalar, çekmeler, disko yorumları eklenmiştir.

  Batı Anadolu Kaynaklı Olmayan Danslar:

¨Hasapiko/Sirtaki: “Kasap dansı” anlamına gelen hasapiko, 2/4’lük ya da 4/4’lü ritimde, orta ya da yavaş hızda yapılır. 2-3 kişi omuz omuza dans eder. Ekip başı çeşitlemeler yaptırır; (günümüzde komutla, eskiden omuz sıkarak…) çeşitleme olmadıkça temel adım yapılır. Vari (ağır: derin) hasapiko, argos (yavaş) hasapiko, naftikos (denizcilerin dansı) da denir. Hızlı formu hasaposervikos’tur.

Sirtaki” (küçük sirto) anlamına gelir ve hasapiko dansından türetilmiş bir danstır. (bu isim Fransa’da verilir: Petrides ve Torp, s: 249.) Adımları hasapikoya benzer ama tarzı farklıdır; adımları daha belirgin ve gösterişli, aksiyonu daha dışa dönüktür. Zorba filmi sonrasında en çok bilinen Yunan dansı haline gelir ve hasapikoyla aynı anlamda kullanılmaya başlanır. Aslında film için bestelenen müziğin adı “Girit dansı” anlamına gelen “Kritikos Horos”tur. Genellikle geleneksel yöntemlerle değil; özel dans kurslarında öğrenilir, eğlence ortamlarında da çok sık yapılmaz.

¨Çamiko (Tsamiko):
Yunanlıların Kuzey Epir, Arnavutların ise Güney Çameria diye adlandırdıkları ve iki ülke arasında sorun yaratan bir bölgenin dansıdır.  Daire formunda, 3/4’lük ya da 6/8’lik ağır bir ritimde icra edilir. Eskiden erkek dansıyken günümüzde karma olarak da icra edilmektedir.

¨Horon: Pontus bölgesinden zorunlu göçe tabi tutulanlar tarafından, zeybeğe benzer bir biçimde, Yunanistan’a taşınmış ve ülkenin geleneksel dans repertuvarına eklenmiştir. El ele tutuşarak yapılan bir toplu dans forumudur. Figürler sirto ve kalamatyanoya kıyasla daha az akışkandır ve daha fazla adımdan oluşur.

Danslarda kadın ve erkeklerin konumu[[dipnot6]] :

Konum farklılıklarını belirleyen, topluluğun tipi ve örgütlenme şekli –köy toplumu, ada toplumu, tarım toplumu…vs-, toplumsal cinsiyete dayalı iş bölümü, yaş, sosyal statü..vs.dir. Eğlence amaçlı danslarda –köy düğünü, kırsal bayramlar…vs- kadınlar ve erkekler genellikle aynı dansları yaparlar. Birlikte ya da ayrı ayrı dans edebilirler; genellikle farklı olan dans etme biçimleridir.
Rum danslarında toplumsal cinsiyet temsilleri üzerine araştırmalarda[[dipnot7]] genellikle erkek ve kadınların dans tavırlarındaki farklılıkların toplumsal nedenleri incelenir. Örneğin, zeybekikonun eril egoizmine dayanan, bireysel olarak icra edilen ve diğer insanları seyirci pozisyonuna iten bir dans formu olduğu öne sürülür ve bu durum, rembetiko kültürünün gelişimiyle açıklanır. Anadolu'dan Yunanistan'a göç eden Rumların oluşturduğu rebet kültürü, bu kültür içinde yer alan rebetlerin erkeklik kimliklerini oluşturan mangia kavramı incelenir. Mangasların kıyafet, duruş ve aksiyonları itibariyle içe dönük bir biçimde, kendileri için dans ettikleri; ancak bu içedönüklüğün dışarının seyri olmaksızın anlam kazanamadığı söylenir.[[dipnot8]]
Kadınlar için de dans etmek zevkli bir etkinliktir. Küçük yaşlardan itibaren dans gruplarına katılırlar, bu gruplarda az sayıda erkek bulunduğu için bazen erkek rollerini bile oynarlar. Evli ya da yaşlı kadınlar da dansı gündelik hayatın rutin işlerinden sıyrılmanın bir yolu olarak görür. Kadınların dans ortamlarındaki varoluşunda “seyrediliyor olma hissiyatı” belirleyicidir. Seyirci yorumları, erkeklerin dansına dair yorumlarla karşılaştırıldığında çok daha acımasızdır; bu yorumlar, kadınlığın toplumsal algılanışı ile yakından ilişkilidir. Bu yorumlardan etkilenen -özellikle genç yaştaki- kadınlar genellikle ekip başı olmaktan kaçınır ve “ölçülü” dans etmeye çalışırlar.[[dipnot9]]
Anadolu kaynaklı bir kadın dansı formu olan çiftetellinin bazı Rumlar tarafından algılanışında da milliyetçilikle karışık erkek egemen tavırlar etkilidir. Doğulu, kaba, erotik bir dans olarak görülen çiftetelliye dair yorumlarda, kadın bedeninin "saldırıya açık ve çekiciliğiyle tehlike oluşturan" bir unsur olarak görüldüğü ortaya çıkar.Ancak geleneksel bir erkek dansı olan zeybekiko pelvis devinimleriyle, sınırlandırılmamış fiziksellik ve cinsellik teşhiriyle kabul edilebilir bir danstır. Rum kadını da gururla dans etmelidir ama belirli sınırlar dahilinde: dans ederken bakışları aşağıda kalmalı, olabildiğince az alan kullanmalıdır…[[dipnot10]]
………………………………………

Yunanistan'dan Dans ve Siyaset İlişkisine Dair Çeşitli Örnekler[[dipnot11]] :

Irene Loutzaki , “Folk Dance In Political Rhythms”, adlı makalesinde; Yunanistan’da metin, dans ve müziğin, iktidarların propaganda aracı olarak kullanılmasını ele alır. Çeşitli etkinliklerde milli kimliklerin vurgulandığını ve sanatın popülist siyasetlerin aracı haline geldiğini belirtir. Aşağıda makalede geçen dans-siyaset ilişkisine yönelik örnekler özetlenmiştir:

Metaxist diktatörlüğünde halk dansları: 1937-1940:

Metaxas diktatörlüğü 30’lu yıllarda bir yandan birçok rebetika şarkısını yasaklar ve müzisyenleri sürgüne gönderirken, bir yandan da halk geleneğini güçlendirmeye çalışır. Holst-Warhaft’a göre, “Metaxas diktatörlüğünden ve kayıt stüdyolarının kapandığı Alman işgalinden sonra, yani 40’lı yılların sonlarında bu tür popülerleşmeye başlar.” (1998: 121).
Hitler’den etkilenen Metaxas, Yunan halkının kırsal geleneklerini, kitleleri denetlemek üzere kullanır: yılbaşı gecelerinde, çiçek şenliklerinde, 25 Mart Kurtuluş Günü’nde, okulların kapanış günlerinde…vs kitlesel jimnastik ve spor oyunları sergilenir. Gençlik festivalleri, 4 Ağustos Şenliği…vb. yeni günler ”yaratır”. Sokaklarda yürüyüşler, geçit törenleri düzenlenir. “Helen kültürü” canlandırılır; birlik ve beraberlik vurgulanır. Dansçı ve müzisyenler bu ortamlarda sirto, kalamatyano ve çamiko icra eder.

Kalamatyano, milli bir simge haline gelir; bu Peloponez dans tarzı, milli eğitim sistemi sayesinde bütün ülkeye yayılır.  

Kışlada şenlik!:

Kışlalarda paskalya kutlanırken aileler ve ünlü siyasetçiler (1967’ye kadar kral, 1967’den sonra cumhurbaşkanı, başbakan…vs) birlikte eğlenir.Topluca sirto, kalamatyano, çamiko ve -Girit dansı- pentozális yapılır.

1967-1973: (30 Ağustos zaferi):

Nisan 1967-Kasım 1974 arasındaki albaylar cuntası sırasında siyasi içerikli bazı oyunlar yasaklanır. Bu dönemde her sene stadyumda zafer kutlanır. Amatör dansçılar, Atinalı dans grupları ya da yerel gruplar halk dansları icra eder. Herkes milli kostümler giyer, önce herkes 10 dakikalık bir süre içinde kendi dansını yapar; sonunda topluca pan-Hellen bir dans haline gelen sirto yapılır.

Askeri rejim sona erdikten sonra, cunta karşıtı protest bir popüler müzik türü ortaya çıkar.

‘Allaghi' (değişim):

1981’de PA.S.O.K (Panhellen Sosyalist Hareket) seçimle iktidara gelir. Devleti halkla bütünleştirmeye çalışır; sloganı ise “Yunanistan Yunanlılarındır” dır.

Önemli bir değişim, özel ortamlarda sergilenen dansların kamusal alana taşınmasıdır. Sosyalist liderler popülerleşen taverna ya da buzuki kulüplerinde dans eder. Bu ortamlarda radikal aydınlar, saygın burjuvalar ve sanatçılar bir araya gelir. Bazı orta sınıf mensupları buralarda çalınan müziklerden hoşlanmaz, bu ortamlarda  doğaçlama dans hareketleri –örn. anatolítiki- yapılır ve bunlar eşitliği temsil eder. Erkekliklerini sergilemekten zevk alan siyasetçiler  zeybekiko yapar. Popüler danslar zeybekiko, çiftetelli ya da sirtodur. Zeybekiko her zaman için bir erkek dansıdır ancak sosyalistlerin döneminde kadınlar tarafından da icra edildiği görülür. Çiftetelli, belirgin bir biçimde cinsel içerikli bir kadın dansıdır; dansçılar büyük kalça, göbek ve göğüs hareketleriyle oturanları dansa çağırırlar. Bu dans daha önceleri yasaklanmıştır.

Yeni Manastır köyü:

Askeri rejim sırasında (1967-1974), Yunanistan’ın orta bölümündeki Yeni Manastır köyü’nde göçmen toplulukların voulghárika dansları yasaklanır. Bunlar, Yunan imgesine ters bulunur. Yeni Manastırlılar 1983’te sosyalist bir toplum konseyi seçer. Toplumsal planda, dans ortamlarında siyasi farklılıklar belirginleşir. Kazanan parti taraftarları köyün meydanında dans eder; diğerleri buna katılamaz. Dans dahil etme ya da dışlama aracı haline gelir. Siyasi gündem (seçim…vs) bittiğinde ise bütün köylüler birlikte dans eder: dans etmenin zevki siyasete üstün gelir..

Genel gözlemler:

İlk üç örnekte kullanılan danslar, anavatanın güneyinin (Türklerden kurtarılan ilk topraklar olan) Peloponez’in danslarıdır ve milli eğitim sistemiyle ülke geneline yayılmıştır. Bu danslar pan-Hellen danslar olarak bilinir.

Sosyalistler, zeybekiko ve çiftetelliyi kullanarak halkla bütünleşmeye çalışmışlardır. Ancak zeybekiko hiçbir zaman ana akımın dışında kalan bir altkültür ya da direniş formu olmamıştır.

KAYNAKLAR:

-Yvonne Hunt, “Rebetika ya da Rembetika”, Dans-Müzik-Kültür, Folklora Doğru s: 66, Alan Araştırmaları Dosyası – Ege, s: 239-247.
-“İmroz (Gökçeada) Derleme Gezisi Notları”,  Dans-Müzik-Kültür, Folklora Doğru s: 66, Alan Araştırmaları Dosyası – Ege, s: 247-279.
- Irene Loutzaki, “The Traditional Dance in Greece”, Aegean University, (1985 tarihli kitabın kısaltılmış versiyonudur)
-Irene Loutzaki , “Folk Dance In Political Rhythms”, 2001 Yearbook cilt. 33.
-http://www.newsfinder.org/site/more/the_rebetiko_dances/
-http://en.wikipedia.org/wiki/Image:Megaraatikisdance.jpg
-http://www.annaswebart.com/culture/dancehistory/history

-http://www.bgst.org/ege-rum-calismasi/zeybekiko-ciftetelli-rembetika-toplumsal-cinsiyet-eksenli-tartismalar (Zeybekiko, Çiftetelli, Rembetika; Toplumsal Cinsiyet Eksenli Tartışmalar; Haz: Songül Tuncalı)

Bu yazı BGST ve BÜFK’te yapılan sahne çalışmasının arka planı için hazırlanmış bir aktarımın notlarıdır. Aktarım temel olarak bahsi geçen kaynaklardan yapılan birer derleme niteliğindedir.